
Buradaki esas sorunu yapılması planlanan değişikliklerden herhangi birinin gerçekten daha güvenli iş yerleriyle sonuçlanıp sonuçlanmayacağı teşkil ediyor. ABD’deki bir ofis mobilyası üreten şirketin başkan yardımcı Tracy D. Wymer yapıtıpı açıklamada, "Biz enfeksiyon hastalıkları uzmanı değiliz, sadece mobilya yapıyoruz" diyerek iş yerlerini sağlıklı hale getirmek için alınacak önlemlerin belirsizliğine dikkat çekti.

"Riskin sıfıra inmesini beklemeyin"
Bununla birlikte uzmanlar, gerçekten risksiz bir ofis ortamı olamayacağını ama riskin en aza indirilebileceğini söylüyor. Dahili Tıp Doktoru Rajneesh Behal, iş yerlerinin salgına karşı nasıl düzenlenebileceği ile ilgili verdiği seminerde, "Riskin asla sıfıra düşmesini beklemeyin" dedi.

İş yeri ve hastalık iletimi konusunda bilinenlerin büyük bir kısmı, yeni tip koronavirüs krizi ile bazı ortalık özellikleri bulunan mevsimsel grip ile ilgili çalışmalardan kaynaklanıyor. Dünyanın dört bir yanından çeşitli araştırma makalelerinin 2016 yılında yapılan bir analizinde grip yayılımının yaklaşık yüzde 16'sının ofiste gerçekleştiğini ortaya çıkarıldı.

"Uzaktan çalışma daha fazla teşvik edilmeli"
Bir diğer araştırmada ise iş yerinde hastalık iletimini azaltmanın en iyi yollarından biri ofiste mümkün olduğunca az çalışan bulundurmanın olduğu ortaya konuldu. Öksürük ve hapşırma gibi semptomlar gösterilen çalışanların ofise girilmesine izin vermemek ve bir kısım çalışanları uzaktan çalışmaya teşvik etmek bu kapsamda alınabilecek önlemler arasında bulunuyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Dr. Winston, internete bağlı mesleklerde patlama yaşanması nedeniyle kalabalık açık kavramının son 20 yılda ortaya çıktığını söyleyerek, "Katlar arasında sınırların olmaması ve hareket özgürlüğü işbirliği ve yaratıcılık için çok önemli. Ama pahalı ofislerde gittikçe daha fazla insanı sıkıştırmak hastalığın yayılması için çok uygun bir ortam sağlıyor" dedi.