Rinoplasti kimlere yapılır, kimlere yapılmamalı?

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Erkan Soylu, "Ameliyat öncesi yüz analizinin yapılması ve oluşturulmak istenen buruna hastayla beraber karar verilmesi, bu hastaların endişesini gidermek için önemlidir" dedi

Google Haberlere Abone ol
Rinoplasti kimlere yapılır, kimlere yapılmamalı?

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Erkan Soylu, "Rinoplasti konusunda kafası karışık ve ne istediğini bilmeyen hasta grubunu henüz ameliyata psikolojik olarak hazır olmadıkları gerekçesiyle doktorların büyük çoğunluğu ameliyat etmeyecektir, doğrusu da budur." ifadelerini kullandı.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamayla, rinoplasti, yani estetik burun ameliyatı, sürecine ilişkin bilgi verildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Erkan Soylu, rinoplasti düşünen hastaların yaşadıkları endişelere işaret ederek, burnun yüzün ortasında yer alan bir organ olması dolayısıyla yüz ifadesine ciddi katkıda bulunduğunu aktardı.

Burun üzerinde yapılan estetik ameliyatların da haliyle yüz ifadesinde önemli değişiklere yol açtığını belirten Soylu, şu bilgileri verdi:

"Hastalarımızın birçoğu ameliyat öncesinde bu durumdan endişe duymaktadır. Bu ameliyat öncesi endişe normal olmakla beraber bazı hastalarda ameliyata engel teşkil edecek düzeyde fazladır. Hastaları bu konuda sınıflandırırsak bazı hastalar çok rahattır. 'Ben zaten değişim için geldim, burnumun değişmesiyle beraber yüz ifademde olumlu bir değişim istiyorum.' demektedir. Bu grup hasta rahat bir gruptur. Burun şeklini sevmemektedir ve değişim için gelmiştir. Ameliyat korkusu dışında pek bir endişeleri yoktur.

Bazı hastalar da burun şeklini beğenmemekle beraber ameliyat sonrasında yüz ifadelerinde büyük bir değişim istememektedirler. Bu hasta grubuna yüz ölçülerine uygun büyüklükte ve tarzda bir burun yapıldığında sonuç olarak burunları güzelleşecek ve yüz ifadeleri olumlu yönde değişmekle beraber tümüyle başkalaşmayacaktır. Bundan dolayı ameliyat öncesi yüz analizinin yapılması ve oluşturulmak istenen buruna hastayla beraber karar verilmesi, bu hastaların endişesini gidermek için önemlidir."

- "BAZI HASTALARIN ENDİŞELERİ, PATOLOJİK DÜZEYDE"

Bir diğer hasta grubunun endişe düzeylerinin çok yüksek olduğunu bildiren Soylu, ameliyat olmayı istemelerine rağmen, korku ve endişelerinin yüksekliğinden dolayı ya kendilerinin son anda vazgeçtiğini ya da ameliyatı yapacak olan doktorun, endişelerinin patolojik düzeyde olmasından dolayı ameliyatı reddettiğini ifade etti.

Soylu, şunları kaydetti:

"Bu hastalar doktor karşısına fazla miktarda görsel dokümanla gelirler, bütün ayrıntıları tek tek belirlemek isterler, burun delikleri nasıl olacak, burun yüz geçiş kıvrımı nasıl olacak, burun ucu, burun yan duvarı, burun dudak ilişkisi gibi her detayı anlatırlar ve ameliyat öncesi görüşme çok uzun sürer. Çıkarken de henüz bu konuda tatmin olmadıkları hissedilir. Bu grup hasta detaylarda o kadar boğulmuştur ki ana detaylarda kafası karışıktır. Buna biz 'obsesif dağınıklık' demekteyiz.

Sevdiği ve sevmediği örnekleri gösterdiğinde her iki grup görseller arasında fark görülmez. Yani kafası karışık ve ne istediğini bilmeyen bir gruptur. Bu hasta grubunu henüz ameliyata psikolojik olarak hazır olmadıkları gerekçesiyle doktorların büyük çoğunluğu ameliyat etmeyecektir. Doğrusu da budur, çünkü nasıl bir sonuç istediği konusunda kafası karışık bir hastayı ameliyat etmek nereye gittiği belli olmayan bir yolculuğa çıkmak gibidir ve doğru değildir."

- "Sevdiğiniz tarza yakın sonuçlar üreten hekimi belirleyin ve sevdiğiniz tarzı, sevdiğiniz ve sevmediğiniz örnekler göstererek ifade edin"

Prof. Dr. Erkan Soylu, günümüzde hastaların, adeta bir kataloğa bakar gibi doktorların eserlerini inceleme imkanlarına sahip olduklarını bildirdi.

Hastaların yapması gerekenin kendi sevdikleri tarza en yakın doktoru bulmak ve muayenede seçtikleri doktora sevdikleri tarzı yeterince anlat olduğunu belirten Soylu, "Biz kendi pratiğimizde hastadan 4-5 tane sevdiği ve bir o kadar da sevmediği tarzda görseli muayene sırasında göstermesini istiyoruz. Bu bir hastanın sevdiği tarzı anlamada en iyi yöntemdir. Çünkü sözle anlatıldığında örneğin ‘doğal’ kelimesi doktor için farklı hasta için farklı şeyler ifade edebilir.

Veya ‘burnum kalkık olsun’ ifadesi de ancak görseller gösterilerek tam olarak anlaşılabilir. Hastalarımıza son olarak söylemek istediğim şudur, sevdiğiniz tarza yakın sonuçlar üreten hekimi belirleyin ve sevdiğiniz tarzı, sevdiğiniz ve sevmediğiniz örnekler göstererek ifade edin. Ameliyat öncesi bunun ötesinde bir endişe sizlere yardımcı olmayacaktır, tersine işleri zorlaştıracaktır." ifadelerini kullandı.

Yorumlar