Türkiye'nin Riyad Büyükelçisi Yunus Demirer, Suudi
Arabistan-Türkiye ilişkilerinin güçlenerek devam ettiğini ve bu
bağlamda Suudi Arabistan Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı
Veliaht Prens Muhammed bin Nayif'in 29-30 Eylül tarihlerinde resmi
bir ziyaret için Türkiye'ye geleceğini belirtti.
Büyükelçi Demirer, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında son dönemde
yapılan resmi ziyaretlerle ivme kazanan siyasi ve ekonomik
ilişkiler ve ülkedeki yatırım fırsatları hakkında açıklamalarda
bulundu.
Demirer, Suudi Arabistan'ın Kral Selman'dan sonra gelen "ikinci
adam" olan Muhammed bin Nayif'in Türkiye'ye gerçekleştireceği
ziyaretin son derece önemli olduğunu, son dönemde başta siyasi ve
ekonomik olmak üzere tüm alanlarda artan iş birliğine olumlu katkı
sağlayacağını vurguladı. Demirer, "Son dönemde Suudi Arabistan ve
Türkiye ilişkileri giderek daha da gelişmekte. Özellikle sayın
Cumhurbaşkanımızın geçen yılın sonunda buraya yaptığı resmi
ziyaret, peşinden o dönemdeki Başbakanımızın Suudi Arabistan
ziyareti ve Nisan ayında Kral Selman’ın Türkiye ziyareti oldu.
Şimdi ise Veliaht Prens aynı zamanda Başbakan Yardımcısı, İçişleri
Bakanı, Güvenlik ve Dış Politika Konseyi Başkanı Muhammed bin
Nayif’in 2 günlük resmi bir ziyareti olacak. Bu önemli ziyareti
diğer ziyaretlerin devamı ve Türkiye ile Suudi Arabistan’ın her
alandaki iş birliği ve istişarelerinin bir parçası olarak görmek
gerekir. Tüm bunlar iki ülke liderleri arasında üst düzey temasın
sıklığını ve önemini göstermektedir." ifadesini kullandı.
"Türkiye ve Suudi Arabistan’ın daima istişare halinde
olması çok büyük önem taşımaktadır"
Resmi ziyarette başta Suriye'de yaşanan son gelişmeler olmak üzere
bölgesel meseleler ve terörle mücadele konularının gündeme
gelmesini beklediğini belirten Demirer, Muhammed bin Nayif'in
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edileceğini,
Başbakan Binali Yıldırım ve ilgili bakanlar ile de temaslar
gerçekleştireceğini ifade etti.
Demirer, "Hem ikili ilişkilerin daha da ileriye götürülmesi hem de
bölgesel meseleler bakımından Türkiye ve Suudi Arabistan’ın daima
istişare halinde olması çok büyük önem taşımaktadır. Çünkü
biliyorsunuz bölgede büyük sıkıntılar var, Suriye var, Irak var,
Yemen'deki gelişmeler var, terörle mücadele konusu var ve bu
konularda Suudi Arabistan bakımından Veliaht Prensi Muhammed bin
Nayif etkili kişilerden birisi. Bölgesel meseleler bakımından
özellikle Suriye konusunun etraflıca ve derinlemesine istişare
edileceğini ve özellikle görüşüleceğini tahmin ediyorum. Bu
konularda Türkiye ile Suudi Arabistan arasında sürekli diyalog
olması bölgenin istikrarı, güvenliği ve geleceği bakımından çok
büyük önem taşımaktadır." dedi.
Veliaht Prens Nayif'e Türkiye ziyareti sırasında aralarında
dışişleri, maliye, kültür ve enformasyon bakanlarının da bulunduğu
üst düzey yetkililerin eşlik edeceğini dile getiren Demirer,
ziyaret kapsamında ikili ilişkilerin tüm konuların yanı sıra nisan
ayında Kral Selman'ın Türkiye ziyareti sırasında kurulması
kararlaştırılan Koordinasyon Konseyi Mekanizması sonrası ekonomik
ve ticari ilişkiler, bölgesel ve uluslararası meseleler ile küresel
olarak terörle mücadele konularının ele alınacağını ifade etti.
"İki ülke arasında son yıllarda gelişen ticari ilişkiler,
siyasi ilişkiler düzeyine daha ulaşmadı"
Türkiye ile Suudi Arabistan arasında son yıllarda ticaret hacminin
hızla arttığını ve yıllık ortalama iş hacminin 8 milyar dolar
civarında olduğunu söyleyen Büyükelçi Demirer şöyle konuştu:
"Veliaht Prens Muhammed bin Nayif konumundaki bir yetkilinin
Türkiye’yi ziyaret etmesi, iş ve ticaret camiasına ayrıca bir güven
kazandıracaktır. Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ticari
ilişkiler son yıllarda gelişiyor. Fakat ben bu gelişmelerin iki
ülke arasındaki siyasi ilişkilerin düzeyine daha ulaşmadığını,
aramızda daha çok büyük bir ekonomik potansiyelin bulunduğunu ve bu
potansiyeli değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ekonomik ve
ticari ilişkilere ayrıca önem vermemiz, bu konularda daha fazla
çalışmamız gerekmektedir. Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki
ticaret hacmi ortalama 8 milyar dolar civarında seyretmektedir. Bu
geçtiğimiz sene biraz düşüş gösterdi ama bu sene Ocak-Ağustos
dönemi rakamlarına baktığımız zaman yeniden bir toparlama var.
