İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Ersan Şen, ifade vermeye gitmeyen HDP'lilerin gözaltına
alınmasına ilişkin, "İfadeleri alınıp serbest bırakılacaklar ya da
eğer bir tutuklama, adli kontrol düşünülüyorsa sulh ceza
hakimliğine sevk edilecekler. Ondan sonra da soruşturma devam
edecek. Meseleyi dikkatli takip etmek ve ön yargılı olmamak lazım."
dedi.
Şen, AA muhabirine, ifade vermeye gitmedikleri için haklarında
gözaltı kararı verilen HDP milletvekillerinin gözaltına alınmasına
ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yasama dokunulmazlıklarının kaldırıldığını hatırlatan Şen, "O
dönemde bunun tartışması yapıldı. Esasında yasama dokunulmazlığının
geriye dönük etkisi olmamalıydı. Ancak bu konuda Anayasa'ya geçici
madde eklendi." ifadesini kullandı.
Neticede yakalama ve gözaltıların yaşandığını ifade eden Şen,
"İfadeleri alınıp serbest bırakılacaklar ya da eğer bir tutuklama,
adli kontrol düşünülüyorsa sulh ceza hakimliğine sevk edilecekler.
Ondan sonra da soruşturma devam edecek. Meseleyi dikkatli takip
etmek ve ön yargılı olmamak lazım." açıklamasında bulundu.
Şen, savcılık bakımından da ön yargılı olmamak gerektiğine dikkati
çekerek "Son zamanlarda yapılan bazı soruşturmalarla ilgili, basın
hürriyetini baskı altına almak, siyasi düşünceleri baskı altına
almak... Burası devlet ve neticede kuralları var, bağımsız ve
tarafsız yargısı var, hakim ve savcıları var, düzen devam etmeli."
dedi.
İfade vermeye gitmeyen HDP'lilere ilişkin yargı sürecinin
beklenmesi gerektiğine işaret eden Şen, "Yargı sürecini beklemeden
sloganik yaklaşımlarla lehte ve aleyhte konuşmak hem suçsuzluk,
masumiyet karinesine aykırı olur hem de yargı üzerine baskı
oluşturmaya çalışılır ki bunlar doğru davranışlar olmaz." diye
konuştu.
"Demek ki savcılık bir soruşturma yürüttü, delilleri
topladı"
Şen, terör soruşturması kapsamında gözaltına alınan HDP'li
milletvekillerinin adliyeye sevki sonrasında tutuklama olup
olmayacağına ilişkin de şunları kaydetti:
"Tutuklamanın şartları, 'kaçma ihtimali, delil karartma ihtimali'
var mı, yok mu, ona bakılır. Eğer varsa bu ihtimaller, onu
değerlendirirler, yoksa talep reddedilir veya adli kontrol tatbik
edilir. Şimdi burada dosyanın altına bakmak lazım. Dolayısıyla şu
anda her iki açıdan da yani gerek şüpheliler gerek savcılık
açısından bir değerlendirme yapmak doğru olmaz. Demek ki savcılık
bir soruşturma yürüttü, delilleri topladı. Yani burası hukuk
devleti, öyle keyfi, 'Ben gözaltına alıyorum, yakalıyorum...'
Türkiye Cumhuriyeti'nin hakim ve savcıları böyle işlere alet
olmazlar. Serinkanlı olup süreci beklemek lazım. Buradan halkın,
toplumun da hemen bölünüp meseleyi farklı noktalara götürmesine
gerek yok. Mesele siyaset veya farklı noktalardan ele alınmamalı,
hukuk üzerinden yürütülmelidir. Kim olursa olsun herkes kurallara
saygılı olmalı, sistem böyle işler ve hukuk düzeni korunur. Keyfi
hareketler ve kural tanımazlık en tehlikeli olandır."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar