Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed
Mursi'nin darbeyle görevden alınmasını protesto amacıyla başkent
Kahire'deki Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanlarında toplanan
eylemcilerin güvenlik güçleri tarafından silah zoruyla
dağıtılmasının üzerinden 3 yıl geçti.
Güvenlik güçleri, 14 Ağustos 2013 günü sabah erken saatlerde zırhlı
araç ve buldozerlerle Rabia Meydanı'na girerek 48 gündür
eylemlerini barışçıl şekilde sürdüren darbe karşıtlarına müdahale
etti. Gerçek mermi ve göz yaşartıcı gaz kullanılan müdahalede
keskin nişancılar, sabah namazını kılan göstericilerin üzerine ateş
açtı, çok sayıda kişi hayatını kaybetti.
Aynı saatlerde Nil Nehri'nin batısında Kahire Üniversitesi'nin
yakınlarındaki Nahda Meydanı’na da müdahale yapıldı. Burada daha az
göstericinin bulunmasıyla müdahale kısa sürede sona erdi.
Mısır İnsan Hakları Konseyi, 6 Mart 2014 tarihinde yaptığı
açıklamada, Rabia ve Nahda meydanlarının boşaltılması sırasında 632
kişinin hayatını kaybettiğini, bunların 8'inin polis olduğunu
bildirdi.
- Cuntacıların öldürdüğü Esma Biltaci
Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) ise ülke genelindeki
müdahalelerde ölü sayısının 2 bin 600, yaralı sayısının 7 bin
olduğunu açıkladı.
Rabia Meydanı'ndaki kanlı müdahalede İhvan'in siyasi kanadı
Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Sekreteri Dr. Muhammed
el-Biltaci'nin 17 yaşındaki kızı Esma el Biltaci de keskin
nişancılar tarafından vurulanların arasındaydı.
BİR CELSEDE 528 İDAM
Her iki meydandaki oturma eylemlerinin sona ermesinin ardından
Mısır askeri yönetiminin ilk uygulamalarından biri İhvan'ın mal
varlıklarına el koymak oldu. Yargıç İzzet Hamis başkanlığında 23
Eylül 2013 tarihinde kurulan komisyon, İhvan'a ait özel okullar,
hastaneler, ticari şirketler ve döviz büroları gibi bütün
kuruluşlara el koydu.
Askeri cuntanın bir diğer icraatı ise Aralık 2013'te İhvan'ı terör
örgütü ilan etmek oldu. İhvan üyeleri tarafından yapılan gösteri,
eylem ve faaliyetlerinin tamamı terör kapsamına alındı.
Bu dönemde en çok dikkati çeken uygulamalardan biri de kısa süreli
bir yargılama sürecinin ardından yüzlerce sanığın tek oturumda idam
cezasına çarptırılması oldu. Minya Ceza Mahkemesi’nin Mart 2014’te
bir kalemde 528 sanık hakkında idam kararı vermesi bunun en önemli
örneği olarak tarihe geçti.
Resmi olmayan verilere göre Mısır'da mahkemeler 3 Temmuz 2013’ten
bu yana yaklaşık bin 800 idam kararı verdi. İngiltere'de bulunan
Arap İnsan Hakları Örgütü tarafından Mayıs 2016’da yayımlanan
raporda, "Mısır'da mahkemelerin son üç yılda toplam bin 794 sanık
hakkında idam kararı verdiği" kaydedildi. Mısır Müftüsü Şevki
Allam, bin 794 idam kararından 728’sini onayladı.
Şimdiye kadar 7 idam kararı infaz edildi. Kamuoyunda "Arap-Çerkes
davası" olarak bilinen yargılama sonucunda 6 sanık idam cezasına
çarptırılmıştı. Polis kontrol noktasına saldırmak ve polisleri
öldürmekten suçlu bulunan Selefi cemaatlerden birine tabi olan 6
genç Mayıs 2015'te idam edildi.
Bu süreçte Müslüman Kardeşler’den ise bir kişi idam edildi. 2015
yılı Mart ayında idam edilen veteriner Mahmud Ramazan, eylemcileri
çatıdan atma suçlamasıyla yargıç karşısına çıkarılmış ve ölüm
cezasına mahkum edilmişti.
TASFİYE SÜRECİ
Rabia Meydanı’nın boşaltılmasının ardından güvenlik güçleri İhvan
yönetici ve üyelerini çok kısa sürede gözaltına aldı. Tutuklamalar
gece yarısından sonra veya sabahın erken saatlerinde baskın
şeklinde gerçekleştirildi.
Evlerin arandığı baskınlar esnasında tasfiyelerin de yapıldığı
görüldü. Bu bağlamda Temmuz 2015’te 6 Ekim semtindeki bir dairede
aralarında eski milletvekili Nasır el Hafi'nin de bulunduğu 9 İhvan
üyesi öldürüldü. Polis, öldürülenlerin silahlı olduğunu,
direndiklerini iddia ederek, dairede ele geçirilen silahlara
savcılığın el koyduğunu duyurdu.
Darbe sürecinin en önemli mihenk taşı olarak bilinen 30 Haziran
sürecine destek veren ve Tahrir Meydanı’ndaki Mursi karşıtı
eylemlere katılan 6 Nisan Hareketi kapatıldı. Hareketin lideri
Ahmed Mahir ve yardımcısı Muhammed Adil eylem kanununa muhalefet
etmekten gözaltına alınarak yargılandılar ve üçer yıl hapse mahkum
edildiler.
Liberal muhalif lider Yarın Devrim Partisi’nin kurucusu Eymen Nur
ise Mısır dışına çıkmak zorunda kaldı. Sağlık durumu gerekçesiyle
önce Lübnan’a giden Nur, suikast girişimi iddialarının ardından
Lübnan’dan ayrılarak Türkiye’ye geldi.
Darbe sürecine en fazla destek veren eski Uluslararası Atom
Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed el-Baradey de Mısır dışına çıkmak
zorunda kaldı. Mısırlılar, "Darbe kendi çocuklarını da yedi."
deyimini kullanmaya başladı.
3 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA HAPİS
Rabia ve Nahda meydanlarının boşaltılmasının ardından başlayan
tutuklamalar nedeniyle ülkedeki hapishaneler yetersiz kaldı. Bu
nedenle Mısır yönetimi son üç yılda 9 hapishane daha inşa etti.
Tutuklu sayılarındaki artış ve yargılamada yaşanan skandallar insan
hakları ve özgürlükler bakımından ülkenin notunu iyice düşürdü.
Batı Kahire Askeri Mahkemesi’nin 3 yaşındaki Mansur Karni adındaki
çocuğu, cinayet suçundan müebbet hapse mahkum etmesi tepkiye neden
oldu. Karni, 4 kişiyi öldürmek ve 8 kişinin ölümüne sebep vermekten
yargılanan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan 115 kişi arasında
yer aldı.
Mısır resmi makamları darbe sonrası gerçekleştirilen gözaltı ve
tutuklamaların sayısı hakkında açıklama yapmadı, İhvan ise
hapishanelerde 40 bin civarında tutuklu bulunduğunu öne sürdü.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA
Darbe sürecinde resmi ve özel bütün medya kuruluşları kontrol
altına alındı. Sadece yönetim yanlısı görüş ifade eden uzmanlar
televizyon ekranına çıkarıldı. Daha önce tanınmayan yeni yüzler,
uzman olarak kamuoyuna sunuldu.
Televizyon kanallarında en fazla seyredilen tartışma programlarının
sunucuları görevlerine ya ara verdi ya da müzik ve eğlence gibi
farklı alanlarda programlar yapmaya başladı. Amr Lisi, Mona
eş-Şazli, Mahmud Saad ve Yusri Fuda, bu isimler arasında yer
aldı.
YABANCILAR DA YARGILANIYOR
Ülkede yaşananlardan Türklerin de içinde bulunduğu yabancılar da
payını aldı. İngilizce yayın yapan El Cezire televizyonunun ikisi
yabancı üç çalışanı gözaltına alındı ve yargılandı.
Geçen Ocak ayında 25 Ocak Devrimi’nin 5’inci yıl dönümünde ortadan
kaybolan İtalyan öğrenci Giulio Regeni’nin ölü bulunması ve işkence
iddiaları Mısır yönetimini uluslararası arenada zor durumda
bıraktı.
Bu süreçte Mısır’ın farklı bölgelerde çeşitli nedenlerden dolayı
gözaltına alınan ve yargılanan 3 Türk vatandaşından ikisi
Türkiye’ye döndü. Bir vatandaşın ise önümüzdeki aylarda özgürlüğüne
kavuşması bekleniyor.
İHVAN YÖNETİCİLERİNİN DURUMU
Teşkilatın önde gelen yöneticileri ya Mısır'da tutuklu veya
sürgünde yaşıyor. Muhammed Bedii'nin yerine vekaleten atanan Mahmud
İzzet'in Mısır'da yaşadığına kesin gözüyle bakılıyor.
İzzet'in gözaltına alınmamasının iki nedeni olduğu ileri sürülüyor.
Birinci öngörüye göre, Mısır yönetimi İhvan'ı kontrol edebilmek
için İzzet'i gözaltına almıyor. İkinci öngörü ise, "İzzet'in
İhvan'ın gizli örgütlenmesinden gelen bir lider olduğu ve polis
tarafından yerinin tespit edilemediği." şeklinde yorumlanıyor.
RABİA MEYDANI'NIN BOŞALTILMASINA GİDEN SÜREÇ
Mısır’da darbeye giden yolun kapısını 30 Haziran eylemleri araladı.
Yüz binlerce insan medyanın teşviki sonucu 30 Haziran 2013
tarihinde Tahrir Meydanı’nda toplandı. Bunu fırsat bilen Yüksek
Askeri Konsey, yönetime 3 gün süre verdi. Ardından 3 Temmuz’da
ordunun yönetime el koyduğu ilan edildi.
-
Darbe karşıtlarının günlerce nöbet tuttuğu Rabiatül Adeviyye
Meydanı
Darbenin ilanından hemen sonra Mursi’nin Cumhurbaşkanlığı Muhafız
alayında tutulduğu iddia edilmiş ve eylemciler, Rabia’dan Mursi’nin
tutulduğu bölgeye giderek orada eylem yapmıştı. Mısır ordusunun 8
Temmuz sabahı buradaki eylemcilerin üzerine ateş aması sonucu 61
kişi öldü, 435 kişi yaralandı.
Mısır medyası bu silahlı müdahaleye destek verdi ve adeta
askerlerin eylemcilere ateş etmesini alkışladı. Medya ve kamuoyu
desteğini alan askeri yönetim, Rabia Meydanı’nın güney tarafından
27 Temmuz sabahı meydanı boşaltmak için müdahaleye başladı.
Uzun namlulu silahların kullanıldığı bu müdahale, ramazan ayının
18. günü sahur vaktinde yapıldı. Olayda 100’e yakın kişi ateşli
silahlarla vurularak öldürüldü. Söz konusu iki silahlı müdahale 14
Ağustos’taki katliamın provası olarak kabul ediliyor.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar