Süryani kiliseleriyle ilgili algı kampanyaları gerçeği yansıtmıyor
- Mardin'deki Süryani mallarına "el koyulduğu" yönündeki iddiaların Türkiye aleyhine algı kampanyalarında kullanılmasına karşı harekete geçildi - Mardin’de yaşayan Süryani cemaati temsilcileri ile Avrupa’da yaşayan Mardinli Süryanilerden oluşan bir heyet Ankara’ya gelerek Dışişleri Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün üst düzey bürokratlarıyla görüştü - "Türkiye Hristiyanların mallarına el koyuyor" gibi bir söylemin son yıllardaki olumlu uygulamalarla bağdaşmadığı aktarıldı
ANKARA (AA) - TUĞRUL ÇAM - Mardin'de bulunan Süryani kilise, manastır ve mezarlıklarına "Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmesi yoluyla” el koyulduğu algısı Avrupa’da giderek yayılmaya başladı. İslam karşıtlığının yükselişte olmasını fırsat bilen çevreler Türkiye’de Hristiyanların mallarına el koyulduğu izlenimi yaratmaya çalışıyor. Türkiye karşıtı propagandanın malzemesi yapılan iddialar ise gerçeği yansıtmıyor.
AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, Mardin’deki Süryani mallarının Diyanet İşleri Başkanlığına devredildiği iddialarına yol açan süreç, Süryani mallarına yönelik özel bir düzenleme nedeniyle değil, 2012'de çıkan ve 14 ili kapsayan büyükşehir yasasının 2014’te yürürlüğe girmesi sonrasında köy tüzel kişiliklerinin ortadan kalkmasıyla başladı.
Aralarında Mardin’in de bulunduğu 14 ilde köy tüzel kişilikleri ortadan kalkınca tüzel kişiliklere ait malların hukuken tasfiye ve devredilmeleri gerekti.
Böylece her valilik bünyesinde Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonları kuruldu. Mardin Valiliği bünyesinde oluşturulan komisyonun Ağustos 2014’te aldığı kararla il genelindeki tüm mezarlıklar Mardin Büyükşehir Belediyesine devredildi.
Aralarında camilerin de bulunduğu "ibadethanelerin" ise Diyanet İşleri Başkanlığına tahsisi yönünde bir "tavsiye kararı" alındı. Bu tavsiye kararının Süryani cemaatinde hassasiyet yarattığı belirtildi.
Diğer illerde böyle bir durumun olmaması, Mardin’deki olayın münferit bir vaka olduğunu düşündürürken söz konusu yanlışlık kısa sürede düzeltildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM), Süryani kültürüne ait kilise, manastır ve mezarlık arazileri dahil toplam 31 mülkün tahsisini yapmak üzere yetkilendirildi.
Çoğunluğu Batı ülkelerinde yaşayan Mardin kökenli Süryani
cemaati, birçok kilise ve mezarlığın köy tüzel kişilikleri adına
kaydedilmesine geçmişte rıza göstermiş, herhangi bir Süryani vakfı
adına mülkiyet talebinde bulunmamıştı.
Süryani mülklerinin VGM’ye devrinin aslında Süryani cemaatine yeni bir fırsat sunduğu belirtiliyor. Çünkü bu durumda köy tüzel kişiliklerine ait söz konusu taşınmazların kullanım haklarının, VGM tarafından 49 yıllığına Süryani vakıflarına devredilebilmesinin mümkün hale geldiği kaydedildi.
- İddialar rahatsız etti, harekete geçildi
Bu süreçte Mardin'deki Süryani kilise ve mezarlıklarına Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmesi suretiyle "el koyulduğu" iddialarının Batı ülkelerinde yayılması Türkiye’de rahatsızlığa neden oldu.
Bu iddiaların bazı tarafların konuyu yanlış anlamasından kaynaklandığı, bazı grupların ise meseleyi özellikle çarpıtarak Türkiye karşıtlığı için kullanılabilecek yeni bir malzeme yarattığı kaydedildi.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Türkiye, bu tür algı operasyonlarının önünü almak için çalışmalarını hızlandırdı.
Bu çerçevede, Mardin’de yaşayan Süryani cemaati temsilcileri ile İsveç başta olmak üzere Avrupa’da yaşayan Mardinli Süryanilerden oluşan bir heyet geçen günlerde Ankara’ya gelerek, konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı ve VGM'nin üst düzey bürokratlarıyla görüştü.
Bu görüşmede, konunun başta hukuki boyutları olmak üzere tüm yönlerinin ele alındığı, toplantıların olumlu geçtiği bildirildi.
Görüşmelerde, Türkiye'nin son yıllarda azınlıkların hukuk çerçevesindeki taleplerini olumlu değerlendirdiği ve bu yöndeki iradeyi yansıtan çok sayıda olumlu adım atıldığı vurgulandı.
Ayrıca, "Türkiye Hristiyanların mallarına el koyuyor" gibi bir söylemin olumlu uygulamalarla bağdaşmadığı üzerinde duruldu. Yanlış anlaşılmaların önüne geçilmesi için diyaloğun devamı konusunda mutabık kalındı.
Süryani cemaati, inançları bakımından büyük önem gösteren dini nitelikteki 31 gayrimenkulün mülkiyetinin ilgili Süryani vakfına verilmesini istiyor. Bu talebin karşılanmasının ise ancak yeni bir kanun çıkarılması yoluyla mümkün olabileceği belirtiliyor.
Yorumlar