Somali, Körfez krizindeki tarafsızlığının bedelini ödüyor

- Somalili milletvekili ve Parlamento Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Talha: "Abluka uygulayan ülkeler, Körfez krizinde tarafsız kalmayı tercih eden tüm ülkelere boyun eğdirmek için siyasi, ekonomik ve mali her yola başvuruyor. Somali'deki otonom yapı da merkezi hükümetin zayıf noktasıydı ve baskı da buradan geldi" - Sehn Araştırma Merkezi'nde siyasi analist Ali: "Körfez krizi bu gerginliği körükledi. BAE-Somaliland-Etiyopya arasındaki anlaşma da Somali'ye yönelik kasıtlı bir provokasyon niteliği taşıyordu" "Anlaşmanın hukuksuzluğu Somaliland ile imzalanmasından ve Başbakan Hayri'nin BAE ziyaretiyle eş zamanlı gerçekleşmesinden kaynaklandı. Anlaşmada Somali'nin batısını işgal eden Etiyopya'ya Berbera Limanı'ndan yüzde 19 pay verilmesi krizi derinleştirdi"

Google Haberlere Abone ol
Somali, Körfez krizindeki tarafsızlığının bedelini ödüyor

MOGADİŞU (AA) - NOUR GELLE GEDİ - Somali ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında uzun yıllar çeşitli alanlarda ortaklık ve iş birliği derecesine varan siyasi uyum gün geçtikçe siyasi bir krize doğru evriliyor.

İki ülke arasındaki söz konusu gerginliğin, Mogadişu yönetiminin, (Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır'ın Katar'a uyguladıkları abluka) Körfez krizinde tarafsız tutum sergilemesine tepki olarak BAE'nin aldığı siyasi ve diplomatik kararların bir sonucu olduğu belirtiliyor.

Uzmanlara göre, diğer Afrika ülkeleri gibi Somali de bu tarafsızlık politikasının bedelini ödüyor.

- BAE'nin baskıları

Somalili milletvekili ve Parlamento Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Muhammed Ömer Talha AA muhabirine yaptığı açıklamada, Somali ile BAE arasındaki krizin Körfez krizinden sonra patlak verdiğini ve Somali'nin de aralarında bulunduğu bazı Afrika Boynuzu ülkelerinin tavrının, Körfez ülkeleriyle olan ilişkilerine yansıdığını ifade etti.

Talha, BAE'nin, Katar'a abluka uygulayan ülkelerin politikalarına destek devşirmek amacıyla Somali'deki özerk bölgelerin liderlerine yönelmesinin, merkezi hükümetin tarafsız tavrını değiştirmek ve hükümetle bu bölgeler arasındaki krizin fitilini ateşlemek amacıyla kullanılan bir baskı unsuru olduğunu kaydetti.

Somalili vekil sözlerine şöyle devam etti:

"Abluka uygulayan ülkeler, Körfez krizinde tarafsız kalmayı tercih eden tüm ülkelere boyun eğdirmek için siyasi, ekonomik ve mali her yola başvuruyor. Somali'deki otonom yapı da merkezi hükümetin zayıf noktasıydı ve baskı da buradan geldi. BAE'nin merkezi hükümete karşı düşmanca tavırları ve müdahaleleri nedeniyle Somali'deki sermayesi de tükendi."

Somali'deki özerk bölgeler, Körfez krizi sürecinde abluka uygulayan ülkeleri desteklemiş ancak Somali Parlamentosu karar almaya yetkili makamın merkezi hükümet olduğunu belirtmişti.

Merkezi hükümetin 1991'de çöküşüyle birlikte Somali'nin dış politikası başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerine bağımlı bir hal almıştı. Mogadişu yönetimi, 2016'da, Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed'deki konsolosluk binasına yönelik saldırılarda Suudi Arabistan rejiminin yanında yer almış ve İran'la ilişkilerini kesmişti.

- Körfez krizinden önce

BAE'nin, Etiyopya ve Somaliland ile imzaladığı ve merkezi hükümetin yasadışı olarak gördüğü Berbera Limanı Anlaşması, Mogadişu ile Abu Dabi arasındaki "politik" tutum" krizinin "egemenlik" krizine evrilmesine neden oldu.

Cibuti'nin, BAE merkezli "DP World" şirketiyle anlaşmasını feshetmesi, BAE'yi, yetkili makamları saf dışı bırakarak Berbera Limanı Anlaşması'nın imzalanması sürecini hızlandırmaya itti. Bu durum, iki ülke yetkilileri arasında karşılıklı atışmalara varan bir boyut kazandı.

Sehn Araştırma Merkezi'nde siyasi analist Said Ali, BAE ile Somali arasındaki gerginliğin kriz öncesine uzandığını, Abu Dabi'nin özerk bölgeler ve nüfuz sahibi şahsiyetlerle kurduğu ilişkiler kanalıyla Somali'nin iç işlerine karıştığını dile getirdi.

Ali sözlerini şöyle sürdürdü:

"Körfez krizi bu gerginliği körükledi. BAE-Somaliland-Etiyopya arasındaki anlaşma da Somali'ye yönelik kasıtlı bir provokasyon niteliği taşıyordu. Anlaşmanın hukuksuzluğu Somaliland ile imzalanmasından ve Başbakan Hasan Ali Hayri'nin BAE ziyaretiyle eş zamanlı gerçekleşmesinden kaynaklandı. Anlaşmada Somali'nin batısını işgal eden Etiyopya'ya Berbera Limanı'ndan yüzde 19 pay verilmesi krizi derinleştirdi."

BAE'nin Somaliland'deki projeleri sadece Berbera Limanı'yla sınırlı değil. BAE'nin burada, Yemen savaşında Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon bünyesinde kullandığı bir askeri üssü de bulunuyor.

- "Siyasi ilişkiler kopabilir"

Akademisyen ve siyasi analist Uvis Adv ise iki ülke arasındaki krizin zirveye ulaştığını ifade ederek, alınan tavırlar ve karşı tavırlar ışığında siyasi ilişkilerin kopma noktasına varacağı öngörüsünde bulundu.

Adv, "Somali makamlarının, ülkeye yasa dışı yollardan 9,6 milyon dolarlık nakit sokmaya çalıştığı iddia edilen Birleşik Arap Emirlikleri'ne ait bir uçağa Mogadişu'daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı'nda el koyması siyasi krizin tırmandığının bir diğer göstergesiydi." diye konuştu.

"BAE'nin Somali'ye yönelik müdahaleleri aşikar" ifadesini kullanan Adv, şunları söyledi:

"BM'ye bağlı Yaptırım Komitesi'nin yıllık raporu, BAE'nin, Somali ve Eritre'ye uygulanan silah yasağını birkaç defa çiğneyerek özerk bölgelere silah tedarik ettiğini ortaya koydu."

Adv, hükümetin, BAE'nin ülkedeki askeri eğitim programını sona erdirmesinin ise BAE'nin, Somali ordusu mensuplarına tahsis ettiği ve aslında on binlerce doları geçmeyen paralarla ilgili gerekçelerinin sona ermesi anlamına geldiğini kaydetti.

BAE, Somali hükümetini, 9,6 milyon dolara el koymakla suçlasa ve bunu 2014'te iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın ihlali olarak görse de hükümet kaynakları anlaşmanın süresinin dolduğunu ve yenilenmediğini söylüyor.

- Karşılıklı şikayetler

Berbera Limanı Anlaşması krizinden sonra Somali, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) ve Arap Birliği nezdinde BAE aleyhinde, "iç işlerine müdahale ettiği ve ülkenin egemenliğini çiğneyen yasa dışı bir anlaşma imzaladığı" gerekçesiyle şikayette bulundu.

BAE'nin Mogadişu Büyükelçisi Muhammed Ahmed Osman el-Hamadi, üçlü anlaşmanın, Başbakan Hayri'nin BAE ziyareti sırasında imzalanmasıyla ilgili bilgi almak üzere Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.

Öte yandan BAE, Abu Dabi'deki Somali Konsolosluğu'na, "BAE uçağının alıkonulması ve Somali ordusuna tahsis edilen paralara el konulmasıyla" ilgili protesto notası verdi.

Somali Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre, BAE, uçağın alıkonulmasıyla ilgili olarak Arap Birliğine de Somali aleyhinde şikayette bulundu.

- Stratejik bölge

İki ülke arasındaki gerginliğe rağmen uzmanlar Somali'nin coğrafi konumu sebebiyle diplomatik ilişkilerin kesilmeyeceği görüşünü savunuyor.

Bölgede kendisine alan açmak ve ekonomik ve askeri nüfuz kurmak için milyarlarca dolar harcayan BAE'nin Somali'deki varlığını sonlandırma yönünde adım atmayacağı belirtiliyor.

Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleri, İran'ın bölgede yeniden nüfuz alanı kurmasından endişe ediyor. Bu durum, mevcut aşamada BAE'yi soğukkanlı olmaya zorluyor.

Türkiye'nin bölgede insani yardım çalışmaları alanındaki artan varlığı da BAE için güçlü bir rekabet unsuru oluşturuyor.

Tüm bu çıkarlara rağmen uzmanlar, siyasi gerginliğin, diplomatik temsilcilik düzeyinin düşürüleceği geçici bir sürece evrilebileceğini savunuyor.

Uzmanlara göre Somali, ilişkilerin kesilmesi durumunda en çok zarar gören taraf olacak zira ticari ortağını ve Körfez'deki en büyük pazarını kaybedecek.

Somali siyasi açıdan da büyük bedel ödeyecek çünkü BAE, özerk bölgelerle irtibatını artırarak merkezi hükümeti zayıflatmaya çalışacak. Bu bağlamda, "Güneybatı Somali" ve "Puntland" özerk bölgelerinin BAE ile ilişkilerinin, Somali'deki siyasi bölünmüşlüğü derinleştirebileceği öngörülüyor.

Askeri açıdan ise BAE'nin, Mogadişu'daki askeri eğitim programı sayesinde, ülkenin istikrarını sarsmada kullanılabilecek Abu Dabi yanlısı milis güçlere sahip olduğu düşünülüyor.

Mogadişu'nun, Somali'deki askeri ve ekonomik programlarla ilgili uluslararası tahkime başvurması durumunda ise BAE, Somali'deki tüm nüfuzunu ve Somaliland'deki askeri üslerinin yanı sıra Berbera Limanı'nı da kaybedebilir. Bu da, BAE'nin Afrika Boynuzu'ndaki nüfuz mücadelesine zarar verebilir.

Yorumlar