Rohingya Müslümanları: Türkiye bu soykırımı durdurabilir
Tüm dünyanın gözleri önünde Budistler tarafından Müslümanlara yönelik başlatılan vahşi soykırımda binlerce Arakanlı hayatını kaybetti. Myanmar'da ordunun Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik düzenlediği operasyonlardan kaçan siviller, yaşadıkları dehşet dolu anları sosyal medyada yayınladıkları görüntülerde anlattı.
Arakan Times'ın sosyal medya üzerinden yayınladığı ve bugün çekilen görüntüde adı açıklanmayan Arakanlı Müslüman bir erkek, ordunun operasyonları sırasında yaşananları anlattı. Arakanlı Müslüman, yaşadıkları için "Kardeşim, eşim, 3 çocuğum, 1 yeğenim, annem ve 1 kız kardeşimi sahil kenarına götürüp silahla öldürdüler. Ben eşyaları almaya gitmiştim. Allah beni kurtardı, yoksa ben de ölmüş olurdum." ifadelerini kullandı. Ailesinden geriye hayatta kalan tek kişi olduğunu dile getiren Arakanlı Müslüman, "Uzak bir yerden ailemi öldürüp benzinle yaktıklarını gördüm. Köyümüzden birçok kişiyi de öldürdüler. Şu anda helikopterlerin sesini duyabilirsiniz." dedi.
Rohingya Müslümanları, yıllardır radikal Budistlerin ve ordunun saldırısı altında yaşam mücadelesi veriyorlar. Bölgede özellikle son yıllarda tırmanan gerilim, geçen cuma günü bir kez daha çatışmaya döndü. Geçen yıl kurulan "Rohingya Kurtuluş Ordusu" 30 karakola saldırı düzenledi, ordu bölgede operasyon başlattı. Her çatışmada olduğu gibi, bir kez daha en büyük bedeli siviller ödedi, ödüyor. En az 3 bin Rohingya Müslümanı hayatını kaybetti.
Gazete Habertürk'ten Nalan Koçak, bölgede yaşanan insanlık dramını yıllardır Arakanlıların sesi olan Rohingya Konseyi'ne sordu. Hollanda merkezli konseyin başkanı Dr. Hla Kyaw ve sözcüsü Dr. Anita Schug, telefonla soruları yanıtladı. Dr. Schug, yaşananları anlatırken çoğu zaman gözyaşlarına hâkim olamadı.
"NEREDEYSE HER GÜN 20 KÖYÜ YAKIYORLAR"
Bölgedeki son durumu anlatabilir misiniz?
Dr. Kyaw: Çok korkunç. Bütün Arakan'da güvenlik güçleri ve
aşırıcı Budistler Rohingya köylerini yakıyor. Büyük göç dalgaları
yaşanıyor. Yangınları söndürmeye giden Müslümanlara da ateş
açıyorlar.
Dr. Schug: Ordu şiddetin boyutunu artırıyor. Neredeyse her gün
20 köyü yakıyorlar. Annemin köyünü de yerle bir etmişler.
Teyzelerim oradaydı, ne haldeler bilmiyorum. Her geçen gün bölgeden
haber almak da zorlaşıyor çünkü Myanmar yönetimi telefon hatlarını
kesiyor.
"PALALARLA SALDIRIP ROKET VE MAYINLA PUSU KURUYORLAR"
Hayatını kaybedenler ve yaralılarla ilgili size gelen son bilgi ne?
Dr. Kyaw: Kesin rakamı bilmek mümkün değil. Daha önce
açıklamıştık, çatışmalar başladığından beri 2 bin ila 3 bin kişinin
hayatını kaybettiğini düşünüyoruz. Ama bu rakam da gerçeği
yansıtmıyor. Çünkü önceki gün sadece Buthidaung bölgesindeki birkaç
köyde yaklaşık 1500 kişinin katledildiği haberini aldık. Sadece 400
kişi hayatta kalmış. Kalanları canlı canlı yakmışlar.
Dr. Schug: Ordunun katliam sistematiği şöyle: Önce köylere
silah ve palalarla giriyorlar. Öldürebildikleri kadar çok kişiyi
öldürüyorlar. Askerlere aşırıcı Budistler de yardım ediyor.
Kalanlar köyden kaçmaya çalışıyor fakat bu kez de ordunun köyün
etrafına yerleştirdiği mayınların hedefi oluyorlar. Askerler de
pusu kuruyor. Kaçanların üzerine roketle ateş açıyorlar. Daha sonra
da köyleri yakıyorlar. Yaralıların çoğunda 3'üncü derece yanık
var.
ANNELERİN KORKUNÇ TERCİHİ: HANGİ ÇOCUĞUMU KURTARMALIYIM?
Katledilenlerin ne kadarı kadın ve çocuklar?
Dr. Kyaw: Yüzde 70-80'i kadın ve çocuk. Maungdaw ve
Buthidaung bölgelerinde gençlerin ve erkeklerin çoğu 2012'den bu
yana Bangladeş ve Malezya'ya kaçmıştı. Köylerde geriye kadın ve
çocuklar kaldı. Bu nedenle en çok onlar şiddet mağduru oluyor.
Mesela bir kadının 5 çocuğu var, ölümden kaçarken çocuklarının
tamamını alamıyor. Bazılarını geride bırakmak zorunda kalıyor.
Korkunç bir tercihle karşı karşıyalar.
Dr. Schug: Çocuklar bu katliamın içinde yapayalnız kaldı. Çoğu
artık yetim, öksüz. Pek çok anne de çocuklarının nerede olduğunu
bilmiyor. Bazı kadınlar ormanın ortasında doğum yapmak zorunda
kaldı. Bu insanların yardım alabilecekleri kimse yok.
"KAÇANLAR HAYVANLARIN SALDIRISINA UĞRUYOR"
Ordudan kaçanlar nerede saklanıyor?
Dr. Kyaw: Maungdaw bölgesi Bangladeş'e çok yakın. Burada
yaşayanlar sınıra doğru kaçıyor. Fakat burada da sorun şu:
Bangladeş sınırı açmıyor! Kadınlar askerlere yalvarıyor. Tarafsız
bir bölge var, oraya sığınanlar hayli fazla. Sınıra yakın olmayan
bölgelerden kaçanlarsa ormanlık alanlarda saklanıyor. Gidecek
yerleri yok. Köylerine dönemiyorlar, başka yere de gidemiyorlar.
Ancak ormanlık alanda saklanmaları da zor. Vahşi hayvanların
saldırısına uğruyorlar.
Dr. Schug: Denize kaçamıyorlar, köylerine gidemiyorlar,
Bangladeş'e geçemiyorlar. Kucaklarında bebekleriyle dağlara
kaçıyorlar. Çoğu çocuğun üzerinde kıyafeti, ayağında ayakkabısı
bile yok. Bunları bir kenara bırakın yiyecekleri, suları yok.
Sınıra gidenleri Bangladeş ordusu içeri doğru itiyor. Myanmar
ordusu da itilenlerin üzerine rastgele ateş açıyor. Halkımız iki
ateş arasında kaldı.
"TÜRKİYE BİZİM TEK DOSTUMUZ"
Dünyaya, özellikle Türkiye'ye mesajınız var mı?
Dr. Kyaw: Türk hükümetinden beklentimiz, Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nı harekete geçirmesi. Myanmar hükümeti büyük bir propaganda savaşı yürüyütor. Mesela Rohingyaların Buda heykellerini parçaladığı haberlerini yayıyorlar. Hiçbir Rohingya bunu yapmaz. Birleşmiş Milletler, ABD... Hiç kimse bizim için hiçbir şey yapmıyor. Ancak Türkiye'nin yeterli gücü var, bu soykırımı durdurabileceğinizi biliyoruz.
"TÜRKİYE ÇOK GÜÇLÜ VE CESUR BİR ÜLKE"
Dr. Schug: Türkiye uzun bir süredir Myanmar Müslümanlarının tek dostu oldu. Çocuklarımıza burs verdiniz, insani yardım yaptınız. Size çok minnettarız. Şu anda cehennemi yaşıyoruz (Ağlıyor). Ya açlığa mahkûm ediliyoruz ya da katlediliyoruz. Uluslararası toplum duyarsız, kimse bizi korumuyor. Onurumuzla bile ölemiyoruz, böcek gibi katlediliyoruz. Hiç değilse onurlu bir şekilde ölelim. 60 yıldır çığlığımızı kimse duymuyor. Türkiye çok güçlü ve cesur bir ülke, hükümeteyardım etmesi için yalvarıyoruz.
KÜL OLAN KÖYDE YAŞAMA TUTUNMAYA ÇALIŞIYORLAR
Yaşam mücadelesi veren Rohingya Müslümanlarıyla bütün gün temas içindesiniz. Size ne gibi mesajlar gönderiyorlar?
Dr. Kyaw: "Bize sadece hayat verin" diye ağlıyorlar. Ama tüm bu dramın içinde önceki gün bir nebze de olsa teselli veren bir olay yaşandı. Ordu bir köyü tamamen yakıp yıkmış. Sadece birkaç kişi hayatta kalmayı başarmış. Onlardan biri de 2-3 yaşlarında bir erkek çocuk. Nasıl olmuşsa, ordu çocuğu bulmuş ve öldürmek yerine Müslümanlara teslim etmiş.
Yorumlar