Fakat 8 milyar dolarlık bir ticaret hacmi, Türkiye ile Suudi
Arabistan arasındaki ilişkilerin potansiyelini yansıtmamaktadır.
Yıllık 8 milyar rakamı bu potansiyelin çok altında olduğunu
düşündüğüm bir hacim. Önümüzdeki yıl bu rakam artacaktır. Zira
Koordinasyon Konseyinin unsurlarından bir tanesi de ekonomik ve
ticari ilişkileri geliştirmek olacak. Dolayısıyla önümüzdeki
dönemde Türkiye’deki ve Suudi Arabistan’daki iş adamları arasında,
yetkililer arasında daha kapsamlı ziyaretler ve görüş alışverişleri
olacak."
"Körfez ülkeleri içinde Türkiye’de emlak satın alan
ülkeler arasına Suudi Arabistan hacim olarak birinci sırada
gelmektedir"
Suudi Arabistanlıların son dönemde giderek artan bir oranda
Türkiye'de bireysel ve yatırım amaçlı ev satın aldıklarına, ticari
amaçlı şirket kurduklarına ve bu şirketlerin sayısının 800 civarına
ulaştığına işaret eden Demirer, "Türkiye’yi ziyaret eden Suudi
Arabistanlıların sayısı her yıl istikrarlı bir şeklide artmakta ve
Körfez ülkeleri içinde Türkiye’de emlak satın alan ülkeler arasına
Suudi Arabistan hacim olarak birinci sırada gelmektedir. Türkiye’de
kurduğu Suudi sermayeli firma ve iş adamlarının son yıllarda bir iş
alanlarını ve yatırımlarını çeşitlendirmek gibi bir eğilim içinde
olduğunu görüyoruz ve bu çeşitlendirme bağlamında da en çok ilgi
duydukları ülkelerin başında artık Türkiye’nin geldiğini
söyleyebiliriz." şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Türkiyeli iş adamlarının da Suudi Arabistan'da şimdiye kadar 17
milyar dolar tutarında taahhüt işini tamamladığını vurgulayan
Demirer, şu anda sermayesi 600 milyon dolar civarında 200 Türk
firmasının faaliyet gösterdiğini kaydetti.
"Suudi Arabistan'da iş hacmi bakımından büyük bir
potansiyel var ve bu potansiyelin içinde Türk firmalarının mutlaka
şimdiden yer edinmeleri lazım."
Suudi Arabistan'ın yeni açıkladığı ve tüm ekonomiyi petrole
bağımlılıktan kurtarıp daha çeşitli bir ekonomi haline getirmesi
hedeflenen '2030 vizyonu' programı hakkında da değerlendirmelerde
bulunan Demirer, Türk yatırımcıları Suudi Arabistan'daki var olan
iş potansiyelini keşfetmeye davet etti. Demirer şunları
söyledi:
"Suudi Arabistan bu bölgenin coğrafi, nüfus ve zenginlik bakımından
en büyük ülkesi. Ülkede pek çok alan hala bakir durumda. Ama burada
önemli ikinci bir unsur var. Biliyorsunuz Suudi Arabistan bir
vizyon açıkladı. 2030 vizyonu. Bu daha çok Suudi Arabistan’ın
ekonomisinin çeşitlendirilmesine yönelik bir vizyon. Yani tüm
ekonomiyi petrole bağımlılıktan kurtarıp daha çeşitli bir ekonomi
haline getirmek. Bu çerçevede de Suudili yetkililer yabancı
şirketlerin gelip Suudi Arabistan’da faaliyet göstermesini teşvik
etmektedirler. Dolayısıyla bu ülkede uzun yıllar boyunca önemli alt
ve üst yapı yatırımları yapılacağı herkes tarafından bilinmektedir.
Suudi Arabistan'da iş hacmi bakımından büyük bir potansiyel var ve
bu potansiyelin içinde Türk firmalarının mutlaka şimdiden yer
edinmeleri lazım. Buradaki iş imkanlarını araştırmalılar,
gerekiyorsa kendilerine Suudi firmalarla ortaklıklar kurup hem
Suudi Arabistan’da hem Türkiye’de ortak yatırımlar
yapabileceklerini düşünüyorum. Dolaysıyla ben önümüzdeki dönemde
Suudi ortaklıkların ortak girişimlerinin Suudi Arabistan’da
faaliyet gösterebileceğine, hatta bazı konularda mesela
yap-işlet-devret gibi konularda Türkiye çok büyük tecrübelere
sahip, Türk firmalarının bu alanlarda Suudi Arabistan’da önemli
işler yapacağına inanıyorum."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar