Safiye Soyman: Keşke gecekonduda yaşasaydım da böyle olmasaydı

Uzun yıllardır MS hastası olan oğlunun tedavisi ile mücadele eden ünlü sanatçı Safiye Soyman bugün katıldığı televizyon programında seyircileri ağlattı.

Google Haberlere Abone ol
Safiye Soyman: Keşke gecekonduda yaşasaydım da böyle olmasaydı

Ünlü ses sanatçısı Safiye Soyman, uzun yıllardır oğlunun MS hastalığı ile mücadele ediyor. Kanal D'de yayınlanan 2. Sayfa programına konuk olan Safiye Soyman, 20 yıldır MS hastalığıyla mücadele eden oğlu Harun'u anlattı... 
Safiye Soyman, keşke gecekondu da yaşasaydım da oğlum böyle olmasaydı dedi.

İşte Safiye Soyman'ın izleyicilere duygusal anlar yaşatan o konuşması:

Yattığım yastıklar sel olmuştur. Sabahlara kadar ağlamışımdır, kimse görmemiştir. Ben 20 yıldır bu hastalıkla uğraşıyorum. Benim sevgim oğlumu yaşatıyor. Onu sevenler oğlumu yaşatıyor. Onu arayanlar oluyor. Instagram’da gelen mesajları okuyorum.Denize sıfır bir ev tuttum Bodrum’da. Orada yaşıyor. Denizin içinde fizyoterapi yapıyor. Oranın havası ona çok iyi geldi. Oğlum 4 senedir hastaneye gitmiyor. Maşallah diyeyim. Ben de işim olmadığı zaman hep oradayım. Bazen kapıdan girip ‘anne’ dediğini hayal ediyorum. Çok güzel çocuk oyun parkları kuruyordu, ihalelere giriyordu. Benden yardım isterdi. Onun bana bir gün ‘anne’ demesini isterim.

Şuan konuşamıyor. Gözleriyle tepki veriyor. Ben ona hep pozitif enerji. ‘Oğlum iyi olacaksın’, ‘bak kansere bile çare bulunuyor, sen de iyi olacaksın’ diyorum. Nereye gitsem onu da götürmeye çalışıyorum. Denize de birlikte giriyoruz. Hiçbir şeyden onu mahrum bırakmadım. Londra’da master yapmış bir çocuk. Harun şuan 35 yaşında. Çok küçüklükten beri varmış aslında. Ortaya çıkalı 20 sene oldu. Hiçbir zaman isyan etmiyorum. Bu da bana bir sınav, bir ödül herhalde diyorum. Şükrediyorum. 'Hamdolsun' diyorum. 'Allah benim sabrımı deniyor' diyorum. Ben ona hep ‘iyi olacak’ gözüyle bakıyorum."


Amalar evleniyor, felçliler evleniyor, engelliler evleniyor ben de engelliyim. Evlenmek istiyorum’ dedi. O çok istedi evlenmeyi. ‘Siz kapınızı kapatıyorsunuz, ben odamda yalnız kalıyorum’ dedi. Gecekonduda, çadırda yaşasaydım da oğlum sağlıklı olsaydı. Bu kadar sahneye çıkıyorum, gülüyorum, eğlendiriyorum… Madalyonun arka tarafı öyle değil ama. Ben bir kez ‘of’ demedim.

Çocuğum benim enerjimle, sevgimle yaşıyor. Bugün hayattaysa ona olan sevgim ve ilgimdir. Bugün ne yedi, ne içti. Allah korusun bana bir şey olsa… Ölümün genci yaşlısı yok. ‘Bana bir şey olursa şunu yapın, bunu yapın’ diyorum. Vasiyetlerim var. Tembihlediklerim var. MS hastalığı tamamen bakım hastalığı. Çok pahalı bir hastalık. Çoğu ilacı yurt dışından getiriyoruz. Bunları temin etmek için maddi şeyler de gerekli. Sigorta bazılarını ödüyor, bazılarını ödemiyor. Tembih ettiğim yardımcısı, ablası, Faik Bey var… Faik Bey, her zaman bana ‘Sana bir şey olursa ona ben bakarım, kimseye muhtaç etmem’ diyor. Allah ondan razı olsun.
 

Yorumlar