Öğretmenler günü neden 24 kasım?

Öğretmenler Günü Türkiye'de neden 24 Kasım'da kutlanır? Bu sorunun cevabı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim alanında oynadığı önemli rolle yakından ilgilidir.

Google Haberlere Abone ol
Öğretmenler günü neden 24 kasım?

Öğretmenler Günü, Türkiye'de 24 Kasım tarihinde kutlanır ve bu tarihin seçilmesinin arkasında tarihi ve simgesel bir önem yatar. 24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Millet Mektepleri'nin Başöğretmenliği" unvanını resmi olarak kabul ettiği gündür. Bu unvan, Atatürk'e 11 Kasım 1928'de verilmiş ve 24 Kasım'da Millet Mektepleri Talimatnamesi'nin yayımlanmasıyla resmileşmiştir​​​​.

1981 yılında, Atatürk'ün doğumunun 100. yıldönümü vesilesiyle, bu özel gün Türkiye'de resmi olarak Öğretmenler Günü olarak kabul edilmiştir​​​​. Bu tarih, Atatürk'ün eğitime ve öğretmenlere verdiği önemin bir simgesi olarak kabul edilir ve Türkiye'de öğretmenlerin değerini anma ve kutlama günü olarak önemli bir yere sahiptir.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ NEDEN 24 KASIM? MİLLET MEKTEPLERİNİN KURULUŞU

Millet Mektepleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında önemli bir eğitim seferberliği olarak hayata geçirilmiştir. 1 Kasım 1928'de, Türkiye'de yeni Türk Alfabesi'nin kabulü ile birlikte, halkı okuryazar kılmak amacıyla dört ay süreli eğitim veren bu halk eğitimi kurumları kurulmuştur​​.

Öğretmenler günü neden 24 kasım
Öğretmenler günü neden 24 kasım

 

Millet Mekteplerinin temel amacı, eski Osmanlı alfabesinin yerine kabul edilen yeni Latin alfabesini halka öğretmekti. Bu değişiklik, okuma-yazma öğrenmeyi kolaylaştırarak ülkedeki okuryazarlık oranını artırmayı hedefliyordu​​. Latin harflerinin kabul edilmesinin ardından açılan bu mektepler, sabit, gezici ve özel olmak üzere farklı türlerde hizmet vermiştir​​.

Millet Mekteplerinin yönetmeliği, dönemin Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey tarafından hazırlanmış ve 11 Kasım 1928 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak 24 Kasım 1928'de Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu tarih, Millet Mekteplerinin resmi olarak yürürlüğe girdiği tarih olarak kabul edilir​​. İlk olarak 1 Ocak 1929 tarihinde faaliyete geçen Millet Mektepleri, bu ilk dönemde elde edilen tecrübelerle birlikte bazı düzenlemeler yapılarak 1 Kasım 1929'da ikinci dönemi için açılmıştır​​.

Bu bilgiler ışığında, Millet Mektepleri'nin kuruluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin okuryazarlık oranını artırmak ve yeni Türk Alfabesi'nin yaygınlaştırılması amacıyla gerçekleştirdiği kritik bir eğitim hamlesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu eğitim seferberliği, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında toplumun eğitim seviyesinin yükseltilmesi ve modernleşme sürecine katkıda bulunması açısından büyük önem taşımaktadır.

ATATÜRK VE EĞİTİM

Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim alanında yaptığı reformlar ve katkıları, modern Türkiye'nin temellerini oluşturmuştur. Öncelikle, Atatürk'ün eğitim reformları, Türk eğitim sistemini laikleştirme ve merkezileştirme üzerine yoğunlaşmıştır. En önemli adımlardan biri, 3 Mart 1924'te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu idi. Bu kanunla, eğitim sistemi laikleştirildi ve tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlandı. Bu kanun, Tanzimattan beri hedeflenen eğitim birliğini sağlayarak, şer’iye ve evkaf vekaleti veya özel vakıflar tarafından idare edilen bütün medrese ve mektepleri Milli Eğitim Bakanlığı'na devretmiştir.

Atatürk'ün eğitim politikası, iki temel olgu tarafından şekillendirilmiştir: Osmanlı eğitim sisteminin dağınık ve bilimsel temelden uzak yapısı ve yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kökleşmesinde eğitime işlevsel bir yaklaşım. Atatürk, eğitimde milli kültürü ihya etmeyi, sürekliliğini sağlamayı ve yeni nesillere aktarmayı hedeflemiştir. Bu çerçevede, Türk tarihi ve dili ile ilgili ilmi araştırmaların sonuçları eğitim programlarına ve ders kitaplarına entegre edilmiştir.

1926'da kabul edilen Maarif Teşkilatına Dair Kanun, Osmanlı'dan devralınan okul sisteminde önemli değişiklikler yapmıştır. Bu kanunla, ilkokul türleri çeşitlendirilmiş, şehir ve köylerde hem yatılı hem de gündüz okulları açılmış ve öğretmenliği profesyonel bir meslek haline getirmiştir. Ayrıca, Maarif Vekaleti bünyesinde Dil Heyeti ve Talim ve Terbiye Dairesi gibi yeni birimler eklenmiştir. Dil Heyeti, Türk dilinin yapısını ve ona uygun alfabe konusunda çalışmalar yapmış, Harf İnkılabı'na hazırlık sürecinde önemli bir rol oynamıştır.

Atatürk döneminde, ilk ve ortaöğretimde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Örneğin, 1923-1924 öğretim yılında 4.894 olan ilkokul sayısı, 1937-1938 öğretim yılında 6.700'e yükselmiştir. Öğretmen sayısı 10.238'den 15.775'e, öğrenci sayısı ise 341.941'den 764.691'a çıkmıştır. Ortaöğretimde de benzer bir gelişme yaşanmış, 1937-1938 öğretim yılında ortaokul sayısı 140'a, öğretmen sayısı 2.840'a, öğrenci sayısı ise 74.107'ye yükselmiştir.

Yükseköğretimde de önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Cumhuriyet döneminde, üniversiteler ve yüksek eğitim kurumlarının sayısı ve kalitesi artırılmıştır. Örneğin, Darülfünun İstanbul Üniversitesi adıyla yeniden yapılandırılmış ve üniversite kenti olarak Ankara'nın gelişimi hedeflenmiştir.

Bu reformlar ve gelişmeler, Atatürk'ün Türkiye'de eğitimin temelini modern, laik ve bilimsel bir zemin üzerine oturtma vizyonunu yansıtmaktadır. Bu vizyon, Türkiye'nin eğitimde okullaşma oranını artırma ve kalite seviyesini yükseltme hedeflerini doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti'ni “muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma” hedefine yönlendirmiştir.

 Kaynakça:

"Atatürk'ün Eğitim Liderliği ve Türk Eğitim Devrimi." Dergipark. Erişim: www.dergipark.org.tr.

"Atatürk'ün Eğitim Anlayışı." SG K12. Erişim: www.sg.k12.tr.

"Millet Mektebi." Vikipedi. Erişim: tr.wikipedia.org.

"Millet Mektepleri Kuruluş Amacı." Habertürk. Erişim: www.haberturk.com.

 

 

Yorumlar