Oscar’ı piyango sandı para talep etti
Yapımcı Mustafa Uslu, hikayesi ‘Ayla’ filmine konu olan Süleyman Dilbirliği’nin kızı Sebahat Dilbirliği’nin kendisini hedef alan iddialarıyla ilgili konuştu.
Yapımcı Mustafa Uslu, hikayesi ‘Ayla’ filmine konu olan Süleyman Dilbirliği’nin kızı Sebahat Dilbirliği’nin kendisini hedef alan iddialarıyla ilgili konuştu: “Film Oscar’a aday adayı olunca, Süleyman Amca’ya piyango çıktı sanan kızı benden 5 milyon lira istedi”
Sabah'a röportaj veren Yapımcı Mustafa Uslu, hakkındaki iddialara cevap verdi. İşte o röportaj:
Türkiye'nin Oscar aday adayı 'Ayla'nın
yapımcısı Mustafa Uslu, filmde hikayesi anlatılan
astsubay Süleyman Dilbirliği'nin kızının kendisine yönelttiği
tüm suçlamalara tek tek cevap verdi...
Sebahat Hanım'ın iddia ettiği gibi; Süleyman
Dilbirliği'nin evini sattınız mı?
Evi, Süleyman Bey'in kendisi, 30 yıllık dostu olan bir albaya sattı. Belgesi burada! Üsküdar'daki evin satılma nedeni; beşinci katta ve asansörsüz olması. Süleyman Bey, 94 yaşında olduğu için merdivenleri inip çıkamıyor. Eşi Nimet Hanım da Alzheimer hastası. Evini sattı, parası da Halkbank Üsküdar Şubesi'nde. Aylık 3 bin lira civarı faiz alıyor. O parayı da çocuklarına dağıtıyor. Bundan Sebahat Hanım da pay alıyor. Benim evin satıldığından haberim bile yok. Tapuya gitsem 'Sen kimsin?' demezler mi.
Neden Sebahat Hanım sizi hedef alan açıklamalar yapıyor peki?
Aile içinde olanları şimdi söylersem, üç yıldır ortaya çıkarmaya çalıştığımız büyük projeye ihanet etmiş olurum. Ama asıl hedef; 5 milyon lira para. Piyango çıkınca nasıl akrabaların çıkar ya; durum bu... Sebahat Hanım, üç yıldır gazetelere demeç vermedi. Neden film Oscar'a aday adayı olunca ortaya çıktı, bunu sormak lazım. Hayatım boyunca uğramadığım hakaretlere uğradım. Keşke Oscar'a talip olmasaydım!
SES KAYDIMLA OYNADILAR
Sizin kendinizi Cumhurbaşkanı
basın danışmanı olarak tanıttığınız iddia
ediliyor. Gerçekten öyle mi dediniz?
Bana telefon ettiler, "Dedemizin evine girip çıkıyorsun, in
misin cin misin?" diye sordular. İnsanlar, yaptıkları işlerle gurur
duyarlar. Ben nasıl tanıtacağım kendimi; "Filmciyim, girin internet
sayfama bakın. Ben Cumhurbaşkanlığı'nın tüm filmlerini yapan,
Cumhurbaşkanlığı ile çalışan biriyim" dedim. Bayrak, Fors,
Çanakkale, 15 Temmuz, Nevruz filmlerini ben çektim.
"Cumhurbaşkanı'nın danışmanıyım" demedim, "Cumhurbaşkanlığı ile
çalışıyorum" dedim. Bu arada o ortalarda dolaşan konuşma kaydının
yasal olmadığını, üstelik üzerinde oynandığını da vurgulamak
isterim.
Peki sizin ses kaydınızla kim oynadı?
Bunu yapan kişi Sebahat Hanım'ın Deniz Kuvvetleri'nde Bilgi İşlem
Bölümü'nde çalışan astsubay oğlu Evren Dilbirliği. Yani bunu yapan
askeri bir personel.
DAVALARI BİZ KAZANDIK
Peki, Süleyman Bey 94 yaşında... Nasıl bir
anlaşma yaptınız kendisiyle?
Bugün Süleyman Amca çıksın, "Bana bu kadar para ver evladım"
desin hemen veririm, veya "Ben fikrimden vazgeçtim" desin, hemen o
filmi çöpe atarım. Muvafakatname aldım. Akıl sağlığı raporu da
aldık.
Sebahat Hanım'ın bir diğer iddiası; filmin konusunun
çarptırıldığı yönünde...
Filmi ne zaman izledi ki konunun değiştiğini söyleyebiliyor.
Hikayeyi zaten Güney Koreliler belgeselleştirmiş, bu belgesel
TRT'de yayınlanmış. O zaman niye çıkıp 'Hikaye bu değil' demedi de
şimdi konuşuyor. Hatırlatmak isterim; Süleyman Amca, 10 küsur
yıldır kızıyla görüşmüyor.
Sebahat Hanım'la aranızda bazı davalar varmış. Niye?
Çünkü bizi 'Babamın evine girip çıkıyorlar' diye şikayet etti.
Ama tüm davaları kazandık. Süleyman Amca gitti, ifade verdi, "Onlar
benim evlatlarım, bana bakıyorlar" dedi.
AMCAYA BABAM GİBİ BAKIYORUM
Süleyman Bey'le nasıl bir telif anlaşması
yaptınız?
Kendisiyle buluştuk. "Hayatınızı filme çekelim. İster size toplu para verelim, isterseniz size ömür boyu bakalım" dedim. O da "Benim paraya ihtiyacım yok oğlum. Yaşım 94. Ben bu filmin yapılmasını istiyorum" dedi. O günden beri ona babam gibi bakıyorum. Medikal bir şirketten aldığımız tıbbi personelle temizlik işlerini yapan bir yardımcısı var.
Peki Sebahat Hanım'ın "Babamın evine girip çıkan kadınlar var" diye bir ifadesivar. Onlar kim?
Eve giren kadınlar ona bakanlar işte. Bir de kim
biliyor musunuz; Üsküdar Belediyesi Sosyal Hzmetler'deki
uzman kadınlar. Haftada iki kez eve giriyorlar. Üç yıldır
biz bakıyoruz kendisine.
UZAKLAŞTIRMA KARARININ NEDENİ KARAKOLDA
VAR
Sebahat Hanım için aldırılan
uzaklaştırma kararı var. Bu karar niçin
alındı?
Ben bu konuya girmem. Eğer girersem Sebahat Hanım ve oğlu, insan içine çıkamaz. Kayıt yapın ama yayınlamayın. (Bu kısmın aile içinde yaşanan bazı üzücü durumların ifşa edilmemesi için kullanılmasını istemedi.) Ama Üsküdar Polis Karakolu'nda bu konuyla ilgili tutanak mevcut.
Madem tutanak var, neden konuşmuyor açıklamıyorsunuz?
O zaman aileye, Süleyman Amca'ya ihanet etmiş oluruz. Varsın ben dolandırıcı olayım ama bir kahramanın ailesi mahvolmasın.
Yorumlar