Suriyeli muhalif Kürt gruplar, PYD'nin Kürtlerin içindeki bir IŞİD konumuna geldiğini, IŞİD'in Araplar'a yaptığının aynısını PYD'nin kendilerine yaptığını söyledi
Suriye'de PKK'ya destek vermeyen Kürtlere karşı büyük bir baskı ve
zulüm uygulayan PYD'nin yaptıkları bölgedeki Kürtleri bezdirdi.
Suriye'de muhaliflerle birlikte Şam yönetimine karşı savaşan Kürt
gruplar, son olarak Suriyeli muhalifleri öldürerek Afrin
sokaklarında cesetlerini sergileyen PYD için, "Kürtlerin IŞİD"
yorumunda bulundular.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) ile Kürt Ulusal
Kongresi (ENKS) üyesi Abdülhamit Temo, terör örgütü PYD’nin
yaptıklarının DAEŞ’ten farklı olmadığını belirterek, "PYD,
Kürtlerin DAEŞ’i oldu. Nasıl ki DAEŞ Arapların içinden çıktı, PYD
de bugün yaptıklarıyla Kürtlerin DAEŞ’i konumuna geldi." dedi.
Aynı zamanda Geleceğin Partisi (Şepela Peşeroje) dış ilişkiler
sorumlusu olan Temo, Cenevre görüşmeleri, Halep'teki rejim
saldırıları ve Kamışlı'daki son olaylarla ilgili AA muhabirine
yaptığı açıklamada, muhalefetin şuan zor bir durumda olduğunu
söyledi.
"Eskiden muhalefetin bir itibarı vardı" diyen Temo, "Çünkü devrimin
rehberleri olarak bilinirlerdi. Şimdi parçalara bölündü. Kahire,
Moskova parçaları var ve ikisi de 'biz devrimin öncüleriyiz' diyor.
Moskova grubu Rusya ve rejime tabi. Kahire grubu ise orta yolu
izleyen grup. Her iki tarafta da değil. Amaçları biz nasıl savaşı
durdururuz. Bir de İstanbul kolu olan bir muhalif grup var ki bu en
geniş grup. Riyad grubu da bizim gruba dahil. Riyad grubunun bazı
delegeleri şuan bizimle toplantı halinde. İstanbul’da toplanmamızın
sebebi ise Cenevre görüşmelerine dair." dedi.
İstanbul'daki toplantılarında Cenevre görüşmelerinin neden
durdurulduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunduklarını belirten
Temo, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de
Mistura'nın sözünde durmadığını savunarak, şunları kaydetti:
"Cenevre görüşmelerinde Rusya ve rejim savaşın durmasını istemedi
ve Suriye’de siyasi bir değişikliğin olmasını engelledi. Bundan
dolayı Cenevre görüşmeleri durdu. Muhaliflerin iki talebi vardı
Cenevre görüşmelerinde, birincisi savaşın durması ve Esed'in
saldırılarının durdurulması. İkincisi ise insani yardımın geçişine
izin verilmesi ve bu çalışmaları yapanlara saldırılmaması. Doğrusu
bu iki talep de yerine getirilmedi. Mistura söz vermişti, bu
talepler yerine getirilecek diye. Ama yerine getirilmedi. Rejim
bombardımanı devam ediyor. Son bir haftada Beşşar Esed’in yaptığını
kimse yapmadı. Esed ve Rusya hastaneler dahil sivilleri bombalamaya
devam ediyor. Halep’te son haftada yaşanan dram ortada. PYD
öncülüğünde Demokratik Suriye Güçleri kuruldu biliyorsunuz.
Bunların amacı Halep’ten Türkiye sınırına kadarki bölgeyi ele
geçirmek. Rejim son dönemde Halep üzerine yoğunlaştı. Ruslarla
beraber Halep'i tümüyle almak istiyor. Rejim ve Rusya, Halep’te
savaş uçaklarıyla muhalifleri vuruyor, PYD ise karadan saldırıyor
muhaliflere.
PYD, dediğim Demokratik Suriye Güçleri tabi."
Suriye'nin Tel Rıfat, Arfed ve Ayn Dakna köyleri çevresindeki
bölgede bir süredir YPG ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasındaki
çatışmalarda öldürülen ÖSO mensuplarının cesetlerinin PYD
tarafından Afrin'e getirilip bir tırda caddelerde teşhir
edilmesiyle ilgili konuşan Temo, "Araplar bugün bu yapılanları
görünce PYD yaptı demiyorlar, Kürtler yaptı diyorlar. Biz Suriye
Kürt Ulusal Konseyi olarak bir açıklama yayımladık. Bildirimizde
dedik ki 'Kürt milleti olarak PYD’nin yaptığı bu eylemden beriyiz'
diye. Bu eylemi Kürtler değil, PYD yapmıştır dedik." ifadelerini
kullandı.
PYD'nin cesetleri teşhir etmesini DAEŞ’in yaptıklarından pek farklı
olmadığını vurgulayan Temo, şöyle konuştu: "Doğrusu PYD şuan
çok kötü işler yapıyor. Savaş olur. Dünyanın çoğu yerinde savaşlar
var ve oluyor. Ama savaşın bir kanunu var. Gidip adamları
öldürüyorsun, onların cesetlerini alıp Afrin’e getirip halka
sergiliyorsan bu çok kötü bir durum. Bu durumun hem Kürtler hem de
Araplar üzerinde ciddi tesirleri olacak. Rejim ve Rusların amacı
etnik bir savaş çıkarmak, Kürtler ve Araplar arasında, özelikle
Sünni Araplarla. PYD şuan bu amaca hizmet etmek istiyor. Açık
konuşmak gerekirse PYD’nin yaptıkları DAEŞ’in yaptıklarından pek
farklı değil. PYD, Kürtlerin DAEŞ’i oldu. Nasıl ki DAEŞ Araplardan
çıktı, PYD de bugün yaptıklarıyla Kürtlerin DAEŞ’i konumuna geldi.
PYD öyle bir politika izliyor ki hem Kürtler arası bir savaş hem de
Kürtler ile Sünni Araplar arasında bir savaşın çıkmasını istiyor.
Biz bu durumdan korkuyoruz. Böyle giderse PYD yüzünden Suriye
Kürtleri kendi arasında savaşacak, yine PYD yüzünden Kürtler ve
Araplar savaşacak. PYD’nin son eylemlerinden tüm kesimler rahatsız.
Ki hep PYD dedim konuşmamda ama biliyorsunuz ki PYD değil PKK. Tüm
bunlara karar veren Kandil’dir. PKK, tıpkı Lübnan Hizbullah’ı gibi
hangi devlet onlardan ne isterse onların dediklerini yerine getiren
örgütler. Bugün de o durumu yaşıyoruz. Bugün PKK, Rusya-İran
hattının bulunduğu siyaseti benimsemiş. Rusya-İran ise Esed’i
destekliyor. İlginçtir ki Rusya, İran ve Esed, Mesut Barzani’nin
politikasına karşı. PKK da bu güçlerle ittifakta. Bugün PKK,
Suriye’de sadece Şii politikasına hizmet ediyor."
"PYD REJİM ÇATIŞMASI GÖSTERMELİK"
Temo, geçen hafta Kamışlı'da yaşanan rejim ve PYD çatışmasının bir
oyundan ibaret olduğunu, bu göstermelik çatışmanın hem iç hem de
dış kamuoyuna mesaj içerdiğini ifade ederek, şunları
söyledi: "PYD Kamışlı’da rejime saldırmıyor veya rejim PYD’ye
saldırmıyor. PYD ve Rejim hiçbir zaman birbirine saldırmaz. Geçen
sene de Haseke’de güya rejim ve PYD arasında çatışma çıkmıştı.
Rejim, bir yeri PYD’ye vereceğini önceden söylüyor. PYD de
göstermelik bir çatışma oluşturarak, o yeri savaşarak aldığını
söylüyor. Halbuki o yeri rejim verecekti. Sonra medya yoluyla
rejimle savaştıklarını söylüyorlar oysa öyle bir durum yok. Bu
göstermelik çatışmadan çoğu kişi de ölüyor ama bu onlar için önemli
değil. Kamışlı’da yaşanan olay şuydu, PYD Kamışlı hapishanesinin
kontrolünün kendilerine verilmesini istiyordu. Bir de bir değirmen
var. PYD onu da istiyordu. Rejim de verecekti zaten. Millete ‘biz
bunları rejimden zorla aldık’ demek için bir çatışma başlatıyorlar.
Oysa PYD 3 yıl önce o hapishaneyi ele geçirdiğini söylemişti. Ele
geçiriyor sonra tekrar denetimi rejime bırakıyor. Tıpkı Kamışlı’da
geçen hafta yaşanan o çatışma gibi. O göstermelik savaşta 17 sivil
öldü. Geçen sen ise Haseke’deki göstermelik savaşta 30 sivil
öldürülmüştü. Haseke’deki o savaş ise güya sınır kapısını PYD ele
geçirecekti. Evet, Apocular sınır kapısının denetimini aldılar,
Beşşar Esed’in posterlerini indirip kendi bayraklarını astılar ama
hemen sonrasında muhaberat/rejim devriyesi gelip orada durdu.
Göstermelik bir savaş verdikleri anlaşılmasın diye de sivillerin
öldürülmesi gerekir. Bunun için rejim sivillerin bulunduğu yere bir
kaç bomba atacak ve ölümlerine sebep olacak. Rejimden de 10-15 kişi
ölüyor. Bir hafta geçmeden tekrar barıştılar. Halep’te zaten
birlikte hareket ediyor. Kamışlı’da neden savaşsın? PYD bu
göstermelik savaşla, halka bakın ben rejimle savaşıyorum ve zorla
hapishane ile değirmeni ele geçirdim. Ve bunun için şehitler
verdim. Bu Kürt kamuoyunu etkilemek için. İkincisi, Cenevre
göreşmeleri... PYD Cenevre görüşmelerine muhalif kanattan katılmak
için çok uğraştı. Ama her seferinden rejimden yana bir güç olduğu
söylendi ve talebi reddedildi. Bu göstermelik savaşla ‘hayır ben
rejim tarafı bir güç değilim. Onla savaşan bir grubum’ diyerek,
Cenevre görüşmelerine muhalifler safında katılmayı talep edecek
yine."
"PYD YARALILARA ENGEL OLDU"
Kamışlı’daki çatışmalar başladığında Irak Kürdistan Bölgesel
Yönetimi (IKBY) Başkanı Barzani'nin, bölgedeki tüm hastane ve
ambulansların Kamışlı’daki yaralılar için hazır hale getirilmesini
istediğini aktaran Temo, "Ama çatışmalar sonucu yaralıların IKBY’ye
geçmesini PYD engelledi. Evet, IKYB ile Suriye'nin kuzeyi arasında
bulunan Semalka-Pişhabur Sınır Kapısı Kürdistan hükümeti tarafından
kapatıldı. PYD’nin politikalarından dolayı kapalı. Ama hasta ve
yaralılar için kapı açıldı. PYD yaralıların IKBY’ye geçmesini
engelledi. Sonra kendi medyasında ‘işte görüyorsunuz, kapıyı
üzerimize kapatıyorlar, yaralıların geçmesine izin vermiyorlar’
diye haber yaptırdılar." şeklinde konuştu.
PYD kontrolündeki bölgelerdeki ENKS ve medyaya yönelik saldırılara
da değinen Temo, "PYD’nin son dönemlerdeki ENKS’ye yönelik
saldırıları Cenevre görüşmeleriyle ilgili. ENKS Cenevre’de
Kürtlerin temsilcisi olarak kabul edildi ama PYD ne yaptıysa da
kabul edilmedi. Bir sürü ENKS ofisi yakıldı, bazı duvarlara tehdit
yazıları yazıldı. En son ise Suriye Kürt bölgesinde bilinen büyük
radyolardan Arta FM, PYD tarafından yakıldı. PYD, bu tarz
saldırılarla farklı bir sesin çıkmasını engellemek istiyor. PYD,
ENKS ve medya kuruluşlarını yakarak-yıkarak diasporada yaşayanların
da susmasını ve olan biteni anlatmamasını istiyor. İstiyor ki kimse
orada neler olduğunu bilmesin." değerlendirmesinde bulundu.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar