Uluslararası İyilik Ödülleri

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3) - "Çıkmış bir tanesi ne diyor? 'Türkler burayı terk edecek.' Terk etmeyecekler. Bunlar artık oranın vatandaşı, terk etmeyecekler. Bu dalga daha da gelişecek ve genişleyecek. Bunun bedelini her türlü ödeyecekler kusura bakmasınlar, ödeyecekler. Ve diplomasi nedir onu da öğrenecekler. Uluslararası diplomasi nedir onu da öğrenecekler" - "Avrupa'da son bir haftadır sergilenen çirkeflikler, en temel hukuk ve diplomasi kaidelerinin ayaklar altına alınması, bizim için tabii hiç şaşırtıcı değildir. Haydutluğa varan tavırları, Avrupa'da yükselen faşizmin, ırkçılığın, İslam düşmanlığının sadece birer işaretidir. Batı'da yaşayan kardeşlerim sizlere sesleniyorum; şu anda ekranlarınızın başında bizi izliyorsunuz biliyorum. Unutmayın; dik durun. Bunların bu olumsuz yaklaşımları Allah'ın izniyle gelip geçicidir. Çünkü bunların attıkları bu bumerang dönüp kendilerini vuracaktır" - "Türkiye güçleniyor. Türkiye güçlendikçe bunlar eziliyor. Zelil hale geliyor. Daha da ezilecekler ve bunları kendi silahları neyse o silahlar vuracak. Bunlar çok yalancı. Şu anda bütün Ortadoğu'daki terör örgütlerinin silahı bunlardan geliyor. Başka yerden değil. Ellerinde bunların, Batı'nın silahları var. Hepsi elimizde belgeli ve yalan söylüyorlar. 'Böyle bir şey yok' diyorlar. İşte belgeler, resimler ve terör örgütünün bunlar formalarıyla, elbiseleriyle ortadalar. Kimi aldatacaksınız? Biz sizi biliyoruz." - "Şu anda Cerablus'tan biliyorsunuz tehdit yaşadığımız Suriye'ye, Özgür Suriye Ordusuyla beraber girdik. El Rai'ye aynı şekilde oradan girdik. Daha sonra Dabık. Dabık'tan sonra El Bab'a girdik. Buraları DEAŞ'tan temizledik. Şimdi sırada Münbiç var ve Rusya seyahatimde de Sayın Rusya Başkanı Putin ile de bu konuları enine boyuna görüştük. Bütün mesele, inşallah Suriye'de Türkiye için tehdit oluşturacak unsurlardan Suriye'yi arındırmaktır, temizlemektir ve asla Suriye'nin kuzeyinde bir terör örgütünün devlet kurmasına müsaade etmeyeceğiz"

Google Haberlere Abone ol
Uluslararası İyilik Ödülleri

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda'daki diplomatik skandala ilişkin, "Çıkmış bir tanesi ne diyor? 'Türkler burayı terk edecek.' Terk etmeyecekler. Bunlar artık oranın vatandaşı, terk etmeyecekler. Bu dalga daha da gelişecek ve genişleyecek. Bunun bedelini her türlü ödeyecekler kusura bakmasınlar, ödeyecekler. Ve diplomasi nedir onu da öğrenecekler. Uluslararası diplomasi nedir onu da öğrenecekler." dedi.

Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası İyilik Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, Almanya'nın devlet televizyonunun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin anayasa değişikliği referandumunu yalan yanlış aktardığını belirterek, "Bu Almanya'nın devlet televizyonu ne diyor? 'Biz hayır diyoruz' diyor. Sana ne ya, sana ne? Demek ki Türkiye'de 'evet' diyenler istikamet üzerinedir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba günü Hollanda'da gerçekleştirilecek seçimler öncesinde ve sonrasında gerekli değerlendirmeleri yapacaklarını kaydederek, şöyle devam etti:

"Nasıl bir tavır takınacağız ortaya koyacağız. Çünkü bu cevapsız bırakılamaz. Benim bakanıma, Dışişleri Bakanıma, bunun yanında Ekonomi Bakanıma ve bunun yanında yine milletvekili arkadaşlarımıza oralarda her türlü af edersiniz edep dışı davranışı yapanlar bunun bedelini ödeyecek. Benim Hollanda'daki vatandaşlarımın üzerine atlarla yürüyen, af edersiniz kendi içlerindeki hırslarını köpekleri sürmek suretiyle ortaya koyanlar bunun bedeli ödeyecek. Bunların içinde birçoğu Hollanda'nın vatandaşı. Çıkmış bir tanesi ne diyor? 'Türkler burayı terk edecek.' Terk etmeyecekler ya. Bunlar artık oranın vatandaşı, terk etmeyecekler. Bu dalga daha da gelişecek ve genişleyecek. Bunun bedelini her türlü ödeyecekler kusura bakmasınlar, ödeyecekler. Ve diplomasi nedir onu da öğrenecekler. Uluslararası diplomasi nedir onu da öğrenecekler."

Erdoğan, geçen hafta Türkiye'de 3. Milli Kültür Şurası yaptıklarını hatırlatarak, bu şuranın şiarının "dünyanın iyiliği için Türkiye" olduğunu ve bunun üzerinde çalıştıklarını dile getirdi. Erdoğan, geçen ay yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, "Gelin tatilinizi Türkiye'de geçirin" çağrısında bulunduğunu hatırlatarak, bu çağrıyı yineledi.

- Fransa'ya teşekkür

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu arada Fransa'ya teşekkür ediyorum. Çünkü Fransa bu oyunların içine hiç girmedi. Fakat bu sıkıntılı bölgelerde bu tavırları, bu çirkef tavırları takınan ülkelerde yaşayan kardeşlerime diyorum ki 'Komşularınızı alın gelin Türkiye'ye, misafirperverlik nedir görsünler, ev sahipliği nedir bir görsünler.' İnanıyorum ki bunu da göreceğiz ve gelen misafirlerimiz de burada misafirperverliği görecekler. Bu ülkenin o yaklaşım tarzını görecekler. Gerek son 6 yıldır Suriye'de yaşananlar gerek 15 Temmuz gecesi ve sonrasında şahit olduklarımız bizler için ibret vesilesidir. Bu iki hadise, maskelerin düşmesine ve gerçek yüzlerin görülmesine vesile olmuştur. Sadece günümüz için değil geleceğimiz için, yarınımız açısından da bunlardan çıkarılacak büyük dersler olduğunu düşünüyorum. Bir daha benzer acılar yaşamamak, hayal kırıklıklarına maruz kalmamak için bunu yapmamız gerekiyor. Bakınız 3 gün sonra Suriye'de çatışmalar 15 Mart'ta 6 yılını dolduracak. Bu 6 yıl içinde yaklaşık 1 milyon insan haince katledildi. 13 milyon Suriyeli yerini, yurdunu, vatanını terk etmek zorunda kaldı. Binlerce yıllık şehirler, insanlığın tarihine ışık tutan kütüphaneler, camiler, medreseler, okullar tamamen yıkıldı. Suriye, bugün DEAŞ, PYD ve YPG gibi terör örgütlerinin ya da bunların zulmünü aratmayan mezhepçi milislerin tatbikat alanına döndü. Kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla, füzelerle devlet terörü uygulayan rejim tarafından mazlum bir halkın yok edilmesine tüm dünya seyirci kaldı. Halep'teki enkazın altında kalan sadece masum yavrular değildir, insanlığın vicdanıdır, merhametidir, ahlakıdır. Dara'da, Hama'da, Humus'ta yerle yeksan edilen sadece binalar değildir, aynı zamanda 1 milyar 700 milyonluk İslam aleminin onurudur, izzetidir. Suriye'de balistik füzeler şehirleri vururken, aynı zamanda 7 milyarlık insanlık ailesinin savunduğunu iddia ettiği değerler de hedef alınmıştır."

Halep'teki bir duvar yazısını katılımcılarla paylaşan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyor ki bu duvar yazısında 'Suriye'de ölen çocuklardan kan yerine petrol aksaydı dünya anında müdahale ederdi.' Petrol kandan çok daha değerli. Bu acı sözler hakikati tüm çıplaklığıyla yüzümüze çarpıyor. Tüm bu yıkım, 6 yıldır devam eden katliam maalesef milyarlarca dolar bütçesi olan uluslararası kuruluşlar tarafından sadece seyrediliyor. Halepli çocukların, kadınların, doktor aranırken tekerlekli sandalyede son nefesini veren anaların acıları Avrupa'nın nasırlaşmış kalbine dokunmadı. Canlarını tehlikeye atıp, azgın dalgalarla boğuşarak vardıkları sınır kapılarında Suriyeli kardeşlerimizi dikenli tel örgüler ve yüksek duvarlar karşıladı. Kimi ülkelerde birilerinin ellerindeki silahlarla mülteci avına çıktığına bile şahit olduk. Kimi müreffeh başkentlerde, mültecilerin kaldığı derme çatma yerlerin yıkıldığına, taşlarla kapatıldığına utançla şahitlik ettik. Umutla topraklarına gelen sığınmacıların yanında getirdiği 3-5 ziynet eşyasına el koyan sözde gelişmiş ülkeler gördük. Aylan bebeğin sahile vurmuş masum bedeni, Ümran bebeğin bakışlarına sinmiş derin korku, dünyayı ve ilgili kurumları harekete geçirmeye yetmedi. Türkiye tüm imkanlarını seferber etti. Kardeşlerine sahip çıkarken, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlar verdikleri sözleri yerine getirmedi. Hatta bu kuruluşlar mültecilere harcadıkları 3-5 kuruşu da kalkınmakta olan ülkelere vermek zorunda oldukları paylardan kestiler. Aynı tavrı, aynı çifte standardı bizler 15 Temmuz'da bizzat kendimiz yaşadık. Kimi ülkeler adeta darbe teşebbüsü başarılı olsun diye sabaha kadar heyecanla beklediler. Tepkilerini, darbe teşebbüsünün başarısızlığı kesinleştikten sonra, onu da çok kısık sesle ortaya koydular. Pakistan'dan Bahreyn'e, Fas'tan Kosova'ya, Endonezya'dan Filistin'e kadar kardeşlerimiz bizim için dua ederken, güya demokrasinin beşiği olan birçok Batı ülkesinde birilerinin gönlü darbecilerden yanaydı."

- "Batı'da yaşayan kardeşlerim..."

Batılı televizyon kanallarının yayınlarının incelenmesi halinde sabaha doğru yaşanan hayal kırıklığının görülebileceğini ifade eden Erdoğan, "Her yıl Türkiye için insan hakları karnesi hazırlayanlar, en temel insanlık dersinden, demokrasi dersinden sınıfta kalmışlardır. Bunu da ilan ediyorum." diye konuştu.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa'da son bir haftadır sergilenen çirkeflikler, en temel hukuk ve diplomasi kaidelerinin ayaklar altına alınması, bizim için tabii hiç şaşırtıcı değildir. Haydutluğa varan tavırları, Avrupa'da yükselen faşizmin, ırkçılığın, İslam düşmanlığının sadece birer işaretidir. Batı'da yaşayan kardeşlerim sizlere sesleniyorum. Şu anda ekranlarınızın başında bizi izliyorsunuz biliyorum. Unutmayın; dik durun. Bunların bu olumsuz yaklaşımları Allah'ın izniyle gelip geçicidir. Çünkü bunların attıkları bu bumerang dönüp kendilerini vuracaktır. Türkiye güçleniyor. Türkiye güçlendikçe, bunlar eziliyor. Zelil hale geliyor. Daha da ezilecekler ve bunları kendi silahları neyse o silahlar vuracak. Bunlar çok yalancı. Şu anda bütün Ortadoğu'daki terör örgütlerinin silahı bunlardan geliyor. Başka yerden değil. Ellerinde bunların, Batı'nın silahları var. Hepsi elimizde belgeli ve yalan söylüyorlar. 'Böyle bir şey yok' diyorlar. İşte belgeler, resimler ve terör örgütünün bunlar formalarıyla, elbiseleriyle ortadalar. Kimi aldatacaksınız? Biz sizi biliyoruz."

