Sevr Anlaşması neden geçersiz, hukuken yok hükmünde?

Sevr Anlaşması neden geçersiz, hukuken yok hükmünde, Sevr Anlaşması hangi devletler arasında ve kimler tarafından imzalanmıştır?

Google Haberlere Abone ol
Sevr Anlaşması neden geçersiz, hukuken yok?

Sevr Anlaşması neden geçersiz, hukuken yok hükmünde, yürürlüğe girmemesinin nedeni nedir, neden yürürlüğe girmedi? 

Sevr Anlaşması bilindiği üzere 1. Dünya Savaşı'ndan yenilgiyle çıkan İttifak Devletleri tarafından yer alan Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapıldığı söylenen tartışmalı bir anlaşmadır. 

Osmanlı saltanat yönetiminin fiilen hiçbir hükmü ve etkisinin kalmadığı, 1909 yılıda Sultan Abdülhamit'in tahttan indirildikten sonra Osmanlı ailesinin yönetimde hiçbir etkisinin olmadığı bir dönemde yapılan Sevr Anlaşması tarih boyunca Osmanlı ailesine karşı bir karalama aracı olarak kullanılır. Oysa ki Sevr Anlaşması'nın yapıldığı dönemlerde Padişahın hiçbir yetkisi ve etkisi olmadığı gibi anlaşmayı görüşen Saltanat Şurası'nda oy hakkı dahi yoktur. Padişahın tek yetkisi Mebusan Meclisi'nde görüşülüp onaylanan anlaşmalara en son imzayı atmaktır. 2018 yılına kadar Türkiye'de uygulanan Cumhurbaşkanlığının sembolik yetkisi gibi bir yetkisi bulunuyordu. Peki, Sevri Anlaşması neden geçersizdir, neden hükmen yok sayılıyor?

Antlaşma 10 Ağustos 1920 Salı günü Müttefik Devletler; Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı, Çekoslovakya ile mağlup Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalandı. ABD Osmanlı İmparatorluğu ile savaşmadığı,[26][27] SSCB ise henüz Milletler Cemiyeti üyesi olmadığı için imza atmadılar.

Sevr Anlaşması neden geçersiz, hukuken yok hükmünde?
Sevr Anlaşması neden geçersiz, hukuken yok hükmünde?

 

Osmanlı heyetinde şu isimler yer alıyordu: Sadrazam Damat Ferit Paşa, eski Maarif Nazırı (millî eğitim bakanı) Bağdatlı Mehmed Hâdî Paşa, eski Şura-yı Devlet (Danıştay) reisi Rıza Tevfik Bey ve Bern Sefiri Reşat Halis Bey.

Antlaşmanın yürürlüğe girmesi için önce Meclis-i Mebûsan'ın antlaşmayı görüşüp kabul etmesi, sonra da imzalamak üzere Vahdettin'e göndermesi gerekiyordu. Fakat antlaşma imzalandığı tarihte Meclis-i Mebûsan kapalı (Mart 1920'de faaliyeti sonlandı ve Nisan 1920'de kapatıldı[29]) olduğundan antlaşma mecliste görüşülemedi ve padişahın önüne gelmedi.

Ankara'daki Büyük Millet Meclisi antlaşmayı sert bir bildiri ile kınadı ve Antlaşmayı imzalayanlar ile Saltanat Şurası'nda olumlu oy kullananları 19 Ağustos 1920 tarihinde vatan haini ilan etti. Antlaşmada imzası bulunan Heyet üyeleri 23 Nisan 1924 tarihinde TBMM tarafından 150'likliler listesine eklendi. 28 Mayıs 1927 tarihli yasayla ise yurttaşlıktan çıkarıldılar.

SEVR ANLAŞMASININ ÖNEMLİ MADDELERİ

Türkiye'de hiçbir zaman uygulanmayan ve zaten Mebusan Meclisi ve Padişah tarafından da onaylanmayan Sevr Anlaşması'nın önemli bazı maddeleri şöyleydi:

SINIRLAR (MADDE 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a; Ceyhan, Antep, Urfa, Mardin ve Cizre kent merkezleri Suriye'ye (Fransız Mandası); Musul vilayeti en kuzeydeki kazası İmadiye dahil tamamen El Cezire'ye (Birleşik Krallık Mezopotamya Mandası, sonradan Irak) İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;[32]

BOĞAZLAR (MADDE 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlar'da deniz trafiği içinde Osmanlı İmparatorluğu'nun bulunmadığı on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletler'in donanmalarını yardıma çağırabilecek;

KÜRT BÖLGESİ (MADDE 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek;

İZMİR (MADDE 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı İmparatorluğu egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;

ERMENİSTAN (MADDE 88-93): Osmanlı, Ermenistan Cumhuriyeti'ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (ABD Başkanı Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a verdi.);

ARAP ÜLKELERİ VE ADALAR (MADDE 94-122): Osmanlı savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;

AZINLIK HAKLARI (MADDE 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrimüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okul ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı'nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;

ASKERİ KONULAR (MADDE 152-207): Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri kuvveti, 35.000'i jandarma, 15.000'i özel birlik, 700'ü padişahın yanındaki güvenlik birliği olmak üzere 50.700 kişiyle sınırlı olacak ve ağır silahları bulunmayacaktı.[1][33] Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesi'nde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;

SAVAŞ SUÇLARI (MADDE 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;

Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Osmanlı İmparatorluğu'nun mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye'nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak;

KAPİTÜLASYONLAR (MADDE 260-268): Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;

TİCARET VE ÖZEL HUKUK (MADDE 269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek hükümlerini içeren bir antlaşmadır.

Özetlersek; 

Sevr Anlaşması Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından oylanmadığı ve onaylanmadığı, Padişah tarafından imzalanmadığı için resmen ve hukuken geçersizdir.


 

Yorumlar