Türk Oftalmoloji Derneği (TOD) Başkanı Reha Ersöz, körlüklerin
yüzde 80'inin önlenebilir ya da tedavi edilebilir olduğunu, bunun
için erken teşhisin önem taşıdığını belirterek, "Türkiye'de Sosyal
Güvenlik Kurumu verilerine göre, yaklaşık 220 bin kişinin görme
engeli var. Her bin kişiden 3'ünde görme engeli bulunuyor."
dedi.
Ersöz, yaptığı açıklamada, tedbir alarak ortaya çıkmasına engel
olunabilen ya da ortaya çıktığında gerekli tedavilerle körlük
derecesine gelmeden durdurabilen durumun "önlenebilir körlük"
olarak tanımlandığını ifade etti.
Körlüğün sadece kişiyi değil, onunla birlikte ailesini de yakından
etkilediğini, sosyal yaşam değişikliği, psikolojik sıkıntılar gibi
farklı sorunlara yol açabildiğini belirten Ersöz, körlüklerin yüzde
80'inin önlenebilir ya da tedavi edilebilir nitelikte olduğunu
söyledi.
Ersöz, "Buna rağmen dünyada kör olarak tanımlanabilecek kişi sayısı
40 milyondur. Bu sayının iki katı kadar ciddi görme engelli vardır.
Görme engellilerden kast edilen, gözlük gibi düzeltici aygıtlara
rağmen az gören kişilerdir." diye konuştu. Ersöz, Türkiye'de Sosyal
Güvenlik Kurumu verilerine göre, yaklaşık 220 bin kişinin görme
engelli olduğunu ifade ederek, "Her bin kişiden üçünde görme engeli
bulunmaktadır." bilgisini verdi.
Önlenebilirlik körlüğe çeşitli hastalıkların yol açabildiğini, her
sorunun nedeni ve belirtilerinin farklılık gösterdiğini dile
getiren Ersöz, bunların bir kısmının doğumsal etkenlerden
kaynaklandığını söyledi. Ersöz, şunları kaydetti:
"Doğumsal körlük nedenlerinin önemli bir kısmı genetik
olduğu için yakın akraba evliliklerinden kaçınmak bu tür körlük
ihtimalini düşürür.
Görülme sıklığı yüksek olan ve halk arasında şeker olarak bilinen
diyabet de körlüğe yol açabiliyor. Diyabetin süresi ve kan
şekerinin yüksekliğiyle doğru orantılı şekilde riski artırıyor.
Diyabetin zamanında tedavisi, diyabete bağlı göz hastalığının erken
tedavisiyle çok önemli bir grup hastada körlüğü önlemek mümkün. Göz
tansiyonu olarak bilinen glokomun yol açtığı körlük de erken teşhis
ve uygun tedavi ile önlenebilir."
Akraba evliliğinden kaçınılması, hastalıkların tedavisine geç
kalınmaması ve hiçbir şikayet olmaksızın düzenli göz kontrollerinin
yapılması, olası iş kazalarına karşı tedbir alınması ve tehlikeli
işlerde gözlük kullanılması gibi koruyucu yöntemlerin alınması
gerektiğini ifade eden Ersöz, erken teşhis halinde tedavinin mümkün
olduğunun altını çizdi.
Ersöz, "Her hastalık için rakam vermek doğru olmaz. Ancak glokomda
erken teşhis ve uygun tedaviyle körlüğü önlemede başarısız olma
oranı çok düşük. Retina hastalıklarında gelişen yeni ameliyat
teknikleri, göz içi ilaç uygulamaları yakın zamana kadar
önlenemeyen körlüklerde umut ışığı oluyor." diye konuştu.
Farkındalık artırılacak
Ersöz, dernek olarak da göz sağlığının korunması ve göz
hastalıklarının bilimsel yöntemlerle tedavi edilebilmesine katkı
sağlamak için çalışmalar yaptıklarını belirterek, halkın göz
sağlığını ve mesleğin geleceğini tehdit eden her türlü etik ve
bilim dışı uygulamalarla mücadele ettiklerini, toplumsal
farkındalığın artırılmaya çalışıldığını dile getirdi.
Hem vatandaşlara hem hekimlere yönelik çeşitli eğitim faaliyetleri
yürüttüklerini, bu kapsamda eğitim merkezi projesinin faaliyete
geçtiğini anlatan Ersöz, "Türk Oftalmoloji Derneği Eğitim Merkezi
(TODEM) diye isimlendirilen merkezde, küçük gruplara interaktif
teorik ve uygulamalı eğitimler verilecek." dedi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar