'Serbest piyasa' var ama rekabet eden yok

Türkiye'de fiyatların yükseltilmesi konusunda "rekabetçi serbest piyasa" kılıfı uydurulurken, fiyat indirimleri veya personel istihdamları konusunda ise, "rekabetçi şirketler" yerine "anlaşmalı şirketler" ortaya çıkıyor.

Google Haberlere Abone ol
'Serbest piyasa' var ama rekabet eden yok

Serbest piyasa ekonomisinin en hassas konularından biri olan "rekabeti engelleyici şirketler arası anlaşmalar" konusu Türkiye'de hala en büyük sorun olarak görünüyor. Birçok şirket, fiyat artışları konusunda birbiriyle 'anlaşmalı' şekilde yarışırken; indirim veya personel gibi konularda ise hiçbir şekilde rekabet etmiyor. Aralarında "centilmenlik anlaşmaları" adı altında anlaşmalar yapan şirketlerin yaptıkları aslında ABD ve Avrupa gibi ülkelerde büyük suç sayılan "rekabeti bozma" suçudur.

Rekabet Kurulu'nda iş gücü piyasasına yönelik centilmenlik anlaşmaları nedeniyle Türkiye genelinde faaliyet gösteren 37 teşebbüs hakkında yürütülen soruşturmanın sözlü savunma toplantısı, 21-22 Şubat'ta yapılacak.

Rekabet Kurumu'nun internet sitesinde yer alan duyuruya göre, söz konusu teşebbüsler hakkında Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinin ihlal edilip edilmediğinin tespiti amacıyla yürütülen soruşturmada sözlü savunma aşamasına gelindi.

37 teşebbüs hakkında yürütülen soruşturmanın sözlü savunma toplantısı, 21-22 Şubat'ta Rekabet Kurulu'nda yapılacak. Toplantı çevrim içi takip edilebilecek.

SORUŞTURMA GEREKÇESİ

Kurum'un internet sitesinde, Kurul'un soruşturma açma gerekçelerine yer verilmişti. Son yıllarda iş gücü piyasalarına ilişkin işverenlerin sahip olduğu pazar gücünün, çalışan ücretlerinin azalmasına veya baskılanmasına ve çalışma koşullarının rekabetçi seviyelerin altında kalmasına neden olduğuna yönelik görüşlerin arttığı belirtilen kararda, şu değerlendirmelerde bulunulmuştu:

"Özellikle iş gücü piyasalarında emek için rekabet halinde olan işveren konumundaki teşebbüslerin aralarındaki doğrudan/dolaylı anlaşmalar yoluyla çalışanların teşebbüsler arasındaki transferini engellemeleri, çalışanları daha yüksek ücretler ve daha iyi koşullar sunan iş fırsatlarından mahrum bırakabilmektedir. Böylece emek faktörünün teşebbüsler arasındaki hareketliliğinin azalmasıyla ve/veya emeğin karşılığı olan ücretlerin suni şekilde gerçek değerini bulamamasıyla iş gücü piyasalarındaki rekabetçi yapı zarar görebilmektedir. Bu durum değerini bulamayan iş gücünün, emeğinin karşılığını alabileceği başka pazarlara veya yurt dışına yönlenmesine yol açabilmektedir. Bu kapsamda iş gücü piyasalarında her geçen gün artan rekabet otoriteleri uygulamalarıyla birlikte emek faktörünün teşebbüsler arasında sağlıklı bir şekilde geçişinin sağlanması hedeflenmektedir. Böylelikle bir yandan çalışanların rekabetçi seviyelerin altında kalan ücretlerle çalışmasının önüne geçilebilecekken, diğer yandan çalışanların daha etkin bir şekilde hizmet sunabilecekleri teşebbüslerce istihdam edilmesiyle ve fikirlerin/yeteneklerin teşebbüsler arasında yayılmasıyla teşebbüslerin küresel rekabetçiliğinin artması gibi faydalar elde edilebilecektir."

İş gücü piyasalarındaki sorunlara rekabet hukuku araçlarıyla müdahale edilmesinin yaratacağı faydaları göz önünde bulunduran Rekabet Kurumu'nun, iş gücü piyasasının rekabetçi yapısını korumayı hedeflediği ifade edilerek, bu çerçevede kanunun ihlal edilip edilmediğinin tespiti amacıyla Rekabet Kurulu'nca soruşturma açıldığı kaydedilmişti.

Yorumlar