Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin
soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu'nun da aralarında bulunduğu 12 kişi
tutuklandı.
DARBE girişiminin ardından gözaltına alınan eski İstanbul
Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 9 gün nezarette tutulduktan sonra,
bir zamanlar emrindeki polislerin arasında Çağlayan’daki İstanbul
Adliyesi’ne getirildi. Mutlu çıkarıldığı mahkeme tarafından gece
geç saatlerde tutuklandı. Mutlu'nun da aralarında bulunduğu 10 kişi
saat 04.00 sıralarında iki çevik kuvvet otobüsüyle Silivri
Cezaevi’nde getirildi.
‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak’, ‘Anayasal
düzeni silah zoru ile ortadan kaldırmaya teşebbüs’,
‘Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamaları yöneltilen
Mutlu, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Fatih Tok
tarafından 6 saat süren sorgulanmasının ardından çıkarıldığı
mahkemede tutuklandı. Vali Mutlu, 26 Ağustos’ta gözaltına alınmış
ve mal varlığına tedbir konulmuştu. Mutlu’nun Diyarbakır Valiliği
döneminde (2007-2010) kamu kaynaklarını FETÖ dershanelerine
gönderdiği iddiaediliyor.
TUTUKLANDILAR
Mutlu, 31 Mayıs 2010-15 Eylül 2014 arasında İstanbul Valisi’ydi
Gezi protestoları sırasında attığı şiirli tweet’lerle dikkat
çekmişti. Hüseyin Avni Mutlu ile birlikte valiler Yusuf
Yavaşcan, Abdülkadir Demir, Fatih Şahin, Necmettin Kallan, Nurullah
Çakır, Ahmet Aydın, vali yardımcısı Haluk Nadir, Bağcılar Kaymakamı
Erdal Çakır, Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan, Kadıköy
Kaymakamı Bilal Kurubal da tutuklandı. Tutuklu Vali İbrahim Özçimen
bu soruşturmadan da tutuklandı.
VALİ MUTLU’NUN HAKİMLİK İFADESİ
Vali Mutlu’nun hakimlik ifadesinde "Ben daha önce meslek hayatıma
Kocaeli’nde kaymakam adayı olarak başladım. Bursa Büyükorhan
Kaymakamlığı, daha sonra Amerika’da dil eğitimi için bakanlığım
tarafından görevlendirildim. Bilahare Silopi Kaymakamı, Şırnak Vali
Yardımcısı, Ecabat Kaymakamı, Çanakkale Vali Yardımcısı, Bağcılar
Kaymakamı görevlerinde bulunduktan sonra Siirt ve Diyarbakır
Valiliği görevlerinden sonra İstanbul Valiliği’ne 2010 Mayıs
ayında atandım. 2014 Eylül ayında da Merkez Valiliği’ne tayin
oldum. O tarihten itibaren de Merkez Valisi olarak görev yapıyorum"
dediği öğrenildi.
"BU TWEETLERİN BİR SUÇ OLDUĞUNU KABUL
ETMİYORUM"
Kendisine mahkemedeki sorgusunda sosyal paylaşım
sitesi Twitter’da yaptığı paylaşımlar sorulan Vali Mutlu,
"9-13 Haziran 2013 tarihindeki twetter paylaşımları bana aittir.
Ben Gezi eylemlerinin olduğu dönemde İstanbul Valisi olarak görev
yapmaktaydım. Malumunuz sizlerinde belirttiği gibi atmış olduğum
tweetler bellidir. Hiçbir soruşturmaya da konu olmamıştır. O gün
itibari ile de suçlama olmamıştır. Aradan 3 yıllık bir süre
geçmiştir. Bu tweetlerin bir suç olduğunu kabul etmiyorum. Gerek
idari ve adli açıdan bu atmış olduğum tweetlerin bir suç
oluşturması halinde o gün itibari ile gerekli işlemlerin
başlatılması ve soruşturması icap ederdi diye düşünüyorum. Hali
hazırda bunların bir suç olmadığına inanıyorum. Bu tweetleri
paylaşımımdaki amaç, Gezi’de özellikle emniyet güçlerimiz ile
çatışan marjinal gruplar ile değil çevreciler ile parkın
muhafazasını amaç edinen gençlerin ruhundan bellidir. Dolayısıyla
burada Gezi’de eylemlere kalkışan radikal gruplarla
ilgili değil onlara ulaşan bir tweet değil, çevreci gençlere atılan
bir tweettir. Bu çevreci gençler içerisinde gerçekten olaylara
katılmayan gençlerde vardır ve bu twetlerde hiçbir olaya karışmayan
gençlere yönelik atılmış bir tweettir" dediği belirtildi.
AKIN ÖZTÜRK SORUSU
Cep telefonunda ’Paşa Akın Öztürk’ olarak kayıtlı olan kişinin Akın
Öztürk olduğunu belirten Vali Mutlu’nun, "Diyarbakır Valisi olarak
2007-2010 yıllarında görev yaptım. Görev yaptığım bu sürede Akın
Öztürk Diyarbakır’da 2. Anajet Üst Komutanlığı’nı yürütüyordu. Bu
mesai vesilesi ile kendisini tanırım. Bunun dışında kendisi ile bu
soruşturma evrakı içerisinde bahsedildiği şekilde cunta girişimi,
ihtilal teşebbüsü konusunda hiçbir temas, ilgi, irtibar söz konusu
değildir. Bendeki kaydı 2007 yılılından itibaren vali olmamdan
kaynaklı bir kayıttır, yeni bir kayıt değildir" ifadelerini
kullandığı kaydedildi.
"HÜSEYİN NAKİPOĞLU’NA OKUL İÇİN TEŞEKKÜR
ETTİM"
Mutlu’nun soru üzerine, "Hüseyin Nakipoğlu’nu tanırım. Kendisi ile
sık görüşmem, tanışıklığım İstanbul’da kendilerinin özürlü
çocuklara yaptırmış olduğu bir okul vardır. Devlete aittir. Bu
okulda engelli çocukların yapmış olduğu bir programa iştirak ettim.
Bu program esnasında da okulu yapan hayırsever olarak kendisi de
orada bulunuyordu. Orada tanıştım. Kendilerine bu okul için
teşekkür ettim. Tanışıklığım bundan ibarettir. Bunun ötesinde bütün
telefon kayıtlarım açıktır. Gerek valilik gerekse şahsi
telefonlarıma bakılabilir. Bu sayının da diğer vatandaşlarla
yaptığım görüşmelerden az olduğunu da ifade etmek isterim. Bunlar
gibi tanışıp görüştüğüm pek çok kişi vardır. Dolayısıyla Hüseyin
Nakipoğlu’nun diğer görüştüğüm kişilerden hiçbir farkı hususiyeti
yoktur" şeklinde konuştuğu ifade edildi.
"AYŞEGÜL JALE SARAÇ'A TELEFON"
Ayşegül Jale Saraç’ı Diyarbakırda görev yaptığı dönemde tanıdığını
söyleyen Mutlu’nun, "Kendisi Dicle Üniversitesi rektörüdür. Açığa
alındığını duyunca geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bunun insani
bir duruş olarak değerlendiriyorum. birlikte çalıştığımız ve
tanıdığımız bir insana geçmiş olsun dileklerimi iletmek FETÖ terör
mensubiyeti olarak nasıl değerlendiriliyor anlamış değilim.
Dostlarımı aramak terör örgütü mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu
ülkede herkes FETÖ terör örgütü mensubudur diye düşünüyorum" dediği
öğrenildi. .
"KİTAPLAR BANA AİT DEĞİLDİR"
Evinde ele geçirilen 2 adet Gülen hareketi ve Türk okulları
kitaplarına ilişkin olarak Vali Mutlu’nun şu beyanlarda bulunduğu
öğrenildi: "Kitaplığımda bu yapı ile ilgili bütün kitapları
özellikle 17-25 Aralık hukuk darbesi sonrasında kaldırdım ve
kitaplığımda bu yapının fikrini düşüncelerini ifade eden
kitaplarımı kitaplığımdan çıkarttım. Ben evimde aynı zamanda
baldızım ile de kalıyorum. Kendisi 2 çocuğu ile birlikte bizim
yanımızda kalırlar eşinden ayrıdırlar. 4 yıla yakın bir süredir
yanımdadırlar. Gerek kendisi gerekse üniversite okuyan çocuğu
kitaba düşkündürler, okumaya meraklılar ve kitaplığımızı da evimiz
gibi paylaşıyoruz. Muhtemelen baldızım veyahut oğluna ait olabilir,
bana ait değildir. Bana ait olsaydı zaten daha öncede arz ettiğim
gibi evimde bu tarz kitapları çıkarttım"
"HAKKIMDA HERHANGİ BİR FEZLEKEDE
DÜZENLENMEMİŞTİR"
Diyarbakır’da görev yaptığı dönemde hakkında FETÖ silahlı terör
örgütü yapısı ile ilgili hakkında herhangi bir adli ve idari bir
işlem yapılmadığını ifade eden Mutlu’nun, "Hakkımda herhangi bir
fezlekede düzenlenmemiştir. İstanbul Valisi olduktan sonra Sodes
kapsamında emniyet yapmış olduğu öğrencilere yönelik üniversiteye
hazırlık eğitimi maksadıyla destek hakkında bir ön inceleme yapıldı
ancak herhangi bir aykrılık tespit edilmedi" şeklinde konuştuğu
öğrenildi.
. "GÜLEN'LE BİR TELEFON GÖRÜŞMEMİZ VARDIR"
"FETÖ silahlı terör örgütünün elebaşısı Fetullah Gülen ile yüzyüze
bir görüşmem yoktur" diyen Mutlu’nun , "Bir telefon görüşmemiz
vardır, şöyle vuku buldu; İstanbul Valiliğim dönemimde ziyarete
gelen pek çok kişi kurum kuruluşlar oluyordu. Bu ziyarete gelen
şimdi tam hatırlayamadığım bir sivil toplum kuruluşu bu ziyaretleri
sırasında ABD’ye yakında gideceklerini ve orada bir geçmiş olsun
dileğinde bulunacaklarını ifade ettiler. O günlerde önemli bir
rahatsızlık geçirdiği hatta hastaneye kaldırıldığı konusunda çok
yoğun bilgi paylaşılmıştı. Tarihini hatırlamıyorum 2011 ya da 2012
yolları olabilir beni ziyarete gelen kişiler hastalık konusunda
konuşuldu. Bu maksatlı ziyaret yapılacağından geleneklerimizeden
gelen bizim geçmiş olsun dileklerimizi iletiniz şeklinde çok doğal
her öllünün arkasından başsağlığı, her hasta olan kişiye geçmiş
olsun dileğinde bulunmak örf adetlerimizde var olan bir
uygulamadır. Ben bu gaye ile hareket ettim. Bir müddet sonra ifadem
de de belirttim telefonumdan Zaman Gazetesi Genel Müdürü
Ekrem Dumanlı direkt olark kendisi çıkarak Amerika’dan aradığını
ifade ettiler. ’Sizin geçmiş olsun dileklerinizde iletilmiş bu
vesile ile Fetullah Gülen de size bir teşekkür de bulunmak
isterler’ diyerek telefonu Fetullah Gülen’e vereceğini söyleyerek
bir görüşme yaptırdırlar. Fetullah Gülen ile tek görüşmemiz budur.
Çok kısadır, ’bana göndermiş olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi
aldım, teşekkür ederim’ dedi. Bunun dışında görüşmede başkaca hiç
bir husus olmamıştır. Benim de bir talebim olmamıştır" şeklinde
konuştuğu belirtildi.
"EKREM DUMANLI’YI RESİM SEGİSİNDE İLK KEZ
GÖRDÜM"
Zaman Gazetesi’nin Diyarbakır’da açtığı resim sergisinde ilk
kez Ekrem Dumanlı’yı gördüğünü belirten Mutlu’nun şunları söylediği
öğrenildi: "İstanbul Valisi olduğumda İstanbul’dak bütün
gazetelerin, Televizyonların, internet sitelerinin sahip ve
yönetimlerini tek tek ziyaret ettim. Bunlar kayıtlarda vardır. Bu
ziyaretlerim içerisinde Zaman Gazetesi’ne de uğrayıp kendisi ile
bir kez görüşmem vardır, bunun haricinde Ekrem Dumanlı ile bir
görüşmem yoktur"
MİT KUMPASININ BAŞINDA ALİ FUAT YILMAZER VARDI
7 Şubat 2012 tarihinde MİT Başkanı Hakan Fidan’ın KCK
soruşturması kapsamına alınması ve bu yönde bir kumpas kurulması
olayından sonraki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki İstihbarat
Terör ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne yapılan atamalara
ilişkin soru üzerine Vali Mutlu’nun soru üzerine şunları söylediği
öğrenildi: "Hatırladığım en önemli değişiklik orada bu kumpas
girişiminin başında İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer
ile ilgili bir değişiklik yaptık ve sayılmış olan bu isimlerde
değişiklik listesinin içerisinde bulundu. Zira bize söylenen bu
kumpası yürüten kişinin Ali Fuat Yılmazer olduğu bilgisiydi. Bu
nedenle il müdür yardımcılığı görevinden kendisini bir gece onayı
ile aldık, bunun ekinde de il emniyet müdürümüz Hüseyin Çapkın’ı
ekinde getirmiş olduğu bu atamalara ilişkin oluru verdim. Ben bu
kumpasın başında Ali Fuat Yılmazer olduğunu biliyordum, zaten onu
da görevden aldık."
"BİLSEYDİM ZATEN GEREĞİNİ O VAKİT YAPARDIM"
Vali Mutlu’nun, "Bana emniyette sorulan bu atamaların 17-25 ARalık
kumpas soruşturma dosyaları ile Selam Tevhid Kumpas
soruşturmalarını devam etmesini ve sızmamasını sağlanmasına yönelik
olarak ben böyle bir kasıtla hareket etmedim. Bu iddiayı kabul
etmiyorum. Böyle bir kumpası bilseydim, 17-25 Aralık hukuk darbesi
ve Selam Tevhid soruşturmalarını açığa çıkartmamak gibi bir amaçla
yapıldığını bilseydim zaten gereğini o vakit yapardım" dediği ifade
edildi.
"SUÇ YAPILANMALARI İLE HİÇBİR ŞEKİLDE HAYATIM BOYUNCA
İRTİBATIM OLMAMIŞTIR"
17 Temmuz 2016 tarihinde açığa aldınığını belirten Mutlu’nun
şunları söylediği öğrenildi: "Açıkcası böyle bir şeyi hiçbir zaman
beklemiyordum. Çünkü açığa alınma gerekçemizi oluşturan suç
yapılanmaları ile hiçbir şekilde hayatım boyunca irtibatım
olmamıştır. Meslek hayatımı şerefle, bu devlete ve aziz millete
,onun birliğine, refahına, milli egemenliğimizin muhafazasına ve
ülkemizin yüksek idealine bağlı olarak yerine getirmeye çalıştım.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci olduğum yıllarda
bu devlerin ve aziz milletin biz öğrencilere verdiği öğlen yemeğini
4 TL’ye yemiş bir vatan evladıyım. Yediğimiz bu yemeğin
bedelini ödemek için hayatım boyunca devletimize hizmet ettik. Aziz
devletimize ve milletimize zeval gelmesin diye her daim dua ettik.
Ve bu duamı Merkez Valiliği’ne alındığım günde basınla paylaştım.
Merkez Valisi olduğum günde en ufak bir yüksünme küsme olmamıştır.
Devlet memuriyetinde soruşturmalar olur, bunlar doğaldır, görevden
de alınabilirsiniz"
"BU LEKE DE BENİM ÜSTÜMDE DURMAZ"
"Soruşturulursunuz tekrar göreve iade edilirsiniz bunların hepsini
memuriyet içerisinde kabul edebilirim. Ama 246 vatan evladığını,
2500’e yakı insanımızın yaralanmasına ve milli irademize silah
çekilmesine sebebiyet veren ihlal kalkışmasının ardından iki gün
sonra açığa alınmayı bin yıl ömrüm olsa bin yıl boyunca reddederim.
FETÖ terör örgütü ve bütün terör örgütlerini ile 17 yaşımdan beri
mücadele ediyorum. İstanbul’da kaldığım yerler, yurtlar bellidir.
karakterim bellidir, inançlarımın ne olduğu bellidir. Bir tek
cemaatim var ümmetim, bir tek önderim var peygamberimdir. Bunun
dışında önder ve cemaat tanımam beni bu şerefsizlerin arkasında
takıp cuntacılarla birlikte yargılanmayı asla kabul etmiyorum.
Sabaha kadar bununla ilgili konuşabilirim. Benim aziz devletim
şayet benim üniversite yıllarımdan itibaren duruşumu, fikriyatımı ,
gönül bağımı tespit edememişte 15 Temmuz gecesi tespit etmişse ve
beni FETÖ Terör örgütü olarak ilan etmişse söyleyeceğim şudur; ’ 80
milyon vatan evladı 24 saat FETÖ terör örgütü diye bağırsa başımı
bir cm öne eğmem, bu leke de benim üstümde durmaz. FETÖ terör
örgütü ile diğer terör örgütlerini lanetliyorum. Ayrıca ben
darbenin olduğu gece Twitter hesabımdan darbeyi lanetlediğimi,
hukuk önünde hesap vermeleri gerektiğini, açık ve net bir şekilde
belirttim. Benim 2 milyon takipçim vardır. Bunların hepsi darbeye
karşı duruşumu görmüşlerdir. Ayrıca o saatlerde hiçkimse erkenden
ve darbenin en yoğun saatleriydi. Hiçbir kimse benim kadar net
duruş sergilemiş midir, mukayese edilmesini istiyorum."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar