UHİM, "2017 Dünya hak ihlalleri raporu"nu açıkladı
- Genel Başkan Küçük: - "Kamu kurumları ve bağımsız sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan tüm araştırmalar, ABD ve Avrupa’da Müslümanların maruz kaldığı ayrımcılık ve şiddetin arttığını gösteriyor. Bütün bu veriler Batı’nın hamisi olduğunu iddia ettiği değerlerle çeliştiğini ortaya koyuyor" - "2017 yılının ilk çeyreğinde yalnızca Almanya'da 200'den fazla Müslüman saldırıya uğramış, kadınlar tesettürleri nedeniyle aşağılanmış ve Müslümanlara ait özel mülkler tahrip edilmiştir. İngiltere’de yaşayan Müslümanlar da çalışma hayatında ve sosyal yaşamda benzer ön yargılı tutumlara maruz kalmaktadır"
İSTANBUL (AA) - Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) Genel Başkanı Ayhan Küçük, araştırmaların, ABD ve Avrupa'da Müslümanların maruz kaldığı ayrımcılık ve şiddetin arttığını gösterdiğini belirterek, bütün bu verilerin Batı’nın hamisi olduğunu iddia ettiği değerlerle çeliştiğini söyledi.
Fatih Eminönü'nde bir restoranda UHİM'in "2017 Dünya Hak İhlalleri Raporu"nu açıklayan Küçük, dünya hak ihlallerini 9 yıldır rapor haline getirdiklerini söyledi.
Raporların belge niteliğinde arşivlerde yerini aldığını belirten Küçük, 2017 yılını dört ana başlıkta ele aldıklarını ve bu başlıkların; "çelişkiler yılı", "toplumsal hastalıklar yılı", "ikiyüzlülükler yılı" ve "çifte standartlar yılı" olduğunu kaydetti.
Küçük, 2008 yılında patlak veren ekonomik krizin etkileriyle beraber son yıllarda mültecilerden duyulan hoşnutsuzluğun Avrupa'da aşırı sağın yükselmesinde temel dinamik oluşturduğunu vurgulayarak, "Avrupalı devletlerde yapılan son genel seçimlerde aşırı sağ partiler; Avusturya’da yüzde 24, Danimarka’da yüzde 21,1, Finlandiya’da yüzde 17,6, Fransa’da yüzde 13,6, Hollanda’da yüzde 13, İsveç’te yüzde 12,9, İsviçre’de yüzde 30,7, Macaristan’da yüzde 65,1, Norveç’te yüzde 16,3 ve Polonya’da yüzde 46,4 oy almışlardır." diye konuştu.
Son yıllarda, aşırı sağcı birey ve grupların gerçekleştirdiği saldırı ve suç eylemlerinde de ciddi artışların gözlemlendiğini belirten Küçük, şunları aktardı:
"2017 yılının ilk çeyreğinde yalnızca Almanya'da 200'den fazla Müslüman saldırıya uğramış, kadınlar tesettürleri nedeniyle aşağılanmış ve Müslümanlara ait özel mülkler tahrip edilmiştir. İngiltere’de yaşayan Müslümanlar da çalışma hayatında ve sosyal yaşamda benzer ön yargılı tutumlara maruz kalmaktadır. Müslümanlara yönelik saldırılara her gün yenisinin eklendiği ülkede, 2016'da 3 bin 886 olan ırkçı ve İslamofobik saldırı sayısı 2017'de yüzde 41 oranında artarak 5 bin 848'e yükselmiştir. Fransa ise 2017 yılında, mülteci kamplarına yapılan ırkçı saldırılarla beraber hükümetin mültecilere karşı yürüttüğü ayrımcı siyasetle hafızalara kazındı."
- Çelişkiler yılı
UHİM Genel Başkanı Küçük, küresel aktörler, demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi kavramlar üzerinden dünyaya direktifler vermeye kalksa da eleştirdikleri politikaları kendileri uygulamaktan geri durmadığını öne sürerek, şöyle konuştu:
"ABD’nin vize uygulamaları, Fransa’da OHAL, İngiltere’de
güvenlik ve Almanya’da göçmen yasaları bunun en açık örneği. Kamu
kurumları ve bağımsız sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan
tüm araştırmalar, ABD ve Avrupa’da Müslümanların maruz kaldığı
ayrımcılık ve şiddetin arttığını gösteriyor. Bütün bu veriler
Batı’nın hamisi olduğunu iddia ettiği değerlerle çeliştiğini ortaya
koyuyor. Dünya gündemi, Suriye, Irak ve Filistin ile meşgulken;
Arakan, Patani, ve Moro’da yapılan katliam ve soykırımlar İslam
aleminin dahi dikkatini çekmiyor. ABD önümüzdeki on yılda nükleer
enerjiye 400 milyar dolar harcayacak. Dünyadaki nükleer silahların
yüzde 93’ü, yani her an alarm halindeki 10 bin kadar nükleer silah
ABD ve Rusya’ya ait. Buna karşılık en büyük nükleer tehdit olarak;
İran, Pakistan ve Kuzey Kore öne çıkarılmaktadır."
- Toplumsal hastalıklar yılı
İslamofobi ya da İslam düşmanlığının, Batı toplumu açısından ruhsal bir hastalık haline dönüştüğünü iddia eden Küçük, küresel kültür endüstrisinin sinema, televizyon ve benzeri mecraları kullanarak oluşturduğu popüler kültürün tüm insanlığı bir kimlik bunalımına sürüklemeye devam ettiğini söyledi.
- İki yüzlülükler yılı
Küçük, ABD stratejik ortak olarak kabul ettiği Türkiye’ye karşı
Suriye’de terör örgütlerine 4 bin tır ağır silah gönderdiğini
hatırlatarak, "NATO, Türk subayların da katılacağı askeri
tatbikatta, NATO üyesi Türkiye’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa
Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı düşman hedef
olarak gösterdi. Çevre sorunlarının çözümüne yönelik sözleşmeler
imzalanıyor ancak hiçbir Batılı devlet bu sözleşmelerden
kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmiyor." ifadelerini
kullandı.
- Çifte standartlar yılı
Türkiye'nin, dünyayı en az kirleten ülkelerden biri olmasına rağmen dünyayı en çok kirleten ABD, Rusya, Çin ve Almanya gibi ülkelerle aynı kefeye konulmak istendiğine dikkati çeken Küçük, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye’nin güvenlik tedbirleri alanındaki taleplerini kabul
etmeyen sosyal medya ağları, Avrupalı devletlerin taleplerini
anında karşılıyor. Öyle ki Almanya’da seçimlerden hemen önce
çoğunluğu Türk kökenli vatandaşlara ait 10 bin kadar Facebook
hesabı kapatılmıştır. Küresel ilaç endüstrisi, patent sözleşmeleri
aracılığıyla yeni ilaçların geliştirilmesini tekeline alıyor ve
Türkiye gibi ülkelerde milli ilaç sanayilerinin gelişmesini,
ilaçların daha ucuza mal edilmesini engelliyor. Dünyada halihazırda
444 nükleer reaktör bulunmakta, 64 nükleer santralin yapımıysa
devam etmektedir. Bunların 99’u ABD, 58’i Fransa’da yer almaktadır.
Fransa enerjisinin yüzde 77’sini, Güney Kore yüzde 30’unu nükleer
enerjiden sağlamaktadır. Fakat Türkiye’de yapımı süren tek nükleer
santral, dünyanın en büyük çevre sorunu gibi
yansıtılmaktadır."
Yorumlar