Unilever, sürdürülebilirlik yol haritasını paydaşlarıyla belirliyor
- Unilever’in Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında geleneksel olarak düzenlediği Paydaş Çalıştayı, sivil toplum temsilcileri, sosyal girişimciler, akademisyenler, medya ve iş dünyasından 70’e yakın uzmanın katılımıyla gerçekleştirildi - Çalıştayda, Unilever’in mevcut sürdürülebilirlik hedeflerinin ötesini anlamak ve paydaşlarının görüşlerini almak amacıyla gerçekleştirdiği küresel araştırmanın sonuçları ilk kez paylaşıldı
İSTANBUL (AA) - Unilever’in Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında geleneksel olarak düzenlediği Paydaş Çalıştayı, sivil toplum temsilcileri, sosyal girişimciler, akademisyenler, medya ve iş dünyasından 70’e yakın uzmanın katılımıyla gerçekleştirildi.
Unilever'den yapılan açıklamaya göre, şirket, Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın yedinci yılında, küresel iş dünyasına ve sektörüne örnek olacak çalışmalara imza atmaya devam ediyor.
Unilever’in bu yıl 4. kez düzenlediği Paydaş Çalıştayı’nda kadınların ve gençlerin güçlendirilmesi odağında gıda atığı, sürdürülebilir beslenme, ambalaj atıkları, su, sağlık ve hijyen konuları tartışıldı.Sivil toplum, akademik çevreler, medya ve iş dünyasından 70’e yakın uzman farklı masalara ayrılarak, bu konulara ilişkin çözüm önerileri ve Unilever’den beklentilerini dile getirdi.
Tüm tartışmaların ardından çalıştay sonunda varılan ortak nokta, sürdürülebilirliğe ilişkin konularda Türkiye’de bilinç ve farkındalık düzeyinin artması gerektiği oldu. İlgili konularda medya desteği ve iletişim ihtiyacı vurgulandı. Tüm masalarda sorunların kadınları daha fazla mağdur ettiği ve gençlerin bu sorunların çözümlerine daha fazla katılması gerektiği ortak kabul gören konular arasında yer aldı.
- Unilever, sürdürülebilirlik alanında paydaşlarının nabzını tuttu
Çalıştayda, Unilever’in mevcut sürdürülebilirlik hedeflerinin ötesini anlamak ve paydaşlarının görüşlerini almak amacıyla gerçekleştirdiği küresel araştırmanın sonuçları ilk kez paylaşıldı.
"Have Your Say" adı verilen araştırmaya, yatırımcılar,
tedarikçiler, müşteriler, yaratıcı ajanslar, fikir önderleri, sivil
toplum kuruluşları ve akademisyenlerin de aralarında bulunduğu
Unilever’in değer zincirindeki 276 kilit paydaşın yanı sıra dünya
çapındaki 21 bin üretim tesisinde tüm fonksiyonlar ve
coğrafyalardan 40 bini aşkın çalışan katıldı. Üç aydan daha uzun
bir süre devam eden araştırmada katılımcılara, Unilever’in
odaklanmasını istedikleri önceliklere ilişkin görüşleri
soruldu.
Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı'nın geleceğe nasıl evrildiğini anlamayı amaçlayan araştırmada, çalışanların, Unilever’in odaklanmasını istediği ilk 10 konu suya erişim, sağlık, hijyen ve beslenme, temiz hava, iklim değişikliği, eğitim, öğretim ve becerilere erişim, sıfır gıda ve ambalaj atığı, ruh sağlığı ve esenliği, doğal yaşamı korumak, daha iyi iş fırsatları, herkes için insan ve işçi hakları olarak sıralandı. Paydaşların verdiği cevapların da çalışanlarınkilerle büyük ölçüde benzerlik taşıdığı görüldü.
Unilever çalışanları, tüketicilerle daha yakınlaşmaya ve
hayatlarını gerçekten anlamaya ihtiyaç olduğunu vurgularken,
tüketicileri ve davranışları etkilemek amacıyla şirketin ‘daha
fazla konuşması’ gerektiğini vurguladı. Dikkat çekilen ikinci
nokta, sosyal ve çevresel faydaları markalara entegre etme
konusunda daha fazla ilerleme görme isteğiydi. Çalışanların vurgu
yaptığı üçüncü nokta ise organizasyonun bir parçası olarak
sürdürülebilirliğe öncülük etmek için daha fazla yetki üstlenme
arzusu oldu.
- "Sürdürülebilir yaşam markaları büyümenin lokomotifi"
Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Harm
Goossens, şirketin İstanbul’daki Merkez Ofisinde gerçekleştirilen
Paydaş Çalıştayı'nın açılışındaki konuşmasında, sürdürülebilir
yaşam markalarının, Türkiye’de de büyümenin lokomotifi olduğunu
ifade etti.
Küresel iklim değişikliğine ilişkin sorunların hala dünya
gündemindeki yerini koruduğunu aktaran Goossens, ürünleriyle her
gün 2,5 milyar kişiye dokunan Unilever’in bu sorunların çözümünün
bir parçası olmak için 2010 yılından bu yana Sürdürülebilir Yaşam
Planı doğrultusunda çalıştığını dile getirdi.
Goossens, başta çalışanları olmak üzere dünya çapındaki kilit paydaşlarının, mevcut sürdürülebilirlik hedeflerinin ilerisine ilişkin görüşlerini dinlemek ve anlamak üzere, bugüne kadarki en büyük "dinleme araştırmasına" imza attıklarını kaydetti. Harm Goossens, dünya çapında gerçekleştirilen araştırma sonucunda analiz edecek çok sayıda veri elde ettiklerini söyleyerek, bu verilerden Unilever’in gelecek gündemini oluşturmak için yararlanacaklarını ve araştırma sonuçlarını Türkiye düzleminde paydaşlarıyla birlikte tanımlamak üzere Paydaş Çalıştayını gerçekleştirdiklerini söyledi.
Unilever Türkiye Sürdürülebilir İş ve İletişim Direktörü Ebru
Şenel Erim de Unilever olarak hayatın her alanında güven inşa
etmenin kritik bir rol oynadığını düşündüklerini ve bu konuda da
öncü rol oynadıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Dünyadaki sorumlu bireyler, bu gidişata dur demek ve ortak
aksiyon almak için çağrıda bulunuyor. Sürdürülebilirlik her ne
kadar ‘çevre’ odaklı bir çerçevede doğmuş olsa da bugün, dünyanın
ve insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekillenmiş
durumda. Bu çerçevede dünya çapında sürdürülebilir kalkınma
hedeflerine ulaşmak için tüm organizasyonların kolektif bir şekilde
çalışması çok önemli."
- Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen Markalar daha hızlı büyüdü
Unilever, 2010 yılında hayata geçen Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde, büyümesini çevresel etkisinden bağımsız kılmak ve şirketin pozitif sosyal etkisini artırmak üzere verdiği taahhütlerin yaklaşık yüzde 80’ini gerçekleştirdi.Bu taahhütlerin arasında 1 milyar kişi için sağlığı ve refahı iyileştirme, çevresel etkiyi yarıya düşürme ve milyonlarca çalışanı, tedarikçisi ve perakendecisi için geçim kaynaklarını iyileştirme yer alıyor.Unilever’in, sürdürülebilirliği iş modeli olarak tüm faaliyetlerine entegre eden Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen Markalar’ı, son üç yılda olduğu gibi 2017 yılında da şirketin ortalama büyüme hızından daha iyi bir performans gösterdi.
Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen Markalar, 2017’de, işletmenin geri kalanından yüzde 46 daha hızlı büyüdü ve Unilever'ın büyüme cirosunun yüzde 70’ini oluşturdu.Türkiye’de de OMO, Dove, Lipton, Knorrr, Domestos, Signal, Algida, Elidor gibi ‘Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen Markalar’ı yüzde 44 büyürken, Unilever Türkiye’nin toplam büyümesinin yüzde 72’sini gerçekleştirdi.
Unilever’in yaptığı global araştırmalar da tüketicilerin
sürdürülebilir markalara yönelik talebinin artmaya devam ettiğini
gösteriyor. Tüketicilerin yüzde 33’ü sürdürülebilir markaları satın
alırken, yüzde 21’i sürdürülebilir markaları satın alma eğiliminde
olduğunu söylüyor. Böylece sürdürülebilir markaların potansiyel
pazar payı yüzde 54’e ulaşıyor. Sürdürülebilirlik bir yaşam biçimi
olmaya devam ederken bu durum Unilever için büyük bir fırsat olarak
öne çıkıyor.
- "Su ajandası" önerisi
Unilever’in Paydaş Çalıştayı kapsamındaki gıda atığı masasında
dünyada her 9 insandan biri açlık çekerken sadece Avrupa’daki gıda
atığıyla 200 milyon kişinin doyabileceği vurgulanırken sorunun en
önemli nedeni olarak arz-talep dengesinin sağlanamaması ve üretim
aşamasındaki planlama eksikliği öne çıktı. Toplumda farkındalığın
artırılması için anaokulundan itibaren yeni nesillere eğitim
verilmesi, bunun da çocuklarda ‘Eko Fobi’ yaratmadan
gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Sağlık ve hijyen masasında ise çevre ve doğa dostu ürünler geliştirilmesi, etiket okur-yazarlığının artırılması, Türkiye genelinde pilot uygulamalar yapılması, bilgi kirliliğinin önlenmesi ve sorunun çözümünde ‘eşitlikçi’ bir yaklaşım benimsenmesi gereği öne çıktı. Ambalaj atığı masasındaki tartışmalar sürdürülebilir yaşam için ‘Tasarım’ ve ‘Yeniden Tasarım’ konularında yoğunlaşırken, özel sektörün Ar-Ge yatırımlarını ve akademiyle Ar-Ge iş birliklerini artırması, yerelleşmeye önem vermesi, start-up düzeyinde girişimleri desteklemesi talep edildi.
Su yönetimi masasında öne çıkan talep ise çevre politikalarının
güncellenmesi oldu. Tartışmalarda Hollanda gibi, dünyadaki iyi
örneklerin incelenmesi gündeme gelirken, su konusunun müfredata
alınması ve gençlerin katıldığı gönüllü inisiyatiflerin
desteklenmesi istendi. Ayrıca Unilever’in iş dünyası örgütleriyle
ortak su ajandası belirleyerek Türkiye özel sektörü için yol
haritası çizebileceği kaydedildi.
Sürdürülebilir beslenme masasında tartışmalar, ‘Beslenme davranışı sorunları’, ‘Gıda güvenliği’ ve ‘Gıdaya erişim’ konuları etrafında gelişti. Bu sorunların çözümünde ise doğru mesajın iletilmesi, ortak akıl geliştirilmesi, doğru modeller üzerinden iletişim kurulması ihtiyacı vurgulandı.
Yorumlar