Seda ile Geziyoruz kimdir, programın sunucusu kim?

Seda ile Geziyoruz sunucusu kimdir, yaz sezonunun gündüz kuşağı programları arasında yer alan Seda ile Geziyoruz programının kim tarafından sunulduğu merak ediliyor. İşte sunucunun adı ve soyadı ile biyografisi:

Google Haberlere Abone ol
Seda ile Geziyoruz kimdir, programın sunucusu kim?

Seda ile Geziyoruz kimdir, programın sunucusu kim? programın sunucusunun tam adı nedir, ne iş yapıyor, nerelidir, kaç yaşındadır gibi sorular izleyiciler tarafından yer yer soruluyor. Peki, Seda ile Geziyoruz programını kim sunuyor? İşte detayları: 

Halk TV'de yaz sezonuyla birlikte yayınlanan sezonluk programlardan birki de "Seda ile Geziyoruz" programı oldu.

Kentlerimize bir de Seda'nın gözünden bakın...

Seda ile Geziyoruz kimdir, programın sunucusu kim?
Seda ile Geziyoruz Programının Sunucusu Seda Kement

 

Seda ile Geziyoruz programını Seda Kement sunmaktadır. Her cumartesi ve pazar günleri saat 17.00'de Halk TV'de seyircisiyle buluşuyor.

Programı sunan sunucu kimdir? Seda ile Geziyoruz programını Seda Kement sunuyor. Peki, Seda Kement kimdir?

İşte Seda Kement Biyografisi: 

SEDA KEMENT KİMDİR?

Seda Kement 9 Temmuz 1976 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir.

Seda Kement; Ayla Algan, Şahika Tekand ve Yıldız Kenter gibi usta oyunculardan ekol drama, performans ve tiyatro dersleri almıştır.

Halen Mega Menajerlik Ajansında çalışmaktadır.

Seda Kement, 2010-2012 tarihleri arasında TRT Haber ekranlarında yayınlanan "Uçuyorum" isimli yurtdışı gezi programının sunuculuğunu yapmıştır.

Sonraki yıllarda ise Star TV'de 250 bölümlük "Soframız" isimli yemek programına devam etmiştir.

Şu an ise Halk TV ekranlarında Seda ile Geziyoruz programını sunmakta.

KEMENT: HIRS OYUNCUYU ÖLÜME SÜRÜKLER

Kendisi de bir oyuncu olan Seda Kement bir röportajında, "Hırs oyuncuyu ölüme sürükler" demişti. İşte röportajdan bir bölüm.

- Oyunculuk serüveniz nasıl başladı? Çocukken hayalinizde var mıydı?

Aslında biraz kararsız çocuktum. Lisede resim bölümünde okudum. Eğitimime İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü’nde devam ettim. Fakat müzik okurken yapmak istediğimin müzik olmadığının farkına vardım. Kararsız biri olduğumdan hangi mesleği seçeceğimi düşünürken hepsini yapabileceğim oyunculuğu seçtim. 

- ‘Oyunculukta asla yapmam’ dediğiniz kurallarınız var m?

Asla yapmam dediğim kurallar yok. Bunun için çalışacağım projelere bakıyorum. Yapacağım işin kalitesi içinde her şey yapılabilir. Güven yoksa kurallar koyulabilir. Yönetmene, ışığa, sese yani filmin bütününe güveniyorsanız kural koymanıza gerek yok iş iyi çıkacaktır.

- Sektörde kalıcı olmak için sizce neler yapılmalı?

Bu sektörde maalesef gündem de kalmayı becermek gerekiyor. Doğru işler seçmek gerekiyor. Belli bir noktaya gelirken de fazla iş ayırt edilmemeli. Magazinsel bir toplumdayız. Magazin yapamıyorsak işimizle gündeme gelmek gerekiyor. Ve tabii ki yeniliğe çok açık bir meslek, sınırsız bir öğrenme durumu söz konusu. Sosyal medya bizim işimizin bir parçası oldu ve gündemde olmak için sosyal medyayı doğru kullanmamız gerekli.

-Seda Kement’in yıllar sonra kendisini görmek istediği yer neresi?

Bunu 5 sene önce sorsaydınız, evet şurası şurası derdim ama son yıllarda ülkemizin dünyanın global toplumlar yani artık gidişattan dolayı plan yapmamaya karar verdim sistem böyle işliyor. Öyle nankör bir meslek yapıyoruz ki yüzüme bir şey olsa hasta olsam ben bu mesleği yapamayacağım. Pamuk ipliğine bağlı bir mesleğimiz var. Program yapmamayı son 3 yıldır öğrendim. 

-Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?

Boş zamanlarımda daha çok kendimi dinliyorum. Bol bol film izliyorum günde 3-4 tane film izlediğim oluyor. Bol bol gözlem yapıyorum. Yürüyüş yapıyorum insanları gözlemliyorum. Yeni bir yabancı dil öğrenmeye çalışıyorum Genellikle boş zamanlarımı evde geçiriyorum. Oyunculuk, tiyatro, dizi için hazırlık yapıyorum.

-Kadınlar arasında hep bir kıskançlık vardır derler. Oyunculuk dünyasında bu durum ne kadar geçerli? 

Çok geçerli. Çünkü bizim işimiz egolarla yapılan bir iş. Ne kadar egonu törpülersen o kadar varsın demektir. Hırsını, egosunu yöneten, törpüleyen ve bunu beceremeyen oyuncular vardır. Hırs bir noktada iyi bir şey ama kötü hırs oyuncuyu uçuruma sürükler. Tabii ki kıskançlık var ama bunu yenmek törpülemek önemli. Bir oyuncunun istediği rolü başkası oynadığında illaki içinden geçirir. Keşke ben oynasaydım, ben oynamalıydım mutlaka der. Fakat bunu bir hırs aşırı kıskançlık haline getirdiğiniz zaman bu kötü bir durum.

- Bugüne kadar bu rolde ben oynasaydım çok mutlu olurdum dediğiniz bir rol var mı?

‘7 Kocalı Hürmüz’ adlı filminde Hürmüz rolünde oynamak isterdim. Bir de 1970’lerde 1980’lerde yaşamış assolistler var. Mesela Esengül’ün hayatını oynamak isterim.


 

Yorumlar