"Sağlıklı çevre için sorumluluk almaya hazırız"

- Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan: - "Gelecek nesillere daha temiz ve daha sağlıklı çevre bırakmak adına her türlü sorumluluğu almaya hazırız" - "Biz doğaya ne kadar iyi bakarsak doğa da bize aynı şekilde davranacaktır. Dolayısıyla çevreye verdiğimiz her zarar aslında insanlara verdiğimiz zarar anlamına gelir. Sağlıklı bir çevrede yaşamak hepimizin hakkı"

Google Haberlere Abone ol
"Sağlıklı çevre için sorumluluk almaya hazırız"

İSTANBUL (AA) - Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, gelecek nesillere daha temiz ve daha sağlıklı bir çevre bırakmak adına her türlü sorumluluğu almaya hazır olduklarını belirterek, "Biz doğaya ne kadar iyi bakarsak doğa da bize aynı şekilde davranacaktır. Dolayısıyla çevreye verdiğimiz her zarar aslında insanlara verdiğimiz zarar anlamına gelir. Sağlıklı bir çevrede yaşamak hepimizin hakkı." ifadesini kullandı.

Erdoğan yaptığı yazılı açıklamada, inşaat malzemesi sektörünün çatı örgütü olarak, doğaya ve doğanın korunmasına son derece önem verdiklerini kaydetti.

Erdoğan, gelecek nesillere daha temiz ve daha sağlıklı bir çevre bırakmak adına her türlü sorumluluğu almaya hazır olduklarını aktararak, "Biz doğaya ne kadar iyi bakarsak doğa da bize aynı şekilde davranacaktır. Dolayısıyla çevreye verdiğimiz her zarar aslında insanlara verdiğimiz zarar anlamına gelir. Sağlıklı bir çevrede yaşamak hepimizin hakkı." ifadesini kullandı.

Sürdürülebilir kalkınma kavramını gerçek anlamda hayata geçirmeyi görev edindiklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"İnşaat sektörü; inovasyon kapasitesi, enerji verimliliği, nanoteknoloji stratejileri, su tasarrufu, atık yönetimi, bölgesel kalkınma, organizasyonel yapılanma ve yeşil büyüme kavramlarıyla, içinde bulunduğumuz çağda, sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir halkası oldu. Zincirin diğer halkaları ile yaşanan yoğun ilişki, iş birliği ve etkileşim, genel ekonomik büyümeye önemli ölçüde katkı sağlıyor. Tüm bu bileşenler, sadece inşaat kelimesi içinde sınırlı kalmamalı, sosyal katma değer yaratan fikirlerle bütünleşerek sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmalı."

Geleneksel inşaat ve malzemeden ziyade performansa dayalı inşaat ve buna uygun malzeme seçimi yapılması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Enerji verimliliğinden atık yönetimine, deprem dayanımından çevre planlamaya kadar Ar-Ge faaliyetlerine önem verilmeli. Üretici olarak, müşterilerin beklentileri tespit edilmeli; performans odaklı, hafif, kompozit, kolay uygulanabilir olarak tasarlanmış rekabetçi maliyetlerle ürün geliştirme çalışmalarına ağırlık verilerek, uluslararası pazarda rekabet gücümüz artırılmalı." yorumunu yaptı.

- "Gelecekte kaynakların yönetimi daha da önem kazanacak"


Ferdi Erdoğan, geleceğin kentlerinde en önemli konunun kaynakların yönetimi olacağını belirterek, "Dünya nüfusunun üçte ikisi kentlerde yaşayacak. Doğal kaynakların kullanımı 100 milyar tonlara ulaşacak. Dolayısıyla enerji verimliliği, su verimliliği, atık verimliliği, zaman verimliliği en önemli konular haline gelecek. Endüstriyel atıklardan inşaat malzemeleri üretilmeye başlandığına göre, farklı sektörlerin Ar-Ge’leri ile bir araya gelerek girdilerini ve atıklarını birlikte değerlendirme çalışmaları inovasyon çalışmalarını artıracak." değerlendirmesinde bulundu.

Enerjinin yüzde 75'ini ithal eden bir ülke olunduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları dile getirdi:

"Bir önceki yıl enerji için 27, 2017 yılında 37 milyar dolar ödedik. Aradaki 10 milyar dolarlık fark cari açığın büyük bir kısmını oluşturuyor. Diğer taraftan son bir yılda yüzde 30 civarında artan kur farkları nedeniyle ithal enerji faturasında yaşanan toplam kur farkı 40 milyar TL’den fazla. Diğer bir ifadeyle son 1 yılda 10 milyar dolar da kur farkı faturası ödedik. Cari açığı ve kur farkını kapatmamız için enerji verimliliği kilit bir noktada yer alıyor. Sanayide yüzde 25 ve konutta yüzde 35 olmak üzere enerjinin yüzde 60'lık bir kısmını kullanıyorsak, ülkemizin her geçen gün artan enerji talebinin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması, enerjinin verimli kullanılması, küresel ve ülkemizin seragazı emisyonlarının düşürülmesi, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve istikrar için oldukça önemli."

Erdoğan, bunun da ancak ortak bir akılla somut bir şekilde ölçülebilir hale gelmesi gerektiğini kaydederek, "Küresel seragazı emisyon kaynaklarının yüzde 75’i enerji eldesi, sanayi, ulaşım, ısıtma ve soğutma, binalar nedeniyle oluşmaktadır. Enerji verimliliği sadece enerji maliyetini düşürmekle kalmayacak, daha büyük tehdit olan seragazı emisyonlarını da düşürecektir." ifadelerini kullandı.

Enerji verimliliğiyle birlikte, çevre korumasına adına su kaynaklarının doğru ve bilinçli kullanımının da çok önemli olduğunu aktaran Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Su bir hayat kaynağı olmasının yanı sıra ekonomik bir değer. Ülkemiz her ne kadar üç tarafı denizlerle çevrili olsa da kişi başına düşen yıllık su kullanım miktarı en az 8 bin metreküp olması gerekirken, bu rakam ülkemizde yaklaşık bin 500 metreküp ve su kaynaklarımızın her geçen gün azaldığı bir gerçek. Suyun verimli ve etkin kullanılması için öncelikle bilinçli kullanım düzeyini artırmak gerekiyor. Dolayısıyla eğitim ve kapasite kullanım geliştirme programları sağlanmalı. Bununla birlikte inovatif ürünlerin de geliştirilmesi suyun verimli kullanımında ciddi katkılar yaratacaktır."

Erdoğan, sanayide su kullanım oranının yüzde 10'lar seviyesinde olduğu düşünülürse sanayicilere bu noktada ciddi görev düştüğünü belirterek, "İnşaat sektöründe ve inşaat malzemesi üretim sürecinde de su verimliliğinin sağlanması için sadece binalarda değil inşaat öncesi üretim aşamasında ve inşaat safhasında da gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor." yorumunu yaptı.

Su kullanımında öncelikle tarımsal sulamada doğru yöntemler geliştirilmesi gerekerek çiftçilerimizin doğru kullanıma yönlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"İkinci olarak sadece tarımsal açıdan değil konutlarda kullanılan su tasarrufu da oldukça önemli. Konutlarda su tüketim stratejileri geliştirilmeli, atık suların geri kazanımı konusunda gerekli Ar-Ge çalışmaları yapılmalı. Örneğin evlerimizde kullandığımız şebeke suyunun kimyasallarla kirlenmesiyle ortaya çıkan gri su evsel atık suyun yüzde 75'ini oluşturuyor. Bu yüzden gri suyun yeniden kullanımının yaygınlaşması da gerekli. Banyodan çıkan gri suyun çok uzun yıllardır bahçe sulama işlerinde kullanıldığı biliniyor. Fakat bir yandan verimliliğe katkı sağlamak isterken diğer yandan çevreye zarar vermemek için gri suyun kullanmadan önce artırılması lazım."

Yorumlar