Mısır-Suudi Arabistan ilişkilerinde "Tiran ve Sanafir" etkisi

- Mısır yönetiminin Tiran ve Sanafir adalarını Suudi Arabistan'a bırakmasını öngören antlaşmanın Yüksek İdare Mahkemesince iptal edilmesiyle ilişkilerde gerilimin yeniden yükselme ihtimali üzerinde duruluyor - Uluslararası hukuk uzmanı Hamid: "Söz konusu karar Kahire ve Riyad arasındaki anlaşmazlıkları daha da tetikleyecek, Kuveyt ve BAE tarafından yürütülen ara buluculuk girişimlerini de olumsuz etkileyecektir" - Eski diplomat Merzuk: "İlişkiler bu karardan olumsuz etkilenir. Ancak Suudi Arabistan'ın Mısır'a daha fazla ihtiyacı var"

Google Haberlere Abone ol
Mısır-Suudi Arabistan ilişkilerinde "Tiran ve Sanafir" etkisi

KAHİRE (AA) - AYDOĞAN KALABALIK - Mısır Yüksek İdare Mahkemesinin Suudi Arabistan'la geçen yıl imzalanan Kızıldeniz Sınır Antlaşması'nı iptal ederek tartışmalı Tiran ve Sanafir adalarının Mısır toprağı olduğuna hükmetmesinin ardından iki ülke ilişkilerinde yeni ve zorlu bir döneme girileceği yorumları yapılıyor.

Mısırlı hukukçular ve siyasi aktivistler mahkeme kararının nihai olduğunu ve 9 aydır süren yargı sürecine son noktanın konduğunu ifade ederken, Suudi Arabistan'ın konuyu uluslararası mahkemeye taşıma ihtimalinin de zayıf olduğu belirtiliyor.

Uluslararası hukuk uzmanı Muhammed Hamid, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yüksek İdare Mahkemesinin kararının ekim ayında iyice su yüzüne çıkan Mısır ile Suudi Arabistan arasındaki görüş ayrılıklarını artıracağı görüşünü dile getirdi.

Hamid, "Söz konusu karar Kahire ile Riyad arasındaki anlaşmazlıkları daha da tetikleyecek, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından yürütülen ara buluculuk girişimlerini de olumsuz etkileyecektir." ifadelerini kullandı.

Sınır antlaşmasının Mısır'da yargıya taşınmasında önemli rol üstlenen eski diplomat Masum Merzuk ise egemenlikle ilgili konuların uluslararası yargının yetkilerinin dışında olduğunu ifade ederek iki ülke yönetimini de mahkeme kararına saygı duymaya çağırdı.

Mısır ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin karardan olumsuz etkileneceğini öngören Merzuk, bölgedeki gelişmeler göz önüne alındığında bu durumun Suudi Arabistan açısından daha zorlayıcı olduğunu savundu.

Merzuk şunları kaydetti:

"Kanaatimce ilişkiler bu karardan olumsuz etkilenir. Ancak Suudi Arabistan'ın Mısır'a daha fazla ihtiyacı var. Suudi Arabistan Yemen'deki durum nedeniyle kritik bir dönemden geçiyor. Ayrıca Irak ve Suriye'de vekalet savaşına girmiş durumda. En büyük tehdit ise İran ile karşı karşıya gelme ihtimalidir. Suudi Arabistan'ın tehditlerine karşı duracak tek ülke Mısır'dır."

- İlişkilerde altın dönemden krize evrilen süreç

İki yıl önceye kadar altın dönemini yaşayan Mısır-Suudi Arabistan ilişkilerinde kısa sayılabilecek bir zaman diliminde krizin işaretleri ortaya çıktı.

Mısır'da demokratik seçimlerle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin 3 Temmuz 2013'te askeri darbeyle devrilmesinden Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın vefat ettiği Ocak 2015'e kadar geçen bir buçuk yıllık süreç iki ülke ilişkilerinde "altın dönem" olarak nitelendirildi.

Bu süreçte Suudi Arabistan yönetimi, Kuveyt ve BAE'yi de yanına alarak Mısır'a milyarlarca dolar tutarında akaryakıt ve maddi destek sağladı.

Suudi Arabistan'da Kral Selman bin Abdulaziz’in işbaşına gelmesinin ardından ilişkilerde duraklama dönemine girildi. Bunun aşılması için en önemli adım ise Nisan 2016'da atıldı. Kral Selman'ın Mısır'a düzenlediği resmi ziyaret çerçevesinde önemli anlaşma ve protokoller imzalandı. Bunlar arasında en dikkat çekeni Mısır yönetimindeki Tiran ve Sanafir adalarının Suudi Arabistan'a bırakıldığı "Kızıldeniz Sınır Antlaşması" oldu.

Doğrudan kamuoyuna açıklanmasa da Suudi Arabistan'ın söz konusu antlaşma gereği Mısır'ın 5 yıllık petrol ihtiyacını sağlama taahhüdünde bulunduğu iddia edildi.

Mısır İdare Mahkemesinin iki ay sonra antlaşmayı iptal etmesi, Bakanlar Kurulunun ise antlaşmanın onayını geciktirmesiyle Suudi Arabistan Ekim 2016'da Mısır'a petrol tedarikini durdurdu.

Mısır'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Rusya'nın Halep karar tasarısına desteği ile iki ülke arasındaki görüş ayrılıkları su yüzüne çıktı.

İlişkilerde görülen gerilimin ardından Mısır yönetiminin Suriye'ye askeri pilot gönderdiği haberleri medyaya yansıdı. Ardından Nil Nehri üzerine baraj inşa ederek Mısır’ın su kaynaklarını tehdit edeceği gerekçesiyle Kahire'nin ilişkilerinin kötü olduğu Etiyopya'ya Suudi Arabistan'dan iki önemli üst düzey ziyaret yapıldı.

Mısır yönetiminin Nil sularına kadar uzanan gerginliği gidermek amacıyla geçen ay Kızıldeniz Sınır Antlaşması'nı Bakanlar Kurulunda onaylayarak meclise göndermesiyle iki ülke ilişkilerinde yumuşama sinyalleri gelmeye başlamıştı.

Ancak Yüksek İdare Mahkemesinin önceki günkü iptal kararı Kahire yönetiminin işini güçleştirirken uzmanlar, antlaşmanın mecliste ele alınmasıyla Riyad yönetimine tekrar yeşil ışık yakma ihtimalinin de söz konusu olabileceğini kaydediyor.

Eski Suudi Arabistan Kralı Abdulaziz el-Suud'un 1950 yılında Tiran ve Sanafir adalarının güvenliