"Türkiye KOBİ bacağını güçlendirmeli"
- TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilecik: - "Türkiye’nin daha yükseğe sıçraması için 'KOBİ bacağını' güçlendirmesi gerekiyor" - "Orta gelir ve orta teknoloji tuzağından kurtulmamız için KOBİ’lerin dönüşümü şart" - "Sıçrama yapan şirketler, diğerlerine göre daha yaşlı yani tecrübeli. Bu şirketler mali kaynaklara daha rahat erişebiliyorlar"
İSTANBUL (AA) - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği
(TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Türkiye'nin daha
yükseğe sıçraması için 'KOBİ bacağını' güçlendirmesi gerektiğini
söyledi.
Bilecik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün de
katıldığı, TÜSİAD KOBİ Çalışma Grubu etkinlikleri kapsamında
Sabancı Üniversitesi-TÜSİAD Rekabet Forumu tarafından hazırlanan
"Sıçrama Yapan Şirketler" raporunun tanıtım toplantısındaki
konuşmasında, TÜSİAD’ın bu yıl 47 yaşına bastığını
anımsattı.
Türkiye'nin sıçrama yüksekliğini artırmak için ilgili kaslarını
güçlendirmesi gerektiğini dile getiren Bilecik, "Ülkemizin ekonomik
ve sosyal kalkınması, küresel rekabetçiliğin sağlanması ve
sanayimizin yüksek katma değerli bir yapıya dönüşümü bir takım
oyunudur. Kuşkusuz, bu süreçte büyük şirketlerin payı tartışılmaz.
Ancak, bu oyunda gerçek başarı, toplam faktör verimliliğini
yükseltmektir. Bu noktada ise değer zincirinde ana sanayiler kadar
ve hatta bazen onlardan da önemli bir 'bacak' var; KOBİ'ler.
Türkiye’nin daha yükseğe sıçraması için, 'KOBİ bacağını'
güçlendirmesi gerekiyor." diye konuştu.
Bilecik, ana sanayi ve tedarik sanayisindeki KOBİ’lerin
birbirlerini güçlendirdiği bir ekosistemle başarının geleceğine
inandıklarını belirterek, TÜSİAD'ın çalışmalarında ana sanayi kadar
KOBİ’lerin yetkinliklerine de dikkati çektiklerini aktardı.
KOBİ’lerin hem üretimde mükemmeliyet prensiplerinde hem de
dijital dönüşüm yetkinliği konusunda büyük şirketlerin gerisinde
olduğunu gözlemlediklerini kaydeden Bilecik, "Türkiye’nin orta
gelir ve orta teknoloji tuzağından kurtulması için KOBİ’lerin
dönüşmesi kritik önemde. Orta gelir ve orta teknoloji tuzağından
kurtulmamız için KOBİ’lerin dönüşümü şart." değerlendirmesinde
bulundu.
- "Türkiye sıçrama yapmak için antrenmanını KOBİ’lerle yapmalı"
TÜSİAD Başkanı Bilecik, raporun KOBİ’lerin dönüşmesine yönelik
değerlendirmelere ışık tutacak önemli veriler sağladığını
belirterek, çalışmada büyük şirket statüsüne sıçrayan KOBİ’leri
mercek altına aldıklarını söyledi.
KOBİ’lerin ekonomi ve istihdam açısından çok kıymetli olduğunu
vurgulayan Bilecik, Türkiye'nin de yer aldığı OECD bölgesinde
KOBİ’lerin şirketlerin yaklaşık yüzde 99’unu temsil ettiğini,
istihdamın yüzde 70’ini, yaratılan katma değerin ise yaklaşık yüzde
60’ını karşıladığını bildirdi.
Bilecik, Türkiye'de KOBİ’lerin, toplam şirket sayısı içindeki
pay ve istihdam oranı olarak OECD ortalamasının üzerindeyken, katma
değer yaratma açısından daha düşük seviyede kaldığına dikkati
çekti.
Ekonomik ve sosyal kalkınmanın dinamosu olacak, iş gücü verimliliğini artırarak bir üst ölçek büyüklüğüne geçecek şirketlere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bilecik, "Türkiye sanayisi sıçrama yapmak için, antrenmanını KOBİ’lerle yapmalıdır." ifadesini kullandı.
- "İhracat ve sıçrama süreci arasında çift yönlü ciddi ilişki var"
Erol Bilecik, KOBİ’lerin bir ülkenin kalkınmışlığının ve
zenginliğinin göstergesi olduğunu belirterek, ekonomilerin itici
gücünün KOBİ’ler olduğunu söyledi.
Tüm şirketlerin dinamik iş yapış biçimleri ve inovatif araçlarla
değişime uyum sağlamasının çok önemli olduğunu vurgulayan Bilecik,
"Yıkıcı inovasyon döneminde, şirketlerin başarısı ne kadar birikime
sahip olduklarıyla değil, değişime ne kadar kolay uyum
sağladıklarıyla doğru orantılıdır. Birçok başka çalışma da
gösteriyor ki, küçük şirketler, özellikle dinamik, çevik ve
inovatif iş yapma modellerine sahip olanlar, bu dönemde daha da
avantajlı konuma geçiyor." şeklinde konuştu.
Bilecik, hazırlanan raporla, KOBİ’lerin sıçramasını etkileyen
faktörlere, sıçramanın sürekliliği ve kalitesine ilişkin sorulara
yanıt aradıklarını belirtti.
Rapordan çıkan sonuçlara da değinen Bilecik, şunları
kaydetti:
"İhracat ve sıçrama süreci arasında çift yönlü ciddi bir ilişki
var. Ancak ihracatın kalitesinin ve yarattığı katma değerin
artırılması için, destek politikaları dahil ilave neler yapılabilir
bakmamız gerek. Sıçrama yapan şirketler, diğerlerine göre daha
'yaşlı' yani tecrübeli. Ve pazarda daha uzun süredir varlar. Bu
şirketler mali kaynaklara daha rahat erişebiliyorlar.
Girişimciliğin, start-up'ların, çevikliğin konuşulduğu bu dijital
dönüşüm sürecinde genç ve dinamik işletmelerin mali desteklere
ulaşması da önemli. Özellikle ciro büyüklüğü açısından sıçrama
yapma ile yüksek teknolojili sektörler arasında da doğrudan bir
ilişki var. Bunu bilgi temelli yatırımlar, inovasyon ve
dijitalleşmenin büyümeye olumlu etkisi olarak yorumlamak son derece
doğrudur. Bu analiz de TÜSİAD olarak sürekli yinelediğimiz
Türkiye’nin yeni kalkınma hikayesinin 4. Sanayi Devrimi üzerinden
yazılacağının adeta bir kanıtıdır."
- Rapordan
Rapor beş yıllık dönemde çalışan sayısı veya ciro değeri iki
katına çıkan ve beş yıllık dönem sonunda büyük şirket statüsüne
ulaşan şirketleri "Sıçrama Yapan Şirketler" olarak
tanımlanıyor.
Çalışmada, yalnızca ciro açısından sıçrama yapan şirketler tazı,
yalnızca çalışan sayısı açısından sıçrama yapanlar karınca olarak
isimlendirilirken hem çalışan sayısı hem ciro açısından sıçrama
yapan şirketler at, sıçrama yapamayan şirketler ise kaplumbağa
olarak isimlendiriliyor.
Rapora göre, sıçrama yapan şirketlerde bilgi temelli sermaye yatırımının temel yatırımlar arasındaki oranı, sıçrama yapmayan şirketlere oranla daha yüksek. Ciro açısından sıçrama yapanlar aynı zamanda teknoloji yoğunluğu en yüksek olan şirket grubu. Sıçrama sürecinde, verimlilik, ihracata yönelme ve ihracatın kalitesi artıyor. Böylece sıçrama yapan şirketlerin hayatta kalma olasılığı artıyor.
Raporda, yaşlı şirketlerin sıçrama yapma şansının daha yüksek olduğu ortaya çıkarken, bunda mali kaynaklara erişimin daha kolay olmasının önemli bir etken olduğu vurgulanıyor.
Yorumlar