Türkiye'den AB'ye uyarı: Kapağını dahi açmayız

Avrupa Birliği ülkelerinin son dönemlerde Türkiye'ye yönelik tam üyelik yerine 'imtiyazlı ortaklık' teklifini sık sık dillendirmeleri ve bunu bir teklif haline getirmelerinden söz etmeleri Ankara'nın tepkisini çekti. AB Bakanı Çelik, böyle bir teklifin sunulması halinde, teklif dosyasının kapağını dahi açmayarak iade edecekleri uyarısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol
Türkiye'den AB'ye uyarı: Kapağını dahi açmayız

Sonhaberler | Haber Merkezi

Avrupa Birliği ülkelerinden bazılarının son dönemlerde Türkiye'ye tam üyelik kapılarına tamamen kapatmaya yönelik söylemlerine Ankara'dan sert uyarı geldi. Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, Akademisyen Doç. Dr. Ahmet Kasım Han ve Kamuoyu Araştırmacısı Faruk Acar'ın sorularını cevaplandırdı. Bakan Çelik, AB'nin Türkiye'ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık gibi bir teklifle gelmesi durumunda tavırlarının net olduğunu belirterek şunları söyledi: 

Esasında bu imtiyazlı ortaklık meselesinde netiz. Türkiye herhangi bir imtiyazlı ortaklık kabul etmeyecek. Şimdiye kadar tam üyelik perspektifinden bu ilerledi. Şimdi son zamanlarda bu bahsettiğinize yakın bir şey söyleniyor. Deniyor ki Türkiyeyle daha reel bir ilişki kuralım. Bu reel ilişki içerisinde daha gerçekçi bir anlaşma yapalım. Önemli bir müttefik, önemli bir komşumuz. Bunu Macron da dillendirdi. Ziyaretin bu bölüm hariç diğer bölümleri başarılı geçti. Cumhurbaşkanımız da 'Ben de umduğumu alamadım bu konuda' dedi. Bu konudaki duruşunu söyledi. 

Esasında ne söylendiği de tam olarak anlaşılamıyor. İşte fasıllar açılmayacak. Yakında tam üyelik perspektifi görünmüyor. O zaman daha reel bir ilişki kuralım. Ve şöyle deniyor; Türkiye'nin Avrupa'yla bağının daha geniş olduğu bir ilişki tesis edelim. Bu cümleler çok masum gibi görünse de her cümlenin, her siyasi duruşun bir arka planı var. Bunun arka planında ise Sarkozy zamanından beri duyduğumuz imtiyazlı ortaklık türü yaklaşımlar Türkiye açısından ikinci sınıf bir muamele olarak görülüp kabul edilmedi. Arka planında şunu görüyoruz net olarak: Türkiye'le terörle mücadele, göçmen meselesiyle mücadele konusunda işbirliği yapalım. Ama tam üyelik konusunun ilerlememesi yönünde bir tez ortaya koyalım diye. Ben yakın zamanda Almanya'da bazı siyasetçiler tarafından dillendirildiğinde, bu imtiyazlı ortaklık gibi bir modelin Türkiye'ye bakış açısından ahlaksız bir teklif olduğunu ifade ettim. 

50 yıllık düzen bitti. Yeni bir dünyaya açılıyoruz. Avrupa entegrasyonu ciddi bir sarsıntı geçiriyor. Napolyon gibi biri gelmesin de Avrupa'nın haritası alt üst olmasın. İngiltere'nin ayrılmasından sonra genetik bir değişime uğrayacak. Bugünkü Avrupa olmayacak. Trump'ın ağzından İngiltere'nin ayrılmasının iyi bir şey olduğu ve arkasından başkalarının da geleceğini duyduk. Merkel 'Artık eskisi gibi müttefiklere güvenemeyeceğimizi görüyorum, birbirimize güvenmekten başka çaremiz  yok.' dedi

Net olan bir durum var, birliği kuran ilk 6 ülke hem Rusya'nın hem NATO'nun etkisindeki ülkeler, ekonomik krizle boğuşan Akdeniz ülkeleri. Bir muhataplık bir liderlik problemi var Avrupa'da. Sanki sabit bir muhatap var da biz ona göre kendimizi ayarlamaya çalışıyoruz, böyle bir durum yok.

"SARKOZY DÖNEMİNDEN ÖNCE TÜRKİYE AB ZİRVELERİNE ÇAĞIRILIRDI, ŞİMDİ NEDEN ÇAĞIRILMIYOR?"

İmtiyazlı ortaklık diye teklif kapağında bunu görürsek kapağı açmayacağız, bunu reddedeceğiz. Tam üyelikten daha cazip bir şey getirmeliler Türkiye'ye.

50 yıldır bu işe yatırım yaptı Türkiye. Sırf bu işler için kurulan bir bakanlık var. Nasıl bir ilişki olur, Türkiye bugüne kadar nasıl geldiyse bundan sonra da o şekilde gelir. Onlar bunu keselim demeye getiriyorlar, imtiyazlı ortaklık gibi, hayır kabul etmeyeceğiz.

Tabiri caizse meydan okuyorum. 23., 24. fasılları açın. Sarkozy döneminden önce Türkiye AB zirvelerine çağrılırdı. Neden Türkiye çağrılmıyor. Zirve toplanmalı tamam mı devam mı diye sonuç çıkmalı, net bir karar çıkmalı, bu iş uzamamalıdır.

Yorumlar