Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi sırasında Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda şehit olan özel harekat polisi Birol Yavuz'un, olaydan kısa süre önce Cizre'de görevliyken yaralanınca kendisine ödenen parayı, şehit arkadaşlarının ailesine bağışladığı öğrenildi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Gölbaşı
Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda şehit olan özel
harekat polisi Birol Yavuz'un, olaydan kısa süre önce Cizre'de
görevliyken yaralanınca kendisine ödenen parayı, şehit
arkadaşlarının ailesine bağışladığı öğrenildi.
Özel harekat polisi Birol Yavuz'un eşi Hatice Yavuz, eşinin
FETÖ'nün darbe girişiminden önce Erzincan'da geçici görev yaptığını
anlattı.
Eşinin Ramazan Bayramı'nda Erbaa'ya geldiğini ve o zaman
görüştüklerini aktaran Yavuz, "Bayramın 3. günü Ankara'ya döndü.
Olaydan bir gün önce telefonda konuştuk. O zaman Cizre'de görev
yaparken yaralanınca gazi parası aldığını, şehit düşen
arkadaşlarının ailelerine o parayı bağışlamak istediğini söyledi.
Ben de 'Niyetin nasılsa öyle yap' dedim. Parayı şehit
arkadaşlarının ailesine vermişti." ifadelerini kullandı.
Eşinin son zamanlarda yorgun olduğuna işaret eden Yavuz, acı olayın
yaşandığı günü şöyle anlattı:
"O gece 24.00 gibi özel harekatın yakınlarına bomba düşmüş. 'Biz
iyiyiz, Ankara'da şubedeyiz' diye aradı. Kısa bir görüşmemiz oldu.
'Allah'a emanet ol' diye kapattım. Son görüşmemiz oldu. Herhalde
televizyon izledi, telaş etmesin diye aradığını düşünüyorum. Allah
razı olsun eşim çok inceydi. O zamana kadar duymamıştım. Gece saat
02.00 gibi özel harekata bomba atıldığını duydum."
"Devletimizin, vatanımızın bize ihtiyacı var"
Eşinin Cizre'deki şehit düşen arkadaşlarından çok etkilendiğini
ifade eden Yavuz, "Cizre'de 2,5 ay görev yaptı. Yaralandığı zaman
ben 'Birol, özel harekata devam edecek misin?' diye sormuştum. 'Ben
yapmayacağım, o yapmayacak, kim yapacak' dedi. Devletimizin
vatanımızın bize ihtiyacı var. Ben nasıl özel harekatı bırakayım,
düşünmüyorum' dedi. Bana 'sen bırakmamı ister misin?' diye sordu.
'Sen de özel harekatçı ruhu var' demiştim. Mesleğini severek
yapıyordu. Her ana böyle evlat doğuramıyor." diye konuştu.
16 yıldır evli olduklarını belirten Yavuz, 15 yaşında Cemrenur, 11
yaşında Zeynep ve 7 yaşında Kübra isminde 3 kızlarının olduğunu,
evlilik döneminde eşinin görevleri nedeniyle çok ayrı kaldıklarını
anlattı.
Yavuz, şöyle devam etti:
"Bu ayrılıklar zemini hazırlamış diye düşünüyorum. Çocuklarıma hem
anne hem baba oldum. En azından bir güvencem vardı. Sesini
duyuyordum. Onun varlığı bana yetiyordu. Bizi bırakıp gittiğini
düşünüyorum. Rabb'im böyle mertebeyi herkese nasip etmiyor. Eşimi
kıskanıyorum. Rabbim onun gibi ölümü bana nasip eder inşallah. Ona
layık eş, ona layık çocuklar olur inşallah. Sadece yokluğu üzüyor.
Derdi veren Rabbim sabrını verir diye düşünüyorum."
"Bunların kanı da sütü de bozuk"
FETÖ'cülerin bir oyun düşündüğünü dile getiren Yavuz, sözlerini
şöyle tamamladı:
"Rabbim onların oyunları bozdu. Fırsat vermedi Elhamdülillah.
Bununla geçmiş olsun. Rabbim kötüye fırsat vermesin. Hergün eşimin
mezarına gidiyorum. Dua ediyorum. Eşim hala bana görevdeymiş gibi
geliyor. Darbecilerin yaptıkları yanlarına kar kalmasın. Haberleri
izledikçe bu FETÖ'cülere kinim, nefretim artıyor. Devletin bütün
varlığını kullanıp kendi polisine, askerine bu zalimliği yaptılar.
Ona çok üzülüyorum. Bunların kanı da sütü de bozuk. Allah'ım
bunları Kahhar ismi ile kahreylesin. Bunlar vatanın kıymetini
bilmiyorlar, Rabb'im bunlara vatansız ölüm nasip etsin, çünkü
kendisi vatanında değil. Vatan haini olmayan insan vatanında olur.
Vatan haini olduğu için onu dışarıda saklıyorlar. Ona verilecek en
büyük cezayı Rabbim versin. İdam çok güzel..."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar