Özel kalem, darbe akşamı yurt dışı görüşmelerini inkar etti
- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın eski Özel Kalem Müdürü sanık, eski Kurmay Albay Gözel savunma yaptı - Gözel, darbe girişimi sırasında ABD ve Belçika'nın yanı sıra İngiltere Büyükelçiliği ile yaptığı görüşmeleri kabul etmedi - Söz konusu görüşmelerin başkaları tarafından özel telefonu üzerinden yapılmış olabileceğini savunan Gözel'in, aynı saatlerde yaptığı bazı görüşleri kabul etmesi ise dikkat çekti - Sanık Gözel: - "Amerika ile yapılan görüşmedeki telefon numarasının kime ait olduğunu bilmiyorum. Amerika ile görüşmedim. Bu aranan, NATO personeli mi başka biri mi bilmiyorum" - "Bir sonraki numara Belçika olarak gözüküyor. Hakeza Belçika ile de görüşmedim. Bir de İngiltere Büyükelçiliği var. Onlar mı bizi aradı, biz mi aradık hatırlamıyorum"
ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe
girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere
ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer
aldığı 221 sanığın yargılandığı davada, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hulusi Akar'ın eski Özel Kalem Müdürü sanık eski Kurmay
Albay Ramazan Gözel savunma yaptı.
Sanık Gözel, darbe girişiminin yaşandığı akşam, ABD ve
Belçika'nın yanı sıra İngiltere Büyükelçiliği ile yaptığı telefon
görüşmelerini inkar etti. Söz konusu görüşmelerin başkaları
tarafından özel telefonu üzerinden yapılmış olabileceğini savunan
Gözel'in aynı saatlerde yaptığı bazı görüşmeleri kabul etmesi ise
dikkat çekti.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı, davanın
sanıklarından eski Tümgeneral Mehmet Dişli'nin Genelkurmay
Başkanına arza çıktıktan kısa bir süre sonra koridordan seslerin
gelmeye başladığını anlatan Gözel, "Komutan katında bir grup
silahlı Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) askeri vardı. Yere çökmüş
vaziyette emniyet almışlardı. 'Siz kimsiniz' diye sordum, içlerinde
biri, emniyet almaya geldiklerini söyledi. Bana garip geldi ama
yukarıya çıktıklarına göre güvenlikten sorumluların bundan haberi
vardır diye düşündüm." iddiasında bulundu.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın karargaha geldiğinin bilgisini aldığını, onu karşılamak için giriş katına indiğini belirten Gözel, burada tam teçhizatlı askerlerin bulunduğunu söyledi.
Bu sırada nizamiye bölgesinde çatışma seslerinin geldiğini
aktaran Gözel, Çolak'ın darbeciler tarafından derdest edilmesi emri
vermediğini iddia ederek, "Komutan içeriye girdiğinde 'yatın yatın'
diye bir ikaz geldi. İçeri baktığımda bazılar yere yatmış, bazıları
ayaktaydı. Bana yakın bir personele 'Ne yapıyorsunuz? Komutanları
kaldırın' dedim. Sonra komutanlar ÖKK mensuplarının eşliğinde
yukarı çıktılar." ifadelerini kullandı.
- "Yüzbaşının gözlerinizin önünde vurulması normal miydi?"
İddianamede Çolak'ın koruma müdürü Yüzbaşı Burak Yıldırım'ı vurmaları için ÖKK personeline emir verdiğine dair iddiaların yer aldığını belirten Gözel, şöyle devam etti:
"Burak Yıldırım'ın kapıya doğru geldiğini gördüm, elinde silah yoktu. Kendisine 'sakin ol' dedim. Yanımdan ÖKK personelinin geçtiğini gördüm kafamı çevirdiğimde koruma müdürünün elinde silah vardı, silah sesi geldi. Kimin kime ateş ettiğini görmedim. Benim yaşadıklarım ve hatırladıklarım bunlar. Kuvvet komutanını karşıladığımda heyecanla içeri girmelerini istediğim belirtiliyor. Silah seslerini duyunca refleks olarak söylemiş olabilirim."
Çapraz sorgu sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
avukatı Hüseyin Aydın'ın "Genelkurmay Başkanlığı karargahında
gözlerinizin önünde bir yüzbaşı vuruluyor. Siz hiçbir şey olmamış
gibi çay içmeye çıkıyorsunuz. Bu durum sizin için normaldi miydi?"
sorusuna sanık Gözel, "Mermi sekmesi olabilirdi. İki ateş arasında
kalabilirim diye oradan uzaklaştım." cevabını vermekle yetindi.
Gözel, Yüzbaşı Yıldırım'ın vurulmasıyla ilgili Orgeneral Akar'a
bilgi vermediğini, odasına giderek çalışmalarına devam ettiğini
ifade etti.
Kara Kuvvetleri Komutanının derdest edilmesiyle ilgili kendisinin bilgisi olduğunu da kabul etmeyen Gözel, bu yönde kimseye emir vermediğini savunarak, şunları söyledi:
"Kara Kuvvetleri Komutanlığı koruma müdürü ifadesinde, karargaha girişini engellediğimi, vurulması için de ÖKK personelini yönlendirdiğimi söylüyor. Ancak kendisiyle fiziki bir temasım olmadı. ÖKK mensubuna böyle bir emir vermedim, konuştuğumu hatırlamıyorum. Genelkurmay Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkilerden sorumlu Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü'nün derdest edilmesi emrini de ben vermedim. Bir ara emir subayının odasına geldi, orda bir görüştük daha sonra karşılaşmadık. İfadesinde komutanın makamına girmek istediğini ama benim onu engellemeye çalıştığımı iddia ediyor. 'Bu da listede, bunu da alın' diye emir verdiğimi söylemiş. Özkürkçü'yü tanıyorum, Genelkurmay'da beraber çalışıyorduk. Ara sıra görev çatışması yaşıyorduk. Husumetten dolayı ikinci ifadesinde bir senaryo yazmış. Zaten bu konu, onun uzmanlık alanı. Polis korumalarının da yukarı çıkmak istediğini ancak benim bunlara 'tatbikat var' diye engel olduğum söyleniyor. Kendilerini korumak için böyle söylediklerini düşünüyorum."
- "Darbeye katılmadım"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın dinlenme odasında olduğunu
emir subayından öğrendiğini, kısa bir süre sonra Akar'ın sanık eski
tümgeneral Mehmet Dişli ve ÖKK mensuplarıyla birlikte
merdivenlerden indiğini gördüğünü söyleyen Gözel, "Uzaktan gördüğüm
kadarıyla bir zorlama yoktu. Olumsuzluk görmedim. Emniyet
maksadıyla Akıncı'ya götürüldüğünü öğrendim. Nizamiyede ölen
personelin olduğu söyleniyordu. TRT'de bildiri okundu, bunun emir
komuta zinciri içinde yapıldığını düşündüm. Cumhurbaşkanının
açıklaması üzerine bir grubun kalkışması olduğunu anladım. Bu saate
kadar komuta katından hiç ayrılmadım. Konusu suç teşkil edecek bir
emir vermedim, darbeye katılmadım." iddiasında bulundu.
İddianamede ve bazı tanık beyanlarında Akar'ın alıkonulması sırasında odada bulunduğuna dair beyanların yer aldığını aktaran Gözel, bu açıklamaların Genelkurmay Başkanı eski emir subayı sanık Levent Türkkan'ın ifadesinde de yer aldığını ancak bu esnada odada bulunmadığını öne sürdü.
- ABD ve Belçika ile yaptığı görüşmeleri hatırlayamadı
Sanık Gözel, 15 Temmuz akşamı yurtiçi ve yurt dışı ile yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin savunma yapmak istediğini dile getirdi. HTS kayıtlarına yansıyan onlarca arama kaydı için "hatırlamıyorum", "bilmiyorum" ve "aramadım" ifadelerini kullanan Gözel, biri şahsi diğeri resmi görevde kullanmak üzere iki telefonu olduğunu söyledi.
Bu telefonların çalışma odasında bulunduğunu iddia eden Gözel,
"HTS kayıtlarına yansıyan birçok kişiyi tanımıyorum. Görüşmedim.
Telefonumu başkaları kullanmış olabilir mi? Bilmiyorum. Acil
durumlarda bakılsın diye görev telefonumda şifre yoktu. Darbeye
karıştığı iddia edilen kişilerle görüşmem yok." dedi.
ABD ve Belçika'nın yanı sıra İngiltere Büyükelçiliği ile yaptığı telefon görüşmelerini de kabul etmeyen Gözel, şöyle devam etti:
"Amerika ile yapılan görüşmedeki telefon numarasının kime ait
oluğunu bilmiyorum. Amerika ile görüşmedim, bu aranan NATO
personeli mi başka biri mi bilmiyorum. Bir sonraki numara Belçika.
Hakeza Belçika ile de görüşmedim. Kayıtlarda İngiltere
Büyükelçiliği de var. Onlar mı bizi aradı biz mi aradık bilmiyorum.
Murat Çelik var, MHP Özel Kalemi. Ben onlara neler olduğunu
anlattım. CHP'den de Tuncay Ceylan aradı, onlara da aynı bilgiyi
verdim."
Hazırlık aşamasındaki ifadesinde "sanık Mehmet Partigöç'ün komuta katına gelerek herkesin emniyetini alması için emir verdiği" şeklinde bir beyanı hatırlamadığını savunan Gözel, müşteki avukatlarının "Olayları engellemek için ne yaptınız?" sorusuna, "Ben bir şey yapmadım." cevabını verdi.
- "Darbeyi kimin yaptığını bilmiyorum"
Sanık Gözel'in savunmasından sonra çapraz sorgusuna geçildi.
Başbakanlık avukatı Süleyman Ayhan'ın "MHP ve CHP genel başkanlarının özel kalem müdürleri sizi arıyor ve 'Genelkurmay Başkanı görevinin başında' diyorsunuz ama Genelkurmay Başkanı o sıralarda Akıncı'da değil mi? Bu şekilde muhalefet partilerinin liderlerini yanıltmıyor musunuz?" sorusunu yöneltti.
Sanık Gözel, söz konusu kişileri yanıltmadığını savunarak, "Genelkurmay sadece makamından yönetilmiyor, aranıldığı sırada Komutan Akıncı'daydı ama detaylarını anlatamayız. Bizler mümkün oldukça kısa ve yüzeysel konuşuruz. Size uygun gelmeyebilir ama askeri usullere göre hareket ettik." cevabını verdi.
Gözel'in, karargahta bulunduğu sırada silah seslerinin
geldiğini, güvenlik gerekçesiyle dışarı çıkmadığını belirtmesi
üzerine avukat Ayhan, "Evet, siz içeride rahat rahat hareket
ederken, biz vatandaşlar, ellerimizde bayraklarımız, terliklerle
dışarıdaydık." karşılığını verdi.
Bu sırada sanıkların gülmesi üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "Ne gülüyorsunuz? İnsanlar öldü." diye tepki gösterdi.
- "Bu darbenin bir Pentagon ya da NATO operasyonu olduğu açık"
Sanık eski Genelkurmay Başkanlığı Güvenlik Subayı Yarbay Gökhan Eski'nin avukatı Sidar Yurtçiçek de sanığın iddianamedeki arama kayıtlarının bazılarına ilişkin açıklama yaptığını belirterek, "Amerika'da aradığınız yer, Washington DC, özel bir bölge. Pentagon ile bazı askeri ve güvenlik birimleri var. İkincisi de Belçika'daki NATO merkezi. Sonuncusu da sizi arayan İngiltere Büyükelçiliği. Bu darbenin bir Pentagon ya da NATO operasyonu olduğu açık." değerlendirmesini yaptı.
Bunun üzerine sanık Gözel de "Görüşmelerle ilgili savunmamda belirttim. Amerika'da görev yaptığım için Washington DC'nin ne olduğunu biliyorum. Açık yüreklilikle söylüyorum, görüştüğümü hatırlamıyorum. Avukat bey, bunun NATO operasyonu olduğunu da nasıl bağlantı kurdu bilmiyorum." savunmasını yaptı.
- "NATO değil, o değil bu değil, biz mi yaptık bu darbeyi?"
Mahkeme Başkanı Dik'in "NATO değil, o değil bu değil, İngiltere
değil. Biz kendimiz mi yaptık bu darbeyi?" sorusuna Gözel, "Kimin
yaptığını bilmiyorum, görüşmedim, görüşsem görüştüm diyeceğim."
karşılığını verdi.
Duruşmaya ara verildi.
Yorumlar