"Suriyeliler, Türkiye'yi güçlendirmek istiyor"

- Habitat Derneği Genel Koordinatörü Başak Saral: - "Suriyeliler aslında burada emek sarf etmek, Türkiye'yi güçlendirmek istiyor. Onlarla konuştuğumuz da kendilerini anlatmak, bu ülkeye yük olmamak ve ülkeye değer katmak istediklerini söylüyorlar" - "Türkiye'ye çok ciddi bir dil kapasitesi geldi. Sadece bu dil kapasitesinden faydalanarak aslında 1,5 milyarlık Arapça konuşan coğrafyaya satış yapabiliriz. İthalat ve ihracatı arttırabiliriz"

Google Haberlere Abone ol
"Suriyeliler, Türkiye'yi güçlendirmek istiyor"

İSTANBUL (AA) - ALİ ÖZAK - Habitat Derneği tarafından, göçmen ve sığınmacıların Türkiye'deki sosyal ve ekonomik yaşama uyumunu sağlamak amacıyla hayata geçirilen İMECE programı, girişimcilik hayali olanları da destekliyor.

Habitat Derneği'nin Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile yürüttüğü İMECE programı kapsamında 14 ilden yaklaşık 120 Türk, sığınmacı ve göçmeni bir araya getiren program sona erdi.

Derneğin Genel Koordinatörü Başak Saral, AA muhabirine yaptığı açıklamada, programın temel olarak Türkiye'ye gelen sığınmacıların ve göçmenlerin, kişisel beceri, deneyim ve ilişkilerinin ekonomiye kazandırılması üzerine yoğunlaştığını söyledi.

Türkiye'de şu anda Suriyeliler tarafından kurulmuş 6 bin 500 şirket, anonim şirket ve limited olduğunu, bu sayının arttırılması için çalıştıklarını belirten Saral, "Henüz resmi kayıtlı şekilde ekonomiye dahil olmamış işletmelerin büyümesi ve Türkiye ekonomisine destek vermesi için çalışıyoruz." diye konuştu.

Saral, temel hedeflerinin teknoloji ve bilişim sektöründe uzmanlar yetiştirmek olduğuna değinerek, şöyle konuştu:

"Türkiye'de kalifiye bir bilişim uzmanı açığı var. Bu açığı hem Türkleri besleyerek hem de sığınmacıları güçlendirerek kapatmak istiyoruz. Türkiye'den hem KOBİ'lerin ihtiyacı olan bilişim uzmanları çıksın hem de bilişim ihraç edilsin. Yeni, büyük potansiyeli olan işletmeler Türkiye'den çıksın ki katma değeri yüksek, ekonomiye değer katan işletmeleri destekleyebilelim."

Saral, programa, Türk ve Suriyelilerin dışında Afgan, Iraklı ve İranlı gençlerin de katıldığını aktardı.

Katılımcıların hemen hemen hepsinin Türkiye'de ya üniversite okuduğunu ya da farklı sivil toplum örgütleriyle kamu kurumlarında gönüllü veya profesyonel şekilde çalıştığını dile getiren Saral, "Yani bu alanda zaten aktif olan bireyler. Birey olarak aktifken şimdi aslında topluluk olarak aktif olacaklar. Bu ilk buluşma bundan sonra düzenli buluşmalarla süreci geliştirmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Birbirimizi tanımamaktan kaynaklanan ön yargılarımız var"

Saral, son bir yılda yaptıkları çalışmaların, sığınmacılar ve ülkede yaşayanlar arasında bazı ön yargılar olduğunu gösterdiğini söyledi.

Bu ön yargıların insanların birbirini tanımamasından kaynaklandığını belirten Saral, şöyle devam etti:

"Tabii ki Türkiye'ye çok büyük bir kitle geldi. Türkiye böyle bir göçü hiç beklemiyordu. Uzmanlar, Suriye savaşının yakında bitmeyeceği ve bitse bile yok edilmiş bir ülkenin yoktan var edilmesinin çok kolay olmadığını ifade ediyor. Yani önümüzdeki 10 ila 20 yıl boyunca birlikte nasıl yaşayabiliriz, genel olarak sorun değil güç olarak bu bize nasıl döner, bunu anlamaya çalışıyoruz. Burada herkes birbirini tanımak istiyor. Bir araya geldiğimiz andan itibaren birlikte dans ettik, birlikte yemek yedik. Suriyeliler aslında burada emek sarf etmek Türkiye'yi güçlendirmek, destek vermek istiyorlar. Onlarla konuştuğumuz da aslında kendilerini anlatmak, bu ülkeye yük olmamak ve ülkeye değer katmak istediklerini söylüyorlar."

Saral, üretim ve hizmet kapasitesinde kalitenin sağlanmasında dünyanın birçok ülkesinde göçmenlerin büyük payı olduğuna dikkati çekti.

Dünyanın farklı ülkelerine bakıldığında ekonomiye göçmenler ve sığınmacıların yenilik getirdiğini vurgulayan Saral, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Almanya'da Türkler, Amerika'da Steve Jobs örneği veriliyor. Yani bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Mesela Türkiye'de KOBİ'lerin çoğu Türkiye pazarının dışına çıkmıyor. Türkiye'ye çok ciddi bir dil kapasitesi geldi. Sadece bu dil kapasitesinden faydalanarak aslında 1,5 milyarlık Arapça konuşan coğrafyaya satış yapabiliriz. İthalat ve ihracatı arttırabiliriz. Bu bizim için çok büyük bir fırsat yaratabilir. Yani bizim amacımız bu uyumu sağlayarak ekonomik refahımızı arttırmak. Türklerle Suriyelilerin kurduğu ortak işlerle dünyaya rol model olalım istiyoruz."

Programa katılan gençlerden bilgisayar yazılım uzmanı Muhammet Kevsara ise 5 yıldır Türkiye’de olduğunu belirterek, şunları anlattı:

"Girişimcilikte kendime özgü fikirlerim ve hedeflerim var. Ama Türk toplumuyla entegre olma konusunda sorun yaşadım, bu fikirlerimi hayata geçiremedim. Dernekle tanıştıktan sonra girişimcilikle ve diğer eğitimlerle ilgili kendimde eksik olan puzzle parçalarını buldum diyebilirim. Burada sıfırdan başlayarak, kendi işimi nasıl şirket haline dönüştürebilirim ve bu şirkete nasıl kar ettirebilirim, nasıl bütçe oluşturabilirim gibi soruların cevabını buldum. Aradığım entegrasyon buydu."


Yorumlar