"Tutukluları hem ruhen hem bedenen öldürmek istiyorlar"

- İsrail hapishanelerinde 11 yıl kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Filistinli Rufai: "Remle'de hastalar, vücutları zincirle bağlı bir şekilde yatıyorlar. Kendi başlarına hareket imkânına sahip değiller. Zorlukla nefes alabilecek durumdalar" "Yıllarca parmaklıklar arkasında benim için hayat durdu. Tıbbi ihmal sebebiyle neredeyse ölecek kadar zorlu bir süreçten geçtim" "Bir gün uyandığımda, karnımın açık ve bağırsaklarımın dışarıda olduğunu gördüm. Vücuduma birçok tüp bağlanmıştı. Ameliyat edildiğimi anladım" "Tutukluları hem ruhen hem bedenen öldürmek istiyorlar. Hastaların hayatlarının kurtarılması için resmi makamlar ve uluslararası toplum harekete geçmeli"

Google Haberlere Abone ol
"Tutukluları hem ruhen hem bedenen öldürmek istiyorlar"

RAMALLAH (AA) - KAYS EBU SEMRA - Uzun yıllar İsrail hapishanelerinde kalan ve bu süreçte ciddi hastalıklarla boğuşan Filistinli İyas er-Rufai, İsrail'in uyguladığı ihlaller ve tıbbi ihmaller nedeniyle Filistinli hasta tutukluların ölüme çok yakın olduğunu söyledi.

İslami Cihad Hareketi'ne mensup olmak suçlamasıyla 2006'da tutuklanan ve 11 yıl hapiste kaldıktan sonra 13 Ağustos'ta tahliye edilen 34 yaşındaki Rufai, gençliğinin en güzel dönemlerinde verdiği yaşam mücadelesini ve cezaevlerindeki Filistinlilerin durumunu AA muhabirine anlattı.

İsrail'in Filistinli hasta tutuklulara yönelik tutumunu eleştiren Rufai, özellikle tutuklu hastaların nakledildiği Er-Remle Hastanesi'ndekilerin halinin perişan olduğunu belirtti.

Rufai, "Remle'de hastalar, vücutları zincirle bağlı bir şekilde yatıyorlar. Kendi başlarına hareket imkânına sahip değiller. Zorlukla nefes alabilecek durumdalar." dedi.

- "Remle gerçek bir mezar"

Hapis hayatı boyunca hastalıklarla mücadele ettiğini belirten Rufai, "Oradaki durum trajik. Hastaların kendilerine yardım edecek birilerine ihtiyacı var. Ama yardım edecek kimse yok. Remle gerçek bir mezar." diye konuştu.

Cezaevinde hastaların hayattan koptuğunu ve ölüme çok yakın olduğunu dile getiren Rufai, "Yıllarca parmaklıklar arkasında benim için hayat durdu. Tıbbi ihmal sebebiyle neredeyse ölecek kadar zorlu bir süreçten geçtim. Çıktığımda sanki yeniden doğdum." ifadelerini kullandı.

- "Sağlık taraması taleplerim kabul edilmedi"

Hastalık sürecinden bahseden Rufai, şunları kaydetti:

"2014 yılı ramazan ayında, Negev Çöl Hapishanesi'nde hücrede kaldığım süreçte aşırı bitkin düştüm. Hücreden çıkarıldıktan sonra üç ay boyunca cezaevi doktorlarına ve yönetime başvurarak sağlık taramasından geçmek istedim ama taleplerim kabul edilmedi. Yalnızca ağrı kesici veriyorlardı. O dönemde yaklaşık 30 kilo kaybettim. Durumum daha da kötüleşti ve zaman zaman bilincimi yitirmeye başladım."

Daha sonra hastaneye nakledildiğini ve durumunun çok kötü olmasına rağmen askeri nakil aracında elleri ve ayakları zincirli şekilde 4 saatlik bir yolculukla Soroka Hastanesi'ne götürüldüğünü belirten Rufai, bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Hastanede, bağırsaklarımda ciddi iltihap olduğu ve acil ameliyat gerektiği ortaya çıktı. Burada 8 gün kaldım ve Remle Hastanesi'ne nakledildim. Bu süreçte iltihap daha da ilerledi. Remle'de yoğunluk nedeniyle uzun süre kalmadım. Tekrar cezaevine götürüldüm. Sağlık durumum gittikçe kötüleşti ve yeniden Soroka'ya nakledildim. Ameliyat kararı alınana dek tam bir sene hastane ve cezaevi arasında gidip geldim."

Başından "dehşet verici" olaylar geçen Rufai, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir gün uyandığımda, karnımın açık ve bağırsaklarımın dışarıda olduğunu gördüm. Vücuduma birçok tüp bağlanmıştı. Ameliyat edildiğimi anladım. "Doktor, 'Hâlâ hayattasın, bağırsaklarından bir kütle alındı ve bir kısmı da çürüdüğü için kesilerek atıldı' dedi. Ama yaşadığım sıkıntılar bitmedi. Tam iyileşmedim ve yine Remle'ye nakledildim. Oradan sonra hapishaneye. Hapishane ve hastane arasında mekik dokudum. Birkaç ay sonra bir ameliyat daha geçirdim. Üç yıl boyunca hastalıklarla boğuştum. Kelimenin tam anlamıyla çok acı zamanlardı."

- "Tutukluları hem ruhen hem bedenen öldürmek istiyorlar"

İsrail hapishaneler idaresinin, Filistinli hastalara yönelik ihlallerine dikkati çeken ve cezaevlerinde ciddi tıbbi ihmal yaşandığını belirten Rufai, "Tutukluları hem ruhen hem bedenen öldürmek istiyorlar." dedi.

Tutuklu hastaların durumuna, özellikle Remle'deki duruma müdahale edilmesi gerektiğini dile getiren Rufai, "Hastaların hayatlarının kurtarılması için resmi makamlar ve uluslararası toplum harekete geçmeli. Hapishanelerde kalan binlerce tutuklunun hepsi de hayatı seviyor. Zorunlu sebeplerde ötürü buraya geldiler." diye konuştu.

Rufai, İsrail makamlarının her gün çeşitli ihlallerde bulunarak Filistinli tutukluların hayat direncini kırmak istediğini kaydederken, "Hayat, gözaltına alındığın an donuyor." ifadelerini kullandı.

Cezaevinde geçirdiği acılı günlerin ardından tahliye edilip Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki evine ve ailesine kavuşan Rufai, "Hayatı çok özlemiştim. Çıktığımda herşey değişmişti. Ama ben hapishaneye girmeden bir gün önceki halim gibi hissediyorum." dedi.

Filistin makamlarının resmi verilerine göre, İsrail hapishanelerinde 481'i işgal altındaki Doğu Kudüs'ten olmak üzere, 12'si milletvekili, 450'si idari tutuklu, 62'si kadın, 300'ü çocuk yaklaşık 7 bin Filistinli bulunuyor.

Cezaevlerinde yüzlerce hasta tutuklu bulunduğu, bunlardan yaklaşık 100'ünün durumun ciddi olduğu, 30'unun da hayatının tehlikede olduğu belirtiliyor.

Filistin Esirler Cemiyeti, İsrail'in tutuklulara yönelik "hastalığı tedavi değil idare" politikası izlediğini, hasta, ölüm aşamasına gelmeden sorumluluk üstlenmediğini ifade ediyor.

Yorumlar