Salda Gölü'nün bakir kalmasının nedeni öldürücü maddeymiş

Görüntüsüyle bir doğa harikasını andıran Salda Gölü'nün binlerce yıldır neden hiç göç almadığı, bakir bir şekilde tertemiz kaldığı anlaşıldı. Gölün içinde insan ölümüne neden olabilen huntit maddesi olduğu ortaya çıktı. Huntit insanı kısa sürede öldürebilen bir maddedir.

Google Haberlere Abone ol
Salda Gölü'nün neden böyle temiz kaldığı anlaşıldı

Görüntüsü ve temiz çevresiyle herkesi kendine hayran bırakan Salda Gölü'nün binlerce yıldır nasıl böyle bakir ve temiz kaldığı anlaşıldı. Gölün tabanında bulunan maddenin ölümcül olduğu ortaya çıktı. Göl tabanında beyaz kum olarak bilinen maddenin aslında yangın söndürme esnasında kullanılan beyaz Huntit maddesi olduğu ortaya çıktı. Bu madde insanda akciğer hastalıklarına neden oluyor. Bu hastalıklar arasında KOAH ve silikosiz de bulunuyor. 

Salda Gölü için “Ayak dahi basmayın” diyen Prof. Doğan Kantarcı, eski göl tabanında kepçe ve kamyonlarla yapılan kazının sonuçları üzerine yeni bir çalışma yaptı. Millet bahçesi yapımı işini üstlenen Güngör Tarım firmasının, eski göl tabanını kepçeyle kazıp, 30-35 kamyonla kum değil huntit taşıdığını vurgulayan Kantarcı, şunları söyledi:

“ÜZERİNE BASTIKÇA EZDİLER”

“O gün kazıdıkları şey beyaz kum değil, canlı organizma da değil, göl tabanına çökelmiş fosillerden huntit mineralidir. Hani şu İngilizlere ihraç ettiğimiz, yanmayan kıyafetler, ateşe yangına dayanıklı yalıtım malzemeleri üretiminde kullanılan, çok değerli maden. Kamyon ve kepçeler, çalışan işçiler o gün huntitin üzerine bastıkça ezdiler. Bu kadar ince toz haline gelebilen huntit mineralini kepçe ile kazımak, yığmak, yüklemek ve de üstünde kamyon dolaştırmak önemli miktarda çok ince toz oluşumuna ve tozumaya sebep olur. Huntit mineralini yol yapımı veya kaplaması olarak kullanmak oradan geçen insanlar için tehlikelidir. Götürdükleri yer de plaja inen yol. Yola dökmeyi düşünüyorlar.

“AKCİĞERLERDE BİRİKİP HASTALIĞA NEDEN OLUYOR”

Ama bunun üzerine kamyonlar, arabalar ya da insanlar bastığında iyice ezilecek. Çok ince toza dönüşen huntit minerali solunum yollarında, akciğerde alveollerde birikip zarar verebilir. Kuru havada rüzgarla birlikte tozduğunda hem yörede yaşayan köylülerin ve hayvanların hem de gelen turistlerin akciğerlerine sıvanacak, yapışacak. Sonra da KOAH, silikozis gibi hastalıklara neden olur.”

SALDA GERİ TAŞINIYOR

Burdur Yeşilova sınırlarında bulunan ve turkuaz suyu, beyaz kumsalı ile “Türkiye’nin Maldivleri” olarak anılan Salda Gölü’ne yapılması planlanan millet bahçesi projesini yürüten yüklenici firmaya ait iş makinesi ve kamyonlar ile alandaki kumsal tahrip edilmişti. Kumların kepçeyle kazılıp kamyonlarla sahilden alınarak 5 kilometre uzağa gölün başka noktasındaki kıyıya götürülmesi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı inceleme emri vermişti. Yaşananların ardından kumların yeniden eski yerlerine konulması için çalışma başlatıldı. Yüklenici firma görevlileri, bu kez küreklerle kamyona yükledikleri kumları, alındıkları yerlere götürmeye başladı.

BAKANLIK: BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPTIRDIK

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri jeoloji ve biyoloji profesörlerinden oluşan bir ekiple Salda’ya giderek inceleme yapıldığını ve onların hazırladığı rapor doğrultusunda beyaz kumların yerine geri taşınması kararı alındığını belirtti. Malzemenin büyük bölümünün yığın halinde durduğunu, çok az bir bölümünün de yürüyüş yolunun oraya serildiğini, kimi yerde çukurlara doldurulduğunu anlatan yetkililer, şu bilgiyi verdi: “Yığın halde olanı küreklerle çok küçük araçlara yükleyip, eski yerine götürülüyor. Kepçe kullanılmıyor ki alttaki malzeme buna karışmasın. Oradan da kürekle alınıp, el arabası ve kovalarla yerine serilip, tırmıkla düzeltiliyor. Plaja serilmiş az miktardakini yerine götürmeyeceğiz ama kuru yerde de bırakmayacağız. Çünkü güneşli havada kuruyor, yağmurlu olduğunda çamurlaşma yapıyor.”

HUNTİT MADDESİ NEDİR, ZARARLARI NELERDİR?

Huntit nedir? Huntit İlk olarak Faust tarafından 1953 yılında Amerika Nevada’da keşfedilmiştir. Faust Huntit madenini Currant Creek’teki karbonatlı volkanik tüflerde bulmuştur. 1950’li yıllarda manyezit ve dolomitin meteorik sularla tepkimesinden son ürün olarak ortaya çıktığı kabul edilmiştir. Ancak bilimin ilerlemesiyle birlikte yapılan araştırmalarda huntittin bazı karstik, karasal, gölsel ve denizel evaporit ortamlarında bulunduğu ortaya konulmuştur (Calvo vd. 1995). Hidromanyezit; sulu bir magnezyum karbonat bileşiği olup, kimyasal formülü; Mg5(CO3)4(OH)2.4(H2O) dır (% 43.09 MgO, % 19.26 H2O, % 37.64 CO2 ). Mineral; renksiz veya beyaz, floresan, iğnemsi, saydam, ipeksidir. Özgül ağırlığı; 2.16-2.2; sertliği; 3.5 olup huntit ile ilişkilendirilmiştir. Huntit-hidromanyezitin en önemli özelliği; alev geciktirici olmasıdır. 220°C’de ayrışma, endotermik olup; ısıyı emer, alevi ve yüzey sıcaklıklarını azaltır. Ayrıca her türlü duman ve yanabilir gazları seyreltir.

Huntit cevherinin en önemli kullanım alanı ise ısıtıldığında ortaya çıkan CO2 içeriğinden dolayı alev geciktirici dolgu malzemesi olarak kullanılmasıdır. Ayrıca boyalarda özel bağlayıcı ve yapıştırıcı, özel tip lastiklerde dolgu sertleştirici ve kağıt sanayinde kaplama malzemesi olarak kullanılmaktadır. Ancak, bu konularda huntitin kullanım standartları henüz tam olarak ortaya konmamıştır. Söz konusu sebeplerden dolayı; alev geciktirici olarak, çevre dostu olan huntit-hidromanyezit karışımı kullanımının giderek artabileceği tahmin edilmektedir. Bu gelişmeler göz önüne alındığında; Türkiye’deki muhtemel huntit oluşumlarının daha detaylı olarak araştırılması gerekmektedir.

Yorumlar