"Trump'ın gümrük vergilerinin yükü Amerikalıların üstüne kalacak"
- Trump, "Önce Amerika" sloganıyla başladığı başkanlık serüveninin ikinci yılında yine tartışmalı bir düzenlemeye imza atmaya hazırlanıyor - Donald Trump'ın bu hafta içinde çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 ek gümrük vergisi getirilmesini onaylaması bekleniyor - ABD'nin ticaret partnerleri, uluslararası kuruluşlar, Amerikalı iş örgütleri ve önde gelen Cumhuriyetçiler, Trump'ın ek gümrük vergisi planına şiddetle karşı çıkıyor - Beyaz Saray'ın tüm tepkilere rağmen geri adım atmaması durumda çıkacak bir ticaret savaşının, dünya ekonomisini derin bir durgunluğa sürüklemesinden de endişe ediliyor - Brookings Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Bosworth: - "Korumacılık, ne yazık ki ithalat nedeniyle kayba uğrayan Amerikalı işçiler ve şirketler arasında popüler bir pozisyon" - "Trump'ın ek gümrük vergilerinin yükü, büyük ölçüde Amerikalı imalatçılar ve tüketicilerin üstüne kalacak"
WASHINGTON - GÜLBİN YILDIRIM - ABD Başkanı Donald Trump'ın tüm uyarılara rağmen hayata geçirmeyi planladığı yeni gümrük vergilerinin yükünü, büyük ölçüde Amerikalı imalatçı ile tüketicilerin üstleneceği belirtiliyor.
Trump, "Önce Amerika" sloganıyla başladığı başkanlık serüveninin ikinci yılında yine tartışmalı bir karara imza atmaya hazırlanıyor. Geçen hafta yapılan açıklamaya göre, Beyaz Saray, bu hafta içinde çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulamaya başlayacak.
Trump'ın Trans-Pasifik Ortaklığı'ndan ayrılması, Kuzey Amerika
Serbest Ticaret Anlaşması'nı (NAFTA) yeniden müzakerelere açması ve
Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmesi gibi adımlarından halihazırda
rahatsızlık duyan birçok ülkenin bu karara tepkisi şiddetli
oldu.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB ile ABD arasında
ticari ilişkilerde denge sağlamak için birkaç gün içerisinde
"misilleme" yapılacağını belirterek, "Avrupa'da binlerce kişiye
istihdam sağlayan sanayi sektörünü tehdit eden ve adil olmayan bu
tedbirler karşısında boş durmayacağız. AB Komisyonu, önümüzdeki
günlerde ABD'ye karşı durumun dengelenmesi için Dünya Ticaret
Örgütü kurallarıyla uyumlu karşı önlemleri alacak." ifadelerini
kullandı.
Trump yönetiminin, NAFTA müzakerelerine devam ettiği Kanada da
misilleme tehditleri açısından AB'nin gerisinde kalmadı.
ABD'nin en fazla çelik ve alüminyum ithal ettiği ülke olan
Kanada'nın Başbakanı Justin Trudeau, tarife kararını "kabul
edilemez" olarak nitelendirirken, ülkenin Dışişleri Bakanı Chrystia
Freeland da "Kanada, ticari çıkarlarını ve işçilerini korumak için
karşı tedbirler alacak." dedi.
Meksika hükümeti de ülkenin ilgili gümrük tarifelerinden muaf tutulmaması halinde misillemeden başka seçeneği kalmayacağını açıkladı. Trump yönetiminin sık sık hedef aldığı Çin'in yanı sıra Japonya, Avustralya ve Brezilya gibi ülkeler de karardan büyük rahatsızlık duyduklarını açıkça ortaya koydu.
- "Göze göz anlayışı, bizi kör edebilir"
Dünya Ticaret Örgütü'nden (DTÖ) Uluslararası Para Fonu'na (IMF)
kadar birçok kuruluş da Trump yönetimini, yakında hayata geçirmeyi
planladığı korumacı adımların yaratacağı risklere karşı
uyardı.
DTÖ Direktörü Roberto Azevedo, dün yaptığı açıklamada, Trump
yönetiminin çelik ve alüminyuma getirmeyi planladığı ek gümrük
vergilerinin ticaret engellerinin dünya genelinde artmasını
tetikleyebileceğini söyledi.
Ticaret savaşının hiç kimsenin çıkarına olmayacağını vurgulayan Azevedo, misillemelerden kaçınılmasına yönelik çağrısında, "Bu yola girdiğimiz zaman yönümüzü geri çevirmek çok zor olacak. Göze göz anlayışı, bizi kör edebilir ve dünyayı derin bir durgunluğa sürükleyebilir." ifadelerini kullanmıştı.
IMF Sözcüsü Gerry Rice ise "ABD tarafından önerilen tedbirlerin, fiilen ülkelerin ithalat kısıtlamalarını meşrulaştırmak için ulusal güvenlik gerekçesini kullanmasını artırmasından endişe duyuyoruz." değerlendirmesini yapmıştı.
- "Korumacılık ne yazık ki popüler"
ABD Başkanı Trump ise dünkü açıklamasında, tüm tepkilere rağmen kararından geri adım atmayacağını net şekilde ifade etti.
Brookings Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Barry Bosworth, Trump’ın tüm tepki ve risklere rağmen geri adım atmamasına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin korumacı ticaret politikalarına başvurmasında seçmen tabanının bakış açısının önemli rol oynadığını vurguladı.
Bosworth, Trump’ın özellikle Ohio, Michigan, Wisconsin ve Lowa
gibi birçok şirketin kepenk kapattığı bölgelerde zafer elde
ettiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Korumacılık, ne yazık ki ithalat nedeniyle kayba uğrayan
Amerikalı işçiler ve şirketler arasında popüler bir pozisyon. Dünya
piyasalarında rekabetçi olmadıkları için kaybeden tarafta
olmalarına rağmen ürünleri kendi fiyatlarının altında satan
herkesin hilekar olduğunu ve maliyetin altında fiyata satış
yaptıklarını düşünüyorlar."
Trump yönetiminin ise gerçeğin farklı olduğunu bilmesinden ötürü "damping" yerine "ulusal güvenlik" gerekçesine başvurduğunu ifade eden Bosworth, bu kapsamda uygulanması planlanan ek gümrük vergilerinin yükünün, büyük ölçüde Amerikalı imalatçı ve tüketicilerin üstüne kalacağını söyledi.
Birçok Amerikalı iş örgütünün yanı sıra Paul Ryan gibi önde
gelen Cumhuriyetçiler de Trump’ın ek gümrük vergisi adımına,
Amerikan şirketleri ve tüketicilerine zarar vereceği gerekçesiyle
karşı çıkmıştı.
- Çin'i fazla etkilemeyecek
Trump yönetiminin çelik ve alüminyuma yönelik gümrük tarifelerinin, özellikle çelikte aşırı üretim yaparak fiyatları aşağı çekmekle itham ettiği Çin'e ise önemli derecede zarar vermesi beklenmiyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, birkaç gün önce yayımladığı raporda, söz konusu gümrük vergilerinin Çin’in metal üreticileri üzerindeki etkisinin sınırlı olacağını açıklamıştı.
Dünyanın en büyük çelik üreticisi olan Çin'in, düzenlemeden
fazla etkilenmeyecek olmasının nedeni ise ABD’nin çelik ve
alüminyum ithalatının önemli bölümünü diğer ülkelerden tedarik
etmesi…
IHS Global Trade Atlas’tan derlenen 2017 ithalat rakamlarına
göre, ABD'ye en fazla çelik satan ülkeleri Kanada (yüzde 16),
Brezilya (yüzde 13), Güney Kore (yüzde 10), Meksika ve Rusya (yüzde
9), Türkiye (yüzde 7), Japonya (yüzde 5), Tayvan (yüzde 4), Almanya
(yüzde 3) ve Hindistan (yüzde 2) oluşturuyor. ABD'nin çelik
ithalatının geri kalan bölümü ise diğer ülkelerden ithal
ediliyor.
Alüminyumda ise Kanada yüzde 56 ile ABD’nin ithalatının yarısından fazlasını tek başına üstleniyor. Diğer önemli tedarikçi ülkeleri ise Rusya (yüzde 8), Birleşik Arap Emirlikleri (yüzde 7) ve Çin (yüzde 6) oluşturuyor.
Yorumlar