"Tarihi bir seçimin arifesindeyiz"

- Maliye Bakanı Naci Ağbal: - "Türkiye'yi ileriye mi götüreceğiz geriye mi götüreceğiz, Türkiye'nin kazanımlarını koruyarak güçlendecek miyiz yoksa açık söyleyeyim bir yıkım ekibinin marifetiyle bütün bu kazanımlardan vazgeçecek miyiz? Bu kadar önemli, bu kadar tarihi bir seçimin arifesindeyiz" - "Baştan itibaren seçimde de siyasette de her zaman için ahlakı, erdemi, anlaşıyı Türkiye'nin önüne koyduk. Hiçbir zaman bundan vazgeçmedik. Şu anda da bu anlayışla seçim çalışmalarına devam ediyoruz"

Google Haberlere Abone ol
"Tarihi bir seçimin arifesindeyiz"

NİĞDE (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Türkiye'yi ileriye mi götüreceğiz geriye mi götüreceğiz, Türkiye'nin kazanımlarını koruyarak güçlendecek miyiz yoksa açık söyleyeyim bir yıkım ekibinin marifetiyle bütün bu kazanımlardan vazgeçecek miyiz? Bu kadar önemli, bu kadar tarihi bir seçimin arifesindeyiz." dedi.

Niğde'de bir otelde Ticaret ve Sanayi Odası üyeleri ve sivil toplum kuruşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Ağbal, burada yaptığı konuşmada, hükümet olarak millete hizmetkar olduklarını ve olmaya devam edeceklerini söyledi.

Son 16 yılda AK Parti hükümetleri olarak memleketin her tarafında birçok alanda yatırımlar yaptıklarını anımsatan Ağbal, bu dönemde Niğde'nin de çok ciddi anlamda yatırım aldığını belirtti.

Ağbal, 24 Haziran'da Türkiye'nin çok önemli, tarihi bir seçim yapacağını vurgulayarak, bu seçimin bir taraftan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk seçimi olma özelliğini taşıdığını, ikinci olarak da yeni sistemde daha güçlü bir şekilde oluşabilecek parlemento ve milletvekilliği için oy kullanacaklarını aktardı.

Bu nedenle seçimin tarihi bir seçim olduğunun altını çizen Ağbal, şunları kaydetti:

"Türkiye'yi ileriye mi götüreceğiz geriye mi götüreceğiz, Türkiye'nin kazanımlarını koruyarak güçlendecek miyiz yoksa açık söyleyeyim bir yıkım ekibinin marifetiyle bütün bu kazanımlardan vazgeçecek miyiz? Bu kadar önemli, bu kadar tarihi bir seçimin arefesindeyiz. Seçimde yarış olur, projeler yarışır, vaatler yarışır, idealler yarışır, vizyonlar yarışır ama seçimi kazanmak adına günde 10 tane, 100 tane yalanının arka arkaya sıralandığı böyle bir seçim hiç yaşamadık. Gerçekte seçimde ortaya konulanlara baktığımız zaman, ne olursa olsun gözünü karartmış, ahlak değerlerini bir tarafa bırakmış, iktidara gelmeye çalışan veya Türkiye'yi geri götürme noktası dışında hiçbir vizyonu olmayan bir siyasi anlayışla birileri burada bir seçim yarışını götürüyor. Baştan itibaren seçimde de siyasette de her zaman için ahlakı, erdemi, anlaşıyı Türkiye'nin önüne koyduk. Hiçbir zaman bundan vazgeçmedik. Şu anda da bu anlayışla seçim çalışmalarına devam ediyoruz."

Ağbal, son 16 yılda ekonomi politikalarında hep doğrular üzerine iş yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"En son 15 Temmuz alçak darbe girişimi dahil olmak üzere içeride ve dışarıda Türkiye ekonomisi üzerinde oynanmak istenen bütün oyunlar karşısında eğer Türkiye ekonomisi bu kadar güçlü ise bunun arkasında yatan en önemli sebeplerden birisi yapılan reformlardır. 16 yıl boyunca eğer biz bu reformları yapmasaydık, aynen 2001 yılında bir kitap fırlatıldığı gibi bugün giderdik. Bugün bırak bir kitap fırlatmayı, ne fırlatırsan fırlat Türk ekonomisi sapasağlam ayakta durabiliyor. Son 17 yıldır Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 6 büyüyor. Milli gelirimiz arttı. Bugün diyorlar ki 'Ne yaptınız 16 yılda?' Gözünüze, dizinize dursun. 16 yıldır bu ülkede benim vatandaşımın cebi doldu, ev sahibi oldu, araba sahibi oldu, iş sahibi oldu, aş sahibi oldu ve her şeyden önemlisi artık cebindeki paraya güvenir oldu."

Devlet bütçesinin hiçbir zaman olmadığı kadar bugün güçlü bir noktaya geldiğini vurgulayan Ağbal, enflasyonu yüzde 60'lardan yüzde 10'ların altına bu dönemde düşürdüklerini aktardı.

Bakan Ağbal, 1990 ile 2001 arasında Türkiye ekonomisinin sadece ortalama yüzde 3,4 büyüdüğüne, ekonominin 11 yılda 4 defa yol kazasına uğradığına dikkati çekerek, "2002-2017 yılları arasında ortalama büyüme oranı ise yüzde 5,9. Yani iki kat büyümüşüz. Daha dikkat çekici olan 2010 ile 2017 arası, Türkiye ekonomisi yüzde 6,9 büyümüş. Global ekonomik kriz olmuş, bütün dünya aşağıya giderken, Türkiye ekonomisi yukarı gitmiş, yüzde 7 civarında büyümüş. Gelmiş, 'Türkiye ekonomisini büyüteceğiz' diyorlar, 'Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz', sen geçmişte Türkiye ekonomisini ne kadar büyüttün ki bugün büyüteceksin?" ifadelerini kullandı.

Ağbal, AK Parti olarak 24 Haziran seçimlerinden sonra 2023'e kalmadan Türkiye ekonomisini yüksek gelirli bir ülke seviyesine getireceklerini belirtti.

Türkiye ekonomisinin artık dünyada diğer ekonomilerle rekabet ettiğine işaret eden Ağbal, 1 milyar doların üzerinde ihracat yapılan ülke sayısının kendileri iktidara gelmeden önce 8 olduğunu, bunu 33'e çıkardıklarını aktararak, "Şimdi karar vereceğiz, bu 33, 333'e mi çıksın, yoksa tekrar 8'i mi dönsün? İhracatımızı 5 kat arttırdık. 31 milyon dolardan, 162 milyon dolara getirdik. Her ay ihracatta rekorlar kırmaya devam ediyoruz." şeklinde konuştu.

Bakan Ağbal, turizimde de yıl sonu itibarıyla 40 milyon turisti aşacaklarını vurguladı.

Dünyada kriz yaşanan 2007 ile 2017 arasında Türkiye ekonomisinin 8 milyon 600 bin insanına ilave iş ürettiğini kaydeden Ağbal, bu dönemde Avrupa Birliği'nin 27 ülkesinde yaklaşık 4,8 milyon istihdam olduğunu, avro bölgesinin durumunun bu dönemde daha dramatik olduğunu, burada üretilen istihdamın 2 milyon civarında olduğuna işaret etti.

Türkiye'nin en güçlü tarafının bütçesi olduğuna dikkati çeken Bakan Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz iktidara geldiğimizde bütçe açıkları milli gelirin yüzde 10'unu geçiyordu. Şu anda yüzde 1'lerde, 2'lerde bütçe açığı var ve global kriz sonrasında hızlı bir şekilde onu düzeltmişiz. Sayın Kılıçdaroğlu, o kadar artık yalan söylüyor ki, Maliye Bakanı olarak yalanlarını düzeltmekten yoruldum. Bari maliye konusunda artık konuşma. Sayın Kılıçdaroğlu, buradan söylüyorum, belli ki artık maliye müktesebatın tamamen geride kalmış. Ne vergi oranlarından haberin var ne vergi kanunlarından haberin var. Geçen gün diyor ki, 'Bu devlet bütçesinden ne kadar faiz ödediler, onu söylesin.' Biz devlet bütçesinden ne kadar faiz ödediğimizi iyi biliyoruz ama sizin de Sosyal Güvenlik Kurumuna, SSK'ya genel müdür olduğunuz zaman verdiğiniz açıkları da ve o açıklar yüzünden bu ülkenin ödediği faizleri de biliyoruz. AK Parti iktidara gelmiş sene 2002, o dönemde iktidar bütçe yapmış, her hükümet her yıl bütçe yapar. 2002 yılında 119 milyar bütçe yapılmış, onun yüzde 43'ü faize gitmiş. Bu nasıl bütçe, Sayın Kılıçdaroğlu sen faiz bütçelerine alışmışsın, faiz ödemeye alışmışsın, bizim bu dönemde ne kadar faiz ödediğimizi soracağına sen yaptığın Sosyal Güvenlik Kurumu açıklarının faiz yükünü hesapla. Hesaplamaya gücün yetmez çünkü eski maliye müktesebatını da kaybetmişsin. Bugün gelinen rakam sadece yüzde 8,4. Bütçenin yüzde 92'si yatırıma gidiyor."

Bakan Ağbal, daha sonra Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'ni ziyaret etti.

Yorumlar