- "Suriye'nin kuzeyinde bir terör örgütünün devlet kurmasına müsaade etmeyeceğiz"

Türkiye'nin Özgür Suriye Ordusu ile Suriye'de yürüttüğü operasyona değinen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bütün bunlara rağmen şu anda Cerablus'tan biliyorsunuz tehdit yaşadığımız Suriye'ye, Özgür Suriye Ordusuyla beraber girdik. El Rai'ye aynı şekilde oradan girdik. Daha sonra Dabık. Dabık'tan sonra El Bab'a girdik. Buraları DEAŞ'tan temizledik. Şimdi sırada Münbiç var ve Rusya seyahatimde de Sayın Rusya Başkanı Putin ile de bu konuları enine boyuna görüştük. Bütün mesele, inşallah Suriye'de Türkiye için tehdit oluşturacak unsurlardan Suriye'yi arındırmaktır, temizlemektir ve asla Suriye'nin kuzeyinde bir terör örgütünün devlet kurmasına müsaade etmeyeceğiz, bunun da bilinmesini istiyorum. Bu PYD, bu YPG asla buralarda bir terör örgütü olarak devlet kuramayacak ve Türkiye, Silahlı Kuvvetleri ile, polisi ile bir defa bizimle ortak hareket eden Özgür Suriye Ordusuyla burada böyle bir yapılanmaya asla müsaade etmeyeceğiz."

Batılıların, ne yaparlarsa yapsınlar geçmişlerindeki kanı, zulmü ve utancı temizleyemeyeceklerini kaydeden Erdoğan, "Biz Suriye'de, Yemen'de, Irak'ta insanlığa karşı vazifemizi yapmanın gururuyla yolumuza devam edeceğiz. Biz onların sadece sömürgeyle, katliamla anıldığı Afrika'ya tarihimizde hiçbir leke olmadan başımız dik, alnımız ak gitmeye devam edeceğiz. İnşallah 16 Nisan, bir kez daha oyunun bozulduğu bir gün olacak. Milletimizin feraseti, bir kez daha şer odaklarına galebe çalacaktır. 17 Nisan sabahı Türkiye, inşallah çok daha aydınlık, çok daha parlak bir güne uyanacaktır." diye konuştu.

Açılışta okunan Ali İmran Suresi'nde "Siz hayırlı bir ümmetsiniz" ifadesinin geçtiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını "Karşımdaki bu topluluğu da insanlar içinden çıkarılmış bir hayırlı ümmet olarak görüyorum. Sizler, iyiliği emredeceksiniz, kötülükten de men edeceksiniz. Bunu da biliyorum. Bunun için sizleri tebrik ediyorum. Kutluyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Türkiye Diyanet Vakfımıza, çalışmalarında Rabbimden muvaffakiyetler diliyorum. Bu yılki İyilik Ödüllerine layık görülen kardeşlerimi bir kez daha tebrik ediyorum. Rabbim, iyileri aramızdan eksik etmesin. Rabbim iyilik için çalışan herkese güç versin, kuvvet versin, yardımcısı olsun." diyerek tamamladı.

(Bitti)

Yorumlar