Genel Başkan Atalay imzasıyla gönderilen mektuptan:"Türkiye, olağanüstü bir dönemi, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin şanlı direnişiyle atlatmaya çalışırken, Türkiye'nin diktatörlüğe kaydığı yönündeki açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır"
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye olağanüstü bir dönemi
sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin şanlı direnişiyle atlatmaya
çalışırken yapılan "ülkenin diktatörlüğe kaydığı" yönündeki
açıklamaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Türk-İş'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Genel Başkan Atalay
imzasıyla, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ile Avrupa
İşçi Sendikaları Konfederasyonuna (ETUC), Fetullahçı Terör
Örgütünün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili mektup gönderildi.
Mektupta, darbecilerle mücadele sırasında Türk-İş'in 6 üyesinin
yaşamını yitirdiğini bildiren Atalay, "Türk-İş olarak demokrasi,
bizim için ekmek kadar, su kadar, hava kadar önemli. Türkiye'de
yapılan tüm darbelerin tek kaybedeni var, o da emekçiler. Demokrasi
olmadan sendikalar olmaz, kitle örgütleri olmaz. Demokrasi olmadan
yaşam olmaz." ifadelerini kullandı.
Atalay, şöyle devam etti:
"Bu ülke halkı sokağa çıkmasaydı bugün burada konuşamazdık. Tüm
siyasi partilere de 'Lütfen bu vatan hainlerine karşı gerekeni
yapın' çağrısında bulunduk. Bu çağrımıza tüm siyasi partiler ve
sivil toplum kuruluşları katılarak, darbeye karşı durdu. Darbe
girişimine bir tedbir olarak Milli Güvenlik Kurulu tarafından
alınan ve parlamentoda muhalefet partilerinin de katılımıyla
onaylanan kararla, olağanüstü hal ilan edilmiştir. Olağanüstü hal,
hiçbir sivil toplum kuruluşunun istemediği bir durum olmakla
birlikte, son dönemde, Türkiye'ye nazaran çok daha küçük çaplı
olaylara muhatap kalmış olan ülkelerde de başvurulmuş bir
uygulamadır. Olağanüstü hal ilan edilmiş olmasına rağmen demokratik
kurumlarımız normal işlerliğini ve sendikalarımız olağan
faaliyetlerini sürdürmektedir. Olağanüstü hal ilan edilmiş olmasını
Türkiye'de demokrasinin ve özgürlüklerin askıya alınması olarak
göstermek, meşru hükümeti darbecilerle eş tutmak anlamına
gelecektir."
"DEMOKRASİYİ SAVUNANLARIN YANINDA OLDUK"
Atalay, Türk-İş'in, Türkiye'nin en fazla temsile haiz işçi örgütü
olduğunu vurguladı.
Darbe girişiminin başından itibaren demokrasiyi savunanların
yanında olduklarına işaret eden Atalay, "Bu arada masum insanların,
hukukun üstünlüğüne bağlı devlet ilkesine uygun şekilde, suça
karışanlardan ayırt edilmesi, suça karışanların en ağır şekilde
cezalandırılması, masum olanların korunması çağrısında bulunduk.
Bugün de bu çağrımızı yineliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye olağanüstü bir dönemi, sendikalar ve sivil toplum
örgütlerinin şanlı direnişiyle atlatmaya çalışırken, Türkiye'nin
diktatörlüğe kaydığı yönündeki açıklamalar gerçeği
yansıtmamaktadır." ifadesini kullanan Atalay, şunları kaydetti:
"Bu örgüt, uzun yıllar devlet kurumlarına sızmış, bu kurumlarda
istihdam veya terfi edilmeyi bekleyen on binlerce insanın hakkını
gasbetmiştir. Kendi taraftarlarını istihdam etmiş ve terfi
ettirmiştir. Kendilerini desteklemeyen personele baskı ve mobbing
uygulamış, binlercesini istifa etmeye zorlamıştır. Kumpas kurarak,
insanların gelecek umutlarını tüketmiştir. Darbe girişiminde
başarılı olsalardı, işte o zaman Türkiye'de gerçek bir diktatörlük
olacaktı. Bugün konuşma hakkına bile sahip olmayacaktık. Burada
kınanması gereken darbe ve darbecilerdir. Ek olarak, Türk insanı ve
işçisinin darbe girişimine karşı verdiği mücadelenin ve demokrasi
zaferinin altının çizilmesi gerektiğine inanıyoruz."
Atalay, ITUC ve ETUC yönetimini, Türkiye'deki gerçek durumu
görmeleri ve darbe girişiminin arkasındaki ismi anlamaları için
Türkiye'ye davet etti.
Türk insanının, ülkeye karşı kirli bir oyun oynandığına inandığını
belirten Atalay, "Dolayısıyla daha önce de ülkemizin PKK terörüyle
mücadelesine ilişkin yapılan açıklamaların 15 Temmuz darbesi
sürecinde de sürdürülmesi son derece yanlış olacaktır. Yapılan tüm
açıklamaların kamu vicdanını dikkate almasını bekliyoruz.
Türkiye'de demokrasinin daha sağlam ve sağlıklı yerleşmesi için tüm
işçi organizasyonlarını, tüm şehirlerimizde meydanlarda gerçekleşen
ve toplumun bütün kesimlerinin iştirak ettiği demokrasi
şenliklerine katılmaya ve Türk sivil toplumuyla dayanışmaya davet
ediyoruz." çağrısı yaptı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar