Ekonomik şartlar ve toplumsal gelişmelerle birlikte annelerin eğitim düzeyinin yükselmesi ve çalışan anne sayısının artması annelik beklentilerini yükseltti.
Teknolojik gelişmelerle internetin ve akıllı telefonların
hayatımıza girmesi, bilgiye ulaşmamızı kolaylaştırdı. Fakat bu
kolaylık, sorunları da beraberinde getirdi. Çocuk
yetiştirme konusunda bilgi kirliliği arttı. Sosyal medyanın
anneler arasında sık kullanılması anneler arasındaki çocuk
yetiştirme konusunda tavsiyelerin hızlıca yayılmasına ve annelerin
“Acaba ben iyi bir anne miyim” kaygısını yaşamasına neden oldu.
Anneler diğer anneleri model alarak kendilerini eksik görmeye ya da
yüksek beklentiler koyarak hayatı kendilerine zorlaştırdılar.
Annelere tarih boyunca verilen temel roller, “Yuvayı dişi kuş
yapar” atasözümüze de yansıyor. Anne hem yuvayı yapar hem çocuk
doğurur hem de evin düzenine bakar. Bu da yetmez gibi bir de son
yıllarda çalışan anne rolü eklendi bunlara. Anne hem çocuk bakacak,
hem evdeki işleri ve düzeni sağlayacak, hem de işe gidecek. Tüm bu
görevleri yaparken de mükemmel olması gerekiyor.
DAHA İYİ OLMA DÜŞÜNCESİ STRES YAPIYOR
Bütün bu sorumluluklar annelerin süper anne
sendromu yaşamasına neden oluyor. ‘Süper anne sendromu'
adından da anlaşılacağı üzereannelik konusunda mükemmeli
yakalamaya çalışmaktır. Mükemmel bir anne olma ve her şeyini
eksiksiz bir şekilde yapma düşüncesi kaygı ve strese neden olur.
Özellikle bu sendrom ilk defa anne olan ya da çok geç yaşta anne
olan eğitim düzeyi yüksek annelerde görülmektedir. Süper anne
sendromunun en önemli belirtisi kendine gerçekçi olmayan yüksek
beklentiler koymaktır. Yani kendini zorlamaktır. Bir birey olarak
anne robot değildir ve olağanüstü güçleri yoktur. Anne de olsa
dinlenmeye, kendini şımartmaya ve kendini beslemeye ihtiyacı
vardır.
SAĞLIĞIN BOZULMASINA NEDEN OLUR
Aslında merkezimize gelen annelerin yüzde 90'ının süper anne
sendromu taşıdığını söyleyebilirim. Çünkü anneler hem çalışıyor hem
de evdeki sorumluluklarını aksatmadan yapmaya çalışıyorlar. Bütün
bu fedakârlıklarına rağmen anneler kendilerinden şüphe ediyor ve
kendilerini yeterli görmüyorlar. “Türk kadını fedakârdır”
anlayışını yaşıyoruz. Aşırı fedakârlık birey olan annenin kendini
unutmasına sebep oluyor.
Anne de olsak hayatımızdaki rolleri dengelemeliyiz. Sadece eş, anne
ya da çalışan rolünde kalmak hayat kalitemizi düşürür. Süper anne
olmak yerine doğal anne olmalıyız. Anneler her şeyi
mükemmel yapmaya çalışmak yerine kendilerine hata yapma fırsatı
vermeli, en önemlisi kendilerine zaman ayırmalı. Eğer kaygıları çok
yüksekse mutlaka uzman desteği almalılar. Çünkü süper anne olmak
sadece kendilerinin değil, çocuklarının gelişimini de olumsuz
etkiler. Anne bir süre sonra sağlık problemleri yaşamaya başlar.
Çünkü mükemmel anne olmak mümkün değilken mükemmel olmak
adına sürekli kendi ihtiyaçlarından ödün vermek sağlığı bozar.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar