Türk-İş, TBMM'de kabul edilen özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulmasını sağlayan yasanın, Anayasa'nın 89 ve 104'ncü maddeleri uyarınca veto edilmesi için Cumhurbaşkanlığına yazılı başvuru yaptı
Türk-İş yönetimi, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş
ilişkisi kurulmasını sağlayan ve uzaktan çalışma gibi esnek çalışma
modeli getiren yasanın veto edilmesi için Cumhurbaşkanlığına yazılı
başvuruda bulundu.
Türk-İş'ten yapılan yazılı açıklamada, 6 Mayıs 2016'da TBMM'de
kabul edilen özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi
kurulmasını sağlayan yasanın, Anayasa'nın 89 ve 104'ncü maddeleri
uyarınca tekrar görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderilmesi için
Cumhurbaşkanlığına yazılı başvuru yapıldığı kaydedildi.
Başvuruda, 64. Hükümet tarafından açıklanan Eylem Planı'nda yer
verilen çalışma hayatı ile ilgili düzenlemelerin birçoğunun sosyal
taraflarca desteklenmekte ve olumlu bulunduğunu belirtilerek,
"Esnek çalışma modelleri arasında yer alan ve fevkalade tartışmalı
bir konu olan ödünç iş ilişkisinin anılan eylem planı kapsamında
gündeme getirilerek kanunlaşması, Konfederasyonumuz ve tüm işçi
kesiminde telafisi mümkün olmayan bir endişe yaratmıştır."
denildi.
Endişelerinin nedeninin "İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu'nda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" olduğu aktarılan başvuruda,
"Sayın Cumhurbaşkanımız, sunulan bu kanunun işçi lehine bir kanun
olmadığını düşünmekteyiz. Çalışma barışını bozacak düzenlemeleri
içermektedir. Bu kanun ile çözümlenmek istenen sorunların tamamı
mevcut İş Kanunumuzda detaylı olarak bulunan hükümlerle
sağlanabilecektir. İş Kanunumuzda önemli bir sözleşme modeli olan
ve İş Kanunu'nun 11 ve 12'nci maddelerinde düzenlenmiş bulunan
'belirli süreli iş sözleşmesi' zaten bu tür durumlar için çözüm
üretmek amacıyla vaz edilmiştir. Bu işlevsel maddeyi görmezden
gelerek işçilerin yıllarca mücadele ederek kazandıkları mevcut
haklarından geri düşürebilecek bir kanun çıkarılması büyük üzüntü
yaratmıştır." ifadeleri kullanıldı.
Başvuruda, 6715 Sayılı Kanun'un birinci maddesi ile değiştirilen
4857 Sayılı Kanun'un 7'nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi
olan 'işletmenin ortalama mal ve hizmet üretim kapasitesinin geçici
iş ilişkisi kurulmasını gerektirecek ölçüde ve öngörülemeyen
şekilde artması halinde' ile aynı maddenin (g) bendi olan
'Mevsimlik işler hariç dönemsellik arz eden iş artışları halinde'
şeklindeki düzenlemelerde geçen 'öngörülemeyen şekilde artış' ve
'dönemsellik arz eden iş artışı' ibarelerinin denetiminin çok güç
olması ve tanımlarının muğlak olması nedeniyle kötüye kullanıma
açık olduğunun düşünüldüğü belirtildi.
Türk-İş'in işverenlerin ucuz ve sendikasız iş gücü sağlamak için
esas işi dahi bölerek taşeron işçisi kullanma eğiliminde olmaları
hususunu engelleyebilmek için elinden gelen tüm gayreti sarfetmeyi
kendisine ödev bildiği aktarılan başvuruda şunlar kaydedildi:
"Bu ibareler altında gerçekleşecek olan geçici iş ilişkisinin de
aynı amaçla kullanmak istenmesi kaçınılmaz bir sonuç gibi
görülmektedir. Bu nedenle kanunda yer alan bu ibarelerin
tanımlanması ve geçici iş ilişkisinin hangi hallerde kurulacağının
net bir şekilde ifade edilmesi gerekmektedir. Sayın
Cumhurbaşkanımız, size sakıncalarını arz etmeye çalıştığımız
gelecekte çalışma barışını sıkıntıya sokacak gelişmelere açık
bulunan ve işçileri tedirgin eden bu kanununun bahsettiğimiz
hükümleri başta olmak üzere Anayasamızın 89 ve 104'ncü maddeleri
uyarınca tekrar görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderilmesini arz ve
talep ederiz."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar