"Selam Tevhid"de kumpas davası

- FETÖ/PDY'nin "Selam Tevhid" soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasına yönelik soruşturmanın yargı ayağını oluşturan ve binlerce kişi hakkında usulsüz dinleme kararı vermekle suçlanan 54 hakim ve savcının yargılandığı davanın görülmesine devam edildi

Google Haberlere Abone ol
"Selam Tevhid"de kumpas davası

ANKARA (AA) - Kamuoyunda "Selam Tevhid" olarak bilinen soruşturmada binlerce kişi hakkında usulsüz dinleme kararı vermekle suçlanan 54 hakim ve savcının Yargıtayda yargılandığı davanın bugünkü oturumunda sanık savunmaları alındı.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "Selam Tevhid" soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasına yönelik soruşturmanın yargı ayağını oluşturan ve Yargıtay 16. Ceza Dairesince görülen duruşma, sanık sayısının fazlalığı, Yargıtaydaki salonların yetersizliği nedeniyle Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda yapıldı.

Heyete Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Mehmet Öztunç'un başkanlık ettiği duruşmaya, sanıklar, avukatları ile müşteki avukatları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, sanık Ayhan Bedirhan savunmasına devam etti.

Bedirhan, telefonla yurt dışı görüşmesinde bulunmadığını, suç isnadı yapılan görüşmelerinin mesleki içerikli olduğunu savundu.

İddianamede şüpheli bulunan para transferlerinin, aynı yerde çalıştığı hakim arkadaşlarıyla yaptıkları gün paralarına ilişkin olduğunu ileri süren Bedirhan, yasa dışı bir işlemi banka üzerinden yapmayacağını söyledi.

Mahkeme Başkanı Öztunç'un "Madem aynı yerde çalışıyordunuz, neden bu alışverişi elden yapmadınız?" sorusu üzerine Bedirhan, "Uğraşmamak için elden yapmadık, internet bankacılığını kullandık." dedi.

Mahkeme Üyesi Hamdi Karahan'ın transfer edilen miktarların birbirinden farklı olduğunu belirtmesine karşılık Bedirhan, gün için adam başı aylık bin 500 lira topladıklarını kaydetti.

Mahkeme Üyesi Mustafa Kurtaran ise bazı eski HSYK üyelerinin itirafçı olduğunu ve FETÖ üyesi hakim ve savcıların maaşlarının yüzde 10'u gibi bir miktarın himmet olarak toplandığını, bunun da gün veya benzeri organizasyonlarla yapıldığını anlattıklarını anımsattı. Bunun üzerine Ayhan Bedirhan, bu beyanlardan ve beyanlarda söz edildiği şekilde para toplandığından haberinin olmadığını öne sürdü. Bedirhan, bu işlemin belli bir dönemi kapsadığını dile getirerek, "İçim çok rahat, bunlar gün parasıydı." diye konuştu.

Daha sonra savunma yapan sanık Metin Özçelik, 1 Ağustos 2011'de 10 kişiye ilişkin toplam 3 karar verdiğini bildirdi. Bunların yasaya uygun verilmiş kararlar olduğunu savunan Özçelik, atılı suçlamaları kabul etmediğini vurguladı. Özçelik, dinleme kararı verdikleri isimler arasında siyasi, bürokrat gibi tanınmış kimseler bulunmadığına dikkati çekti. Kararlardaki imzaların kendisine ait olduğuna işaret eden Özçelik, daha önce bu imzalara ilişkin bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçtiğini hatırlattı.

Sanık Mustafa Başer de 17 dinleme ve teknik takip kararına imza attığını, hukuki olarak kararlarının arkasında olduğunu söyledi. Dinleme kararı verdiği isimlerin kamuoyunca bilinen kişiler olmadığını ifade eden Başer, "Esasen bunu hakimin denetleme imkanı da yoktur." görüşünü savundu.

Başkan Öztunç'un, dinleme kararı verdiği isimler arasında İran Konsolosluğunda görevli 2 kişinin bulunduğunu anımsatması üzerine Başer, "Selam Tevhid örgütü İran merkezli olduğu için bu durumu yadırgamadım." ifadesini kullandı.

Sadece T.C. kimlik numarası bulunan dinleme taleplerini nasıl kabul ettiği sorulan Başer, "Kolluğa, 'Eğer kimlik numarasını buluyorsanız, diğer bilgilerini de bulabilirsiniz.' dedim. Ancak acil olduğunu söyledikleri için terörle mücadeledeki hassasiyet nedeniyle karar verdim." şeklinde konuştu.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

Yorumlar