'Müslüman ülkeler ABD’nin kararından dönmesi için büyükelçilerini kovmalıdır'
- Ortak Arap Listesi Bloku üyesi milletvekili Ebu Arar: "İİT'nin bu kararı reddedeceğini biliyoruz. Ancak kınama ve reddetmenin bir anlamı yok. Arap ve İslam liderleri, ülkelerindeki ABD büyükelçilerini kovarak ABD'ye bu kararından vazgeçmesi için baskı yapmalıdır" "Kudüs, kurulacak olan Filistin devletinin başkenti olacaktır inşallah. Kudüs’te ABD Büyükelçiliğine yer yoktur. ABD’nin böyle bir girişimde bulunması, tüm ülkeyi ateşe verecektir ve kimsenin sonuçlarından memnun olmayacağı olaylara neden olacaktır"
TEL AVİV (AA) – ESAT FIRAT/TURGUT ALP BOYRAZ - Filistin asıllı
İsrail milletvekili Taleb Ebu Arar, ABD’nin "Kudüs’ü İsrail’in
başkenti" olarak tanıyan kararının ardından Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine bugün İstanbul’da toplanan İslam
İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerini, "büyükelçilerini kovarak
ABD’ye kararından vazgeçmesi için baskı yapma"ya çağırdı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın "Kudüs'ü İsrail'in başkenti" olarak
tanıma kararını AA muhabirine değerlendiren İsrail meclisi
(Knesset) Ortak Arap Listesi Bloku üyesi milletvekili Ebu Arar,
"İİT'nin bu kararı reddedeceğini biliyoruz. Ancak kınama ve
reddetmenin bir anlamı yok. Arap ve İslam liderleri, ülkelerindeki
ABD büyükelçilerini kovarak ABD’ye bu kararından vazgeçmesi için
baskı yapmalıdır.” dedi.
Ebu Arar, ABD Başkanı Trump’ın seçim kampanyası sırasında
Yahudilere verdiği söz neticesinde bu kararı aldığını belirterek,
“Seçim kampanyasında Yahudilerin desteğini alarak seçimleri
kazanmak için vermiş olduğu sözler neticesinde bu tür kararları
alan bu ahmak başkan kendisinden başkasını temsil etmiyor."
dedi.
Kudüs’ün bağımsız Filistin devletinin başkenti olacağını vurgulayan Ebu Arar, şunları söyledi:
"Kudüs, kurulacak olan Filistin devletinin başkenti olacaktır
inşallah. Kudüs’te ABD Büyükelçiliğine yer yoktur. ABD’nin böyle
bir girişimde bulunması, tüm ülkeyi ateşe verecektir ve kimsenin
sonuçlarından memnun olmayacağı olaylara neden olacaktır."
Ebu Arar, ABD yönetiminin Kudüs ile ilgili aldığı söz konusu
kararın Ortadoğu'daki durumu daha da kötü bir hale getireceğine
dikkati çekerek, "Bu karar, bölgedeki ateşi yeniden alevlendiren
bir karar olmuştur. Trump bu kararı başta İslam hukuku olmak üzere,
uluslararası hukukun tamamına aykırı olarak almıştır.”
değerlendirmesinde bulundu.
Kudüs’ün tarihsel gerçeğine vurgu yapan Ebu Arar, “Kudüs tarihte
de Müslümanlarındı bugün de öyle olmaya devam edecektir. Trump’ın
kararının bu kutsal kentin statüsünü değiştirmede etkisi olamaz.
Başta biz Filistinliler olmak üzere tüm dünya Müslümanları burayı
savunacaktır.” ifadelerini kullandı.
İsrail vatandaşı Filistinlilerin de diğer Filistinlilerle aynı
hassasiyetlere sahip olduğuna dikkati çeken Ebu Arar, “Biz ABD ve
İsrail yönetimlerine karşı, Trump’ın kararının Kudüs ile ilgili
gerçeği değiştirmeyeceğini ve Filistinli Arap Müslümanlar olarak
Kudüs’ten vazgeçmeyeceğimiz yönündeki tepkilerimizi yükseltmeye
devam edeceğiz.” dedi.
Ebu Arar, Arap ülkelerinin Trump'ın kararına tepkilerinin ne derece etkili olduğu yönündeki soruya ise şu şekilde cevap verdi:
"Cılız ve anlamsız tepkiler veren Arap dünyasına asla
güvenmediğimizi belirtmek isterim. Filistin halkı, davasını
omuzlamaya devam edecektir ve bu kararın geri alınmasına kadar da
mücadelesinden vazgeçmeyecektir."
- Kudüs'teki yarım asırlık işgal
Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden İsrail, 1980'de tek
taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkenti" ilan
etti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980'de kabul
ettiği 478 sayılı kararla, İsrail'in ilhak ve başkent ilanını
geçersiz saydı.
BMGK kararı çerçevesinde ABD dahil uluslararası toplum, Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri, Tel Aviv'de bulunuyor.
Hiçbir ülke, Kudüs'ü ya da doğu ve batı bölümlerini başkent olarak kabul etmezken, ABD, Trump'ın hamlesiyle Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıyan ilk ülke oldu.
Uluslararası toplumun tepkisini çeken Trump yönetimi, bölgenin
kaosa sürükleneceği ve İsrail-Arap ihtilafının daha da çözümsüz
hale geleceği uyarılarını göz ardı etti.
Yorumlar