Türkiye Katılım Bankaları Birliği Olağan Genel Kurulu
- Başbakan Yardımcısı Şimşek: (1) - "Piyasanın bardağın yarısının boş olduğuna dair bir yaklaşımı var. Aslında bardağın yarısından fazlası dolu. Onun için Türkiye'nin makroekonomik temellerine bakıldığında, önümüzdeki dönem vizyon ve kararlılığımıza baktığımızda piyasalardaki dalgalanmaların hepsi geçici oldu" - "Türkiye'nin bütün göstergelerine göre, cari açığın daha makul düzeylere düşeceği, enflasyonist baskıların azalacağı bir döneme giriyoruz. Kredi hacmindeki, PMI'daki gelişmeler, tüm göstergeler buna işaret ediyor" - "Eğer Türkiye'nin bünyesini, ekonomisini bu kadar sağlamlaştırmasaydık, reformlarla şoklara karşı dayanıklılığı artırmasaydık bu kadar şokun ardından bu ülke kalkamazdı" - "Endişeler, 'Acaba Türkiye, uzun bir süredir ekonomi açısından önemli bir çıpa görevini gören maliye politikasında kalıcı bir trend değişikliği mi oluyor?' kaygısı var. Bu kaygı yersiz"
İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Piyasanın
bardağın yarısının boş olduğuna dair bir yaklaşımı var. Aslında
bardağın yarısından fazlası dolu. Onun için Türkiye'nin
makroekonomik temellerine bakıldığında, önümüzdeki dönem vizyon ve
kararlılığımıza baktığımızda piyasalardaki dalgalanmaların hepsi
geçici oldu." dedi.
Şimşek, Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin 17. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, piyasalardaki endişeleri anladıklarını ve küresel arka planı iyi okuduklarını ifade ederek, enflasyonla mücadelenin sadece bir makro sorun olmadığını, enflasyonla mücadelenin en temel önceliklerden biri olmaya devam edeceğini söyledi.
Sabit gelirli vatandaşların aleyhine bir trend olduğuna işaret
eden Şimşek, "Yakın dönem enflasyon dinamiklerine baktığımız zaman
kur eksenli bir baskı söz konusu. Önemli ölçüde reel ekonomiden
kopuk bir döviz piyasası söz konusu. Bu endişelerin hem hızlı bir
şekilde Merkez Bankası'nın atacağı adımlar hem de özellikle seçim
sonrası bütün bu zor dönemin geride kalacağı yeni bir reform
hamlesiyle bu dönemin kapanacağını ümit ediyorum. Bundan dolayı da
aslında reel ekonomik faaliyet düzeyinden kopuk döviz piyasasındaki
gelişmeler son bulacak." ifadelerini kullandı.
Gelecek dönemde tekrar büyük bir çabayla ve bütüncül bir
yaklaşımla enflasyonun tekrar tek haneye indirilmesinin mümkün
olduğunu vurgulayan Şimşek, Türkiye'de deneyimli bir hükümet
bulunduğunu, geçmişte de döviz piyasalarında benzer dalgalanmaların
olduğunu, nihayetinde bunun doğru bir şekilde yönetildiğini, şimdi
geriye doğru bakıldığında o dönemlerin pek hatırlanmadığını
söyledi.
Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Piyasalardaki dalgalanmaların, endişelerin bir tanesi enflasyonsa, diğeri son dönemde maliye politikasına ilişkin atılan adımlardan kaynaklandığını görüyoruz. Şunu net olarak ifade edelim; Türkiye şu ana kadar çok sayıda seçim yaşadı. Neredeyse ortalama her yıl sıklıkla yaşanan seçimlere rağmen hükümetimiz bütçe açıklarını milli gelire oranla yüzde 10,5'ten neredeyse sıfıra kadar indirdi. FETÖ'nün hain darbe girişimi sonrasında bir resesyon yaşanmasın diye geçen yıl güçlü bir şekilde maliye politikaları devreye sokuldu. Ondan dolayı açık yüzde 1,9. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde açık yüzde 4,4. Endişeler, 'Acaba Türkiye, uzun bir süredir ekonomi açısından önemli bir çıpa görevini gören maliye politikasında kalıcı bir trend değişikliği mi oluyor?' kaygısı var. Bu kaygı yersiz."
Şimşek, şu ana kadar açıklanan toplam paketin harcama boyutunun milli gelirin yüzde 0,7'si seviyesinde olduğunu belirtti.
Bu yıl gelir performansının nispeten daha iyi olduğunu Maliye
Bakanı'nın açıkladığını anımsatan Şimşek, "Diyelim ki; giderler
yüksek. O zaman imar barışından ve vergi yeniden yapılandırmasından
1-2 yıllık perspektifle harcama boyutunun milli gelire oranı olan
yüzde 0,7'nin iki katı gelir gelecek. 'Bu harcamalar kalıcı, gelir
artışları geçici' diyebilirsiniz. Doğru ama biz gündemimizde çok
önemli vergi reformu olduğunu açıkladık. Vergi oranlarını
artırmadan, vergiyi tabana yayarak, net olarak bu harcama artışını
kalıcı bir şekilde telafi etme yeteneği net olarak ortada."
şeklinde konuştu.
- "Bütçeye ilişkin kısa vadede endişeye mahal yok"
Mehmet Şimşek, para politikasındaki normalleşmenin başladığını
ve sadeleşmenin söz konusu olduğunu belirtti.
Küresel kriz sonrasında global likiditede ciddi artış
yaşandığını ve önde gelen merkez bankalarının para bastığını
hatırlatan Şimşek, bu paraların gelişmekte olan ülkelere kayarak
bazı dengesizlikler oluşturduğunu söyledi.
Şimşek, o dönemde ihtiyaç gereği karmaşık bir para politikası
uygulamasına gidildiğini ve piyasalar tarafından zaman zaman
şikayete konu edildiğini dile getirdi.
Şimdi basit, sade bir para politikasının zaten kararının
verildiğini anımsatan Şimşek, "Piyasalarla hiçbir zaman
cebelleşmedik. Tabii ki ülkemizin gerçeklerini ve potansiyelini
biliyoruz. Bu iniş ve çıkışların geçici olduğunu, kalıcı bir
tahribat yaratmayacağını biliyoruz. Ama bu dalga boylarını
sınırlamak için tabii ki kurumlarımız, hükümetimiz gerekli
tepkileri vermiştir ve vermeye devam edecektir. Dolayısıyla bütçeye
ilişkin kısa vadede endişeye mahal yok. Orta-uzun vadede
reformlarla birlikte güçlü duruşumuzu devam ettireceğiz. Bu kadar
net ve basit." şeklinde konuştu.
- "Enflasyonist baskıların azalacağı bir döneme giriyoruz"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, cari açığa ilişkin, "Altın bir
tasarruf aracı ya da tekrar ihracata konu olacak bir ham madde.
Türkiye'nin deneyimi bu... Net altın ithalatını bir kenara
bıraktığınızda cari açıkta ciddi bir bozulma yok. Petrolün etkisi
var. Petrol fiyatları 40 dolarlardan 75 dolara çıktı. Bu dahil
olacağımız değil, yönetmemiz gereken bir konu. Aşırı ısınma
endişeleri geride kaldı. Türkiye'nin bütün göstergelerine göre,
cari açığın daha makul düzeylere düşeceği, enflasyonist baskıların
azalacağı bir döneme giriyoruz. Kredi hacmindeki, PMI'daki
gelişmeler, tüm göstergeler buna işaret ediyor." ifadelerini
kullandı.
Finansal koşulların, Merkez Bankası'nın para politikasının çok
ötesinde bir sıkılaşmaya işaret ettiğini vurgulayan Şimşek,
dengesizliklerin bozulmasının gerek enflasyonist baskıların gelecek
dönemde azalma seyrine girme gerekse cari açığın ciddi bir şekilde
daralma ihtimalinin söz konusu olduğunu söyledi.
Şimşek, kamu maliyesinde kalıcı bir bozulmaya asla izin
vermeyeceklerine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin son 15 yıldaki kazanımlarının özünde mali disiplin
var. Kazanımların özünde; tek haneli enflasyon, fiyat istikrarı,
güven, siyasi istikrar, reformlar var. Dolayısıyla 25 Haziran
sabahında inşallah çok güçlü bir reform ivmesiyle biz ülkemizin iç
ve dış şoklara karşı bünyesini de güçlendireceğiz. Eğer Türkiye'nin
bünyesini, ekonomisini bu kadar sağlamlaştırmasaydık, reformlarla
şoklara karşı dayanıklılığı artırmasaydık bu kadar şokun ardından
bu ülke kalkamazdı.
Brezilya, Türkiye'ye oranla çok daha ufak bir siyasi sorun
yaşadı, 5-6 yıl ortalamada doğru düzgün büyüyemedi. Bu örnekleri
artırabiliriz. İşin özü şu; Türkiye, jeopolitik gerginlik ve
şoklara, FETÖ terör örgütünün darbe girişimine, bunun getirdiği
küresel ilişki ağımızdaki tahribata, bu kadar çok seçime rağmen çok
güçlü bir reel performans ortaya koydu."
- "TCMB'nin eli kolu bağlı değildir"
Mehmet Şimşek, seçim döneminde olunması nedeniyle tedbir
alınmayacağının yanlış bir varsayım olduğunu belirterek, "Hiçbir
kurumumuzun, özellikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB)
eli kolu bağlı değildir. Gerekenleri yapmıştır, yapmaya devam
edecektir. Reel ekonomi çok daha farklı dengelere işaret ediyor,
dengesizlikler önemli ölçüde önümüzdeki dönemde iyileşmeye devam
edecek." diye konuştu.
Petrol fiyatlarının artışının doğrudan etkisinin olumsuz ama
dolaylı etkisinin olumlu olduğuna işaret eden Şimşek, Türk
firmalarının petrol ihraç eden ülkelerde çok daha yüksek gelir elde
edeceklerini söyledi.
Şimşek, hem seçimlere kadar hem de seçimlerden sonra hükümetin
gerekeni yapmaya devam edeceğini aktararak, "Piyasanın bardağın
yarısının boş olduğuna dair bir yaklaşımı var. Aslında bardağın
yarısından fazlası dolu. Onun için Türkiye'nin makroekonomik
temellerine bakıldığında, önümüzdeki dönem vizyon ve
kararlılığımıza baktığımızda piyasalardaki dalgalanmaların hepsi
geçici oldu. Türkiye, çok güçlü bir şekilde yoluna devam etti."
şeklinde konuştu.
(Sürecek)
Yorumlar