Şafak vaktinin kahramanlık destanı: Büyük Taarruz
- Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk Ordusu 96 yıl önce bugün dünyanın en büyük kahramanlık destanlarından birinin yazıldığı Büyük Taarruz'u başlattı - Topçu ateşleriyle şafak vakti başlayan harekatın devamında, Türk askeri, düşman işgalindeki tüm noktaları birer birer ele geçirdi - 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin kazanılmasıyla sonuçlanan Büyük Taarruz'un ardından Mustafa Kemal Paşa, birliklere "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!"emrini verdi
ANKARA (AA) - Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusu, 96 yıl önce bugün, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından birini yazarak, işgal güçlerini yurttan kovmak için bağımsızlık ateşini, Büyük Taarruz'u başlatarak yaktı.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 1919 yılında Birinci
Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması
hükümlerine dayanarak türlü bahanelerle Anadolu'yu işgale başladı,
ordusunun cephanesi elinden alınan Türk milleti zor durumda
bırakılmaya çalışıldı.
Ünlü yazar Halide Edip Adıvar'ın ''Türk'ün Ateşle İmtihanı''
kitabında anlattığı işgal günlerinde, itilaf donanması İstanbul'a,
Fransızlar Adana'ya, İngilizler Urfa, Maraş, Samsun ve Merzifon'a,
İtalyanlar, Antalya ve Anadolu'nun güneybatısına yerleşti. 15 Mayıs
1919'da İtilaf Devletleri'nin izniyle Yunan Ordusu İzmir'e çıkarma
yaptı.
Bu durum karşısında Türk milleti, tarih boyunca gösterdiği
''millet olma bilinci'' içerisinde işgallere karşı Kuvayımilliye
hareketini başlattı. İki seçenek vardı; ya işgal güçlerine teslim
olunacak ya da yıkılan yakılan bir ülke, yılmaz evlatlarının
azmiyle yeniden ayağa kalkacak ve küllerinden doğacaktı.
1920'de TBMM'nin açılması üzerine işgal güçleri tüm baskıcı
politikalarını Atatürk ve silah arkadaşları üzerine yoğunlaştırdı,
özellikle Batı Cephesi'nde hareketlilik başladı. 1921'de Polatlı'ya
kadar gelen Yunan ordusunu püskürtmek, daha birkaç yıl önce tarih
literatürüne ''Çanakkale geçilmez'' sözünü altın harflerle yazdıran
vatan evlatlarına düştü.
Sakarya'da 22 gün 22 gece süren kanlı çarpışmaların ardından
durdurulan düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl
kadar süren hazırlık döneminden sonra 26 Ağustos 1922'de Başkomutan
Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz'u başlattı.
- 26 Ağustos'ta Kocatepe'de şafak sökerken...
Başkomutan Mustafa Kemal, 26 Ağustos sabahı Genelkurmay Başkanı
Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile
muharebeyi yönetmek üzere şimdi Afyonkarahisar sınırlarında kalan
Kocatepe'de yerini aldı.
Topçu ateşleriyle şafak vakti başlayan harekatın devamında Türk
askeri, sabahın ilk ışıklarıyla hücuma geçip Tınaztepe'yi ele
geçirdi ve Belentepe ile Kalecik Sivrisi'nden düşmanı
uzaklaştırdı.
Taarruzun ilk gününde 1. Ordu birlikleri, Büyük Kaleciktepe ile
Çiğiltepe arasında 15 kilometrelik alanda, düşmanın birinci hat
mevzilerini ele geçirdi. 5. Süvari Kolordusu, düşman gerilerindeki
ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu, 2. Ordu ise
cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü.
Türk ordusu, 27 Ağustos sabahı yine bütün cephelerde yeniden
taarruza geçti ve aynı gün Afyonkarahisar, 8. Tümen tarafından
düşman işgalinden kurtarıldı. 28 ve 29 Ağustos'ta başarıyla
sürdürülen taarruz, düşmanın 5. tümeninin etkisiz kılınmasıyla
neticelendi.
29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçilip taarruzun kısa sürede sonuçlandırılmasında hemfikir oldu ve planın 30 Ağustos'ta aksamadan uygulanması için gerekli önlemler alındı.
-Büyük Zafer ve bir kırık kağnı
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk Ordusu'nun Kurtuluş
Savaşı'nda kazandığı en önemli zaferin arifesinde, 30 Ağustos
sabahında şimdi belde olan Kütahya'nın Altıntaş ilçesine bağlı
Zafertepe Çalköy'de birliklere taarruz emrini verdi.
Onun bizzat yönettiği Dumlupınar'daki meydan muharebesinde
kahraman Mehmetçik, Yunan birliklerini Allıören, Keçiler, Kızıltaş
deresi yolunun iki yanında tamamen sarıp imha etti. Kızıltaş deresi
bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri, General
Trikopis, General Diyenis ve birçok Yunan komutanı kaçtı.
Büyük Zafer'in ertesi günü, 31 Ağustos'ta Zafertepe Çalköy'de
bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının
haritasını koyan Başkomutan Mustafa Kemal, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa
ile durum değerlendirmesi yaparak, Yunanlıların yeniden savunma
düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir'e
girme görüşünde birleşti.
- ''Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!"
Mustafa Kemal Paşa, Büyük Zafer sonrası 1 Eylül'de
Dumlupınar'da, Batı Cephesi'ndeki tüm subay ve erlere okunmak üzere
yayımladığı bildiride, şu ifadelere yer verdi:
''Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları,
Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi'nde, zalim ve
mağrur bir ordunun temel varlığını inanılmayacak kadar az bir
zamanda yok ettiniz. Büyük ve seçkin ulusumuzun fedakarlıklarına
layık olduğunuzu kanıtladınız. Sahibimiz olan büyük Türk ulusu,
geleceğine güvenmekte haklıdır. Savaş alanlarındaki başarı ve
fedakarlıklarınızı yakından görüp izliyorum. Ulusumuzun size olan
övgülerinin iletilmesine aracılık etme görevinin arkasını
bırakmayacak, sürekli olarak yerine getireceğim. Ödüllendirme için
Başkumandanlığa öneride bulunulmasını, Cephe Kumandanlığına
buyurdum. Bütün arkadaşlarımın, Anadolu'da daha başka meydan
muharebeleri de verileceğini göz önünde bulundurarak ilerlemesini
ve herkesin akıl gücünü ve yurtseverliğinin kaynaklarını
kullanarak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini talep ederim.
Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!''
27 Ağustos'ta Afyonkarahisar, 30 Ağustos'ta Kütahya'nın
kurtuluşunu 1 Eylül'de Gediz, 3 Eylül'de Emet ve Tavşanlı'nın
kurtuluşları izledi, 9 Eylül'de İzmir'de Yunan Ordusunu denize
döken Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa'nın emrini büyük bir
başarıyla yerine getirdi.
-Verdiği sözü yerine getiremediği için intihar etti
Büyük Taarruz'dan akıllarda kalan en önemli olaylardan biri, 57.
Tümen Komutanı Albay Reşat Bey'in, 27 Ağustos'ta Çiğiltepe'nin
alınmasının yarım saat gecikmesi üzerine, görevini yerine
getirememenin üzüntüsü ile kendisini vurarak intihar
etmesiydi.
Kocatepe'den verilen emirle Büyük Taarruz'u başlatan Türk askerleri, taarruzun ilk ve ikinci gününde tüm tepeleri ele geçirmeye başladı. Çiğiltepe'de bulunan Yunan askerlerine karşı direnen 57. Tümen Komutanı Albay Reşat Bey ile Mustafa Kemal Paşa arasında, şu telefon konuşması geçti:
"- Niçin hedefinizi alamadınız?
- Yarım saat sonra bu hedefi alacağım Paşam.''
Sonraki yarım saatte Çiğiltepe'yi düşman askerinden alamayan
Albay Reşat Bey, ''Verdiğim sözü yerine getiremediğim için
yaşayamam'' diyerek beylik tabancasıyla intihar etti.
Mustafa Kemal Paşa'ya, Çiğiltepe sırtlarında çarpışan 57. Tümen
Komutanlığı'nı yeniden telefonla aradığında Albay Reşat Bey'in
intihar ettiği söylendi ve ''Yarım saat zarfında o mevkiyi almaya
size söz verdiğim halde, sözümü yapamamış olduğumdan dolayı
yaşayamam'' yazdığı notu okundu.
Çiğiltepe, Albay Reşat Bey'in ölümünün 15 dakika sonrasında düşman askerlerinden kurtarıldı.
-''Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırıldı"
Büyük Önder Atatürk, Büyük Zafer'den tam iki yıl sonra, 30
Ağustos 1924'te, Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı'nın temel atma
törenine katılmak üzere Zafertepe Çalköy'e geldi.
Törene katılanlara iki yıl öncesini hatırlatan Atatürk, Büyük
Zafer'i şu cümlelerle anlattı:
''Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son parçası
olan 30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır.
Ulusal tarihimiz çok büyük, çok parlak zaferlerle doludur ama Türk
ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim
tarihimize değil dünya tarihine yeni bir adım vermekte kesin etkili
bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbellidir ki yeni Türk
devletinin, genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada
sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda
akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin,
cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır. Türk ulusu burada
kazandığı zaferle, açığa vurduğu gücü ve istemiyle, bu belli
gerçeği bir kere daha tarihin bağrına çelik kalemle koymuş
bulunuyor.''
Yorumlar