Novartis’in 31 ülkede 25 hasta derneğinin desteği ve 8 bin 338
sedef hastasının katılımıyla düzenlediği, küresel olarak bugüne
kadar yapılmış en büyük sedef hastalığı (psoriasis) anketinin
sonuçları açıklandı. Türkiye’den Sedef Hastaları Dayanışma Derneği
işbirliğinde yürütülen ve 381 sedef hastasının katıldığı anketin
sonuçları hastaların yüzde 84’ünün ciltlerindeki belirtiler
nedeniyle ayrımcılık ve aşağılanma ile karşılaştıklarını
gösterdi.
Novartis, sedef hastalığı hakkında bugüne kadar yapılan en büyük
küresel anket olan “Sedef Hastalığını Anlamak” Hasta Anketi’nin
sonuçlarını basın toplantısıyla açıkladı. Çalışmanın Türkiye’deki
danışman hekimi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Sibel Alper’in
paylaştığı sonuçlar sedef hastalığının hasta üzerindeki psikolojik,
sosyal ve finansal etkilerini ortaya koyarken hastaların tamamen
tedavi edilmiş bir cilde kavuşabilme konusundaki bakış açısını da
gösterdi.
Dünya genelinde orta-şiddetli sedefi olan 8.338 hastanın katıldığı
anket Novartis’in hasta dernekleri ile bugüne kadar yaptığı en
kapsamlı işbirliği olma özelliğini taşıyor. 31 ülkede 25 hasta
derneğinin dahil olduğu araştırma, Türkiye’de Sedef Hastaları
Dayanışma Derneği işbirliğinde yürütüldü. 381 hastanın katılımıyla
6 ayda tamamlanan anketin sonuçları sedef hastalarının
yaşadıklarıyla ilgili çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
AYRIMCILIĞA MARUZ KALMA ORANI YÜZDE 84
Öncelikle dünya genelinin sonuçlarını paylaşan danışman hekim Prof.
Dr. Sibel Alper, orta-şiddetli sedef hastalığı olanların yüzde
84’ünün ayrımcılığa ve aşağılanmaya maruz kaldığını, yüzde 45’inin
ise hastalığın bulaşıcı olup olmadığı sorusuyla karşılaştığına
dikkat çekti. Prof. Dr. Alper dünya sonuçlarıyla ilgili şu verileri
paylaştı;
“Ankete katılanların yüzde 43’ü sedefin ilişkilerini etkilediğini
ve bu hastaların yüzde 15’i sedef nedeniyle ilişkilerinin sona
erdiğini belirtiyor. Yüzde 54’ü sedefin iş hayatlarını etkilediğini
söylüyor. Yüzde 38’i sedef nedeniyle psikolojik bir tanı almış. Bu
sonuçlar sedef hastalığının bireyin yaşam kalitesine ciddi etkileri
olan bir hastalık olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Sonuçlar ayrıca bize katılımcıların tam veya tama yakın iyileşme
beklentilerinin de düşük olduğunu gösteriyor.”
BULAŞICI MI ENDİŞESİ İLİŞKİLERİ ETKİLİYOR
Prof. Dr. Sibel Alper çalışmanın Türkiye sonuçlarıyla ilgili şu
bilgileri paylaştı; “Anketin Türkiye sonuçları dünya
sonuçlarıyla benzer bir tablo ortaya koyuyor. Türkiye’de de
katılımcıların yüzde 84’ünün ayrımcılığa ve aşağılanmaya maruz
kaldığını görüyoruz. Ancak sedefin bulaşıcı olup olmadığı sorusuna
maruz kalanların oranı Türkiye’de yüzde 56’ya yükseliyor.
Katılımcıların yüzde 46’sı toplum içinde rahatsız edici bakışlarla
karşılaşmış, yüzde 26’sı insanların ellerini sıkmayı istemediğini
söylüyor. Hastalar kendilerini çaresiz hissedebiliyorlar, bazıları
sedef hastalığının hayatlarını ele geçirdiğini düşünüyor, bazıları
cildinden utanıyor. Tüm bunların gerek kişisel ilişkilere gerekse
iş hayatına olumsuz etkileri oluyor. Türkiye’deki katılımcıları
yüzde 51’i sedef hastalığının iş hayatlarını etkilediği
belirtiyorlar. Sonuç itibarıyle sedefin bir cilt hastalığının
ötesinde etkilerini görüyoruz. Sedef, yaşam kalitesini belirgin
olarak olumsuz etkiliyor, hastalar çoğunlukla dışlanma nedeniyle
içe kapanarak izole yaşıyorlar. Sedef yalnızca hasta için değil,
ailesi için de psikolojik, sosyal ve finansal sorunlara neden
oluyor.
Tüm bu olumsuzluklara ek olarak hastaların tedavi konusundaki
umutlarının çok yüksek olmadığını görüyoruz. Hastalar normal bir
hayat süreceklerine inanmıyorlar. Maalesef alternatif tedavilere de
umut bağlayabiliyorlar.”
Sistemik bir hastalık olan sedefle birlikte sedefe bağlı artrit,
kalp hastalıkları ve diyabet gibi eşlik eden hastalıkların da
gelişebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Alper, anket sonuçlarına
göre Türkiye’deki katılımcıları yüzde 69’unda sedefe bağlı eklem
iltihabı (psoriatik artirit) görüldüğünü de belirtti.
Anket sonuçları ile ilgili açıklama yapan Sedef Hastaları Dayanışma
Derneği Başkanı Mustafa Yıldırım Türkiye’deki sedef hastalarını
temsil etmek ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla çalışırken diğer
kurum ve kuruluşlarla işbirliğinin bu çerçevede önemine dikkat
çekti. Yıldırım; “Dünya çapında bu ankete destek veren 25 hasta
derneğinden biri olmaktan gurur duyduğumuzu belirtmek isterim.
Toplumda sedef hastalığı hakkında çok fazla yanlış bilgi var. Bu
yanlış bilgiler ve önyargılar nedeniyle sedef hastaları çok zorluk
yaşıyorlar. Ben de bir sedef hastası olarak bunları bizzat yaşadım.
Hastaların yaşadıklarının toplum tarafından daha iyi bilinmesi
gerekiyor. ‘Sedef Hastalığını Anlamak’ Hasta Anketi bu çerçevede
çok önemli bir çalışma. Toplumsal önyargıların azaltılarak sedef
hastalığının bulaşıcı olmadığının bilinmesi hastaları izolasyondan
kurtarmak için çok büyük bir adım olacaktır.”
SEDEF HASTALIĞI HAKKINDA
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 3’ünü etkileyen Sedef hastalığı
(psoriasis), yaygın olarak görülen, bulaşıcı olmayan bir bağışıklık
sistemi (otoimmün) hastalığıdır. Plak psoriasisi en yaygın olarak
görülen formudur ve ciltten kabarık, kırmızı plakların üzerini
gümüşümsü beyaz kabukların kapladığı cilt belirtileriyle kendini
gösterir. Sedef hastalığı sadece bir cilt hastalığı veya kozmetik
bir problem değildir. İnatçı, kronik (uzun süreli) ve çoğu zaman
hastaların günlük yaşamlarının en basit yönlerini etkileyebilecek
kadar sıkıntı verici bir hastalıktır. Sedef hastalığı olan
kişilerin yaklaşık yüzde 30’unda psoriatik artrit (sedefe bağlı
eklem iltihabı) vardır ya da ileride gelişecektir. Psoriatik
artrit, eklemleri etkileyerek, ağrı, eklem katılığı ve geri dönüşü
olmayan eklem hasarı gibi kısıtlayıcı belirtilere neden olmaktadır.
Sedef hastalığı ayrıca, diyabet, kalp hastalığı ve depresyon gibi
başka ciddi sağlık sorunları ile de ilişkili bir hastalıktır.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar