T-KDP Genel Başkanı Kardaş: "OHAL'in sadece darbe girişiminde bulunanlara yönelik olduğunu görüyorum. Halkın demokratik taleplerine, toplumun meşru ihtiyaçlarına dönük bir kısıtlama olmayacaktır. FETÖ ile mücadelede yasal düzenlemelerin ivedi alınması için alınan bir karar olarak değerlendiriyorum"
Kürt siyasi parti yöneticileri, FETÖ'nün darbe girişiminin
püskürtülmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve halkın "dik
duruşunun" etkili olduğunu belirterek, olağanüstü hal (OHAL) ilan
edilmesini de yerinde bir karar olarak değerlendirdi.
Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (T-KDP) Genel Başkanı Mehmet
Emin Kardaş, 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması halinde
telafisi mümkün olmayan gelişmelerin yaşanacağını belirterek,
"Ancak hükümet, halkın desteği ile süreci çok iyi yönetti.
Cumhurbaşkanın kararlı duruşu, halkın da buna itibar ederek
sokaklara dökülmesi darbeyi püskürttü." dedi.
Darbelerin insanlık onurunu hiçe sayan "alçak girişimler" olduğunu
vurgulayan Kardraş, cunta girişiminin başarılı olması halinde
demokrasinin askıya alınacağını, Türkiye'nin 3. dünya ülkeleri
konumuna getirileceğini bildirdi. Kardaş, "Bunun bilincinde olan
halk, iradesine sahip çıkarak cuntaya unutamayacağı bir ders verdi.
Bundan sonra halkın tercihlerine kast etmek isteyenler, 15
Temmuz'un sonuçlarını hesap edeceklerdir." ifadesini kullandı.
OHAL kararını da değerlendiren Kardaş, hükümetin cuntacılara karşı
kararlı ve etkin bir şekilde mücadele etmek için böyle bir
girişimde bulduğunu belirterek, "OHAL'in sadece darbe girişiminde
bulunanlara yönelik olduğunu görüyorum. Halkın demokratik
taleplerine, toplumun meşru ihtiyaçlarına dönük bir kısıtlama
olmayacaktır. FETÖ ile mücadelede yasal düzenlemelerin ivedi
alınması için alınan bir karar olarak değerlendiriyorum." diye
konuştu.
- "Cumhurbaşkanın duruşu sonucu belirledi"
Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı Lütfi Kıvanç da
darbe girişiminin başlamasıyla birlikte hükümetin sürece hakim
olmak için yerinde hamleler yaptığını ifade etti. Kıvanç, "Hükümet
gelişmeleri çok kısa sürede toparladı. Cumhurbaşkanın duruşu,
kitlesi ile çok kısa sürede iletişim kurarak onları harekete
geçirmesi, bugünkü sonucu beraberinde getirdi. Bu da şu gerçeği
gösteriyor ki, AK Parti halktır ve büyük bir kitle partisidir."
değerlendirmesinde bulundu.
Büyük ve sistemli bir darbe girişiminin denendiğine dikkati çeken
Kıvanç, Türkiye'nin geleceğini karartmaya dönük kalkışmanın asıl
hedefinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu görüşünü dile getirdi.
Darbe girişimini ilk duyduğunda büyük bir şaşkınlık yaşadığını
aktaran Kıvanç, kalkışmanın bir cunta tarafında yapıldığını kısa
sürede fark ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"FETÖ, her zaman için bir tehditti. Gerçekten büyük bir darbe
girişimiydi, başarılı olsalardı ülke mahvolacaktı. Halk büyük bir
karşı atak yaptı. Onların bu tutumu takdire şayan. Bir kesimin,
Erdoğan nefreti üzerinden siyaset yapmasının anlamsızlığı da ortaya
çıktı. 'Erdoğan gitsin de ne olursa olsun' diyenler vardı. Bizler
böyle düşünmüyoruz, zira AK Parti'nin Kürtler için 'büyük bir şans'
olduğunu söylüyoruz. Eğer darbe olsaydı, Kürt sorunun çözümü için
diyalog kuracak bir muhatap kalmayacaktı."
Kıvanç, OHAL'in uzun yıllar güneydoğuda uygulandığını hatırlatarak,
o dönemki uygulamaların günümüz için geçerli olmayacağını, bu
nedenle OHAL'i temel hakların kısıtlanmasına dönük bir adım olarak
görmediğine değindi. Kıvanç, "Anlaşılan o ki hükümet, darbecilere
yönelik etkin adımlar atmak için böyle bir uygulamaya gitti. Temel
hakların kısıtlanması ya da hukukun askıya alınması günümüz
dünyasında artık mümkün değil." dedi.
- Cumhurbaşkanı ve halkın duruşu darbeyi püskürttü
Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Refik Karakoç
ise halkın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte cuntaya karşı aktif
bir tavır sergilediğini ifade ederek, "Cumhurbaşkanı ve hükümetin
dik duruşu, iç ve dış koşulların darbeye uygun olmayışı, halkın net
ve aktif bir tavır koyması darbeyi püskürtmüştür." ifadesini
kullandı.
Darbe girişiminin olduğu saatlerde parti yönetimiyle toplantı
halinde olduklarına işaret eden Karakoç, "Zaman geçirmeden cuntayı
kınayan bir açıklama yaparak, tavrımızı net bir şekilde ortaya
koyduk. Seçilmiş bir iktidarı silah zoruyla düşürmek yanlıştı ve
karşı durmak gerekiyordu." diye konuştu.
Darbe girişiminin büyük ölçüde bastırıldığını, bundan sonra
evrensel hukuk kurulları çerçevesinde darbecilerin yargılanması
gerektiğini kaydeden Karakoç, OHAL kararının da cuntacılara karşı
yasal tasarruf ve tedbirlerle sınırlı kalacağını belirtti.
Karakoç, "OHAL, gündelik yaşamı etkilemeyecek görülüyor ve böyle de
olması gerekiyor. Ekonomi işleyişine zarar verecek uygulamalardan
kaçınılmalıdır. Yapılacak çalışmaların referansı demokratik hukuk
kriterleri olmalıdır." değerlendirmesini yaptı.
Karakoç, darbe girişimi kapsamında tutuklanan generallerin
birçoğunun doğu ve güneydoğuda kritik görevlerin başından
bulunduğunu vurgulayarak, "Uludere olayının emrini veren kişi de
bunların arasında. Bu olayların geçmişine dair araştırma yapılması
artık kaçınılmazdır." dedi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar