Çocukların vakitlerini tanzim etmek için Efendimiz’in tavsiyelerine
kulak verebilirsiniz. O’na göre, bir çocuk güne sabah ezanı ile
başlamalı.
Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vessellem) günlük
yaşamını plan ve program dâhilinde geçirmesi, şahsî hayatının en
dikkate değer yanı olarak karşımıza çıkıyor. Allah Resûlü, her gün
için muteber bir plan yapıyor ve bu plana göre hayatını idame
ediyordu. Sabah kalkış saatinden akşam yatış saatine kadar her şey
tek tek belliydi. Yemeğini ne zaman yiyeceği, hanımlarını ve
dostlarını ziyaret saati çoğunlukla şaşmıyordu. Çevresi de O’nun bu
düzenine uyum gösteriyordu.
Örneğin, Resûl-i Zişan Efendimiz, sabah ezanı ile birlikte
kalkıyor, güneş doğana kadar mescitte kalıyordu. Ashabı ile
sohbetini bu esnada gerçekleştiriyordu. Hazreti Ebubekir ve Hazreti
Ali Efendilerimiz’i, biri gündüz biri gece olmak üzere iki defa
ziyaret ediyordu. Yalnız Allah Resûlü, günlük hayatındaki bu
titizliği, sadece kendisi için göstermiyordu. Ümmetine de tavsiye
ediyordu. Mevzu bahis tavsiyeden nasibine en çok pay düşenlerse
çocuklardı. Çocuk terbiyesinde ehemmiyet taşıyan hususlardan
biri de tatbik edilecek günlük program olarak görülüyordu Peygamber
Efendimiz tarafından. Torunları Hasan ve Hüseyin için kızı
Fatıma’ya çok kez telmihte bulunduğu anlatılıyor. Peki,
Efendimiz’in ölçülerine göre bir çocuğun günü nasıl olmalı?
Çocuk, sabah ezanı ile uyanmalı
Merhum Prof. Dr. İbrahim Canan Hoca, ‘Resûlullah’a göre Ailede ve
Okulda Çocuk Terbiyesi’ adlı eserinde mezkûr sorunun cevabını
hadisler ışığında veriyor. Prof. Dr. İbrahim Canan eserinde,
çocuğun günlük programının da, tıpkı yetişkinler gibi beş vakit
namaz çerçevesine şekillenmesi gerektiği bilgisini paylaşıyor.
Çünkü çocuğun, zaten temyiz yaşlarından itibaren bu düzene
alıştırılması gerekiyor. O sebeple, anne babaların daha küçüklükten
itibaren onları, dinin bize sunduğu vakit tanzimini dikkate alarak
uyandırıp yatırmaları, hatta oynatmaları lazım. Bu doğrultuda
Nebiler Serveri’nin bahsini ettiğimiz günlük program adına önerdiği
ilk şey, miniklerin sabah ezanına müteakiben uyandırılması.
Üzerlerine namazın farz olması gerekmiyor. Bebekler dahi ezanla
kaldırılabilir O’nun buyruklarına göre. Ne var ki, tüm Müslüman
annelerin zaaf gösterdiği bir konu bu. Mezkur zaman diliminde
çocuklarını yataktan kaldırmaya kıyamıyorlar zira. Oysa asr-ı
saadet döneminde, çocuklar da anne ve babalarıyla birlikte mescide
geliyor; uyanmış oluyorlardı. Hatta bazı rivayetlerde Hazreti
Peygamber’in sabah namazının ilk rekâtında uzun, ikinci rekâtında
onlar sıkılmasın diye kısa sûre okuduğu rivayet ediliyor.
Sabah namazının ardındansa kerahet vakti çıkıncaya kadar
yatırılmamaları bahsi geçen günlük programın dikkat çeken
yanlarından. Seher vakti, rızıkların dağıtıldığı bir zaman dilimi.
Efendimiz (aleyhi’s-salatü ve’s selam) çocukların da güneş doğana
kadar uyanık kalarak rızıktan nasiplerine düşeni almalarını
istiyor. Bu sürede, çocukların uyumasına mani olmak içinse
anne-babaları onlarla oyun oynamaya teşvik ediyor.
Önce oyun sonra kaylule vakti
Güneşin doğmasıyla beraber, arzu eden çocukların yataklarına
uykularını almaları için yönlendirilmesi icab ediyor. Minikler için
uyku yemek kadar önemli çünkü. Eğer uyumak istemiyorlarsa yatırmak
için zorlamanın bir anlamı da yok. Günlük meşgalelerine devam
ederek vakit geçirebilirler. Kahvaltı, yapılacak meşgalelerin
başında gelmeli Habibullah’ın önerilerine göre. Kahvaltıdan sonra
gün, ilk olarak kuşluk ve öğle vakti olarak ikiye bölünmeli.
Efendimiz, yavruların muhakkak kuşluk vaktinde oyun
oynatılmalarını, dışarı çıkarılmaları gerektiğini söylüyor. Oyun
dışında ailenin tercihi doğrultusunda eğer yaşları müsaitse eş dost
ziyaretine de gönderilebilirler. Tüm bunların yanı sıra,
anne-babaya yardımla da görevlendirilebilirler. Öğle sıcağının
çıkmasıyla birlikte çocukları eve çağırmak icap ediyor.
İbrahim Canan Hoca bu konuda, Fahr-i Kainat Efendimiz’in Hazreti
Fatıma ile arasında geçen şu diyaloğu referans gösteriyor: Hazreti
Peygamber bir gün kızı Fatıma’ya gelip, “Evlatlarım neredeler?”
diye Hasan ve Hüseyin Efendilerimiz’i sorar. Hazreti Fatıma, “Ali
götürdü.” der. Bunun üzerine Allah Resûlü torunlarını arar ve
onları babaları Hazreti Ali ile bir yerde oyun oynar şekilde
bulur. Hazreti Ali’ye; “Hararet çökmeden torunlarımı geri
getirmeyecek misin?” diye sorar. Buradan da anlaşılacağı üzere
Âlemlerin Efendisi, çocukların öğle sıcağında evlerine girmelerini
daha uygun buluyor.
Öğle sıcağında eve gelen çocuklara, yemek yedirip kayluleye
yatırılması ise tavsiye edilen hallerden. Böylece gerek bebek
gerekse çocukların gelişimi için fazlasıyla önem arz eden beslenme
ve uyku ihtiyacı da göz önünde tutulmuş oluyor. Yeri gelmişken
belirtmekte fayda var: Yapılan araştırmalar, sünnet olan yarım
saatlik öğle uykusunun, diğer adıyla kaylulenin iki saatlik uyku
ile aynı keyfiyette olduğunu kanıtlıyor.
İkindi namazı ile sokağa tekrar çıkılabilir
Küçükler sokağa çıkmayı çok seviyorlar. Oynamak, gezmek onların en
büyük eğlencesi. Bu yüzden, öğle sıcağının geçtikten sonra tekrar
çocukların sokağa salınması tavsiye ediliyor. Hazreti Enes,
arkadaşlarıyla oyun oynarken Allah Resûlü’nün gelip kendisi ve
arkadaşlarına tebessüm ettiğini, onları okşadığını hatta oyunlarına
eşlik ettiğini anlatıyor. Fakat bunun da bir sınırı olduğunu yine
İki Cihan Güneşi’nin tavsiyesi doğrultusunda öğreniyoruz. O,
ümmetine çocukların güneş battıktan sonra eve çağırılmasını ihtar
ediyor: “Güneş batıp akşam karanlığı çöktükten sonra alaca karanlık
kayboluncaya kadar çocuklarınızı dışarı salmayınız. Zira bu saatte
şeytanlar ortalığa süratle yayılır.” Merhum İbrahim Canan,
Efendimiz’in böyle bir yasağın, çocukların korkmasına neden olacak
şeyleri bertaraf etmek amacı taşıdığını söylüyor. Çünkü korkmak
birçok ruhî hastalığı beraberinde getiriyor.
Çocukların günlük programındaki son kısmı akşam ve yatsı namazı
arasındaki vakit oluşturması lazım. Akşam yemeği yemeli, bu defa
sokakta değil evde zaman geçirmeli. Hane içerisinde
yapılabileceklerin başında aile ile temas geliyor. Sevgi ve
muhabbetin artması için anne, baba ve çocukların birbirleriyle
sohbet etmeleri gerekiyor. Bütün bıunların ardından gece uykusu
için saatler geçiktirilmemeli.Temyiz yaşında olanlar namazını kılıp
yatmalı. Olmayanlar ise daha önceden yatabilir. Sabah erkenden
kalkılacak ne de olsa!
Sonuç olarak ifade etmeliyiz ki, Allah Resûlü’nün ihtarlarına
bakarak bir çocuğun 24 saatini anne-babalar bu şekilde tanzim
etmeli ve uygulamada aksaklık göstermemeli. İçinde oyun, yemek,
uyku gibi tüm ihtiyaçların olduğu bu çetele, İbrahim Canan’a göre
çocuğun Müslümanca yaşamaya alışması için de ayrıca bir
vesile.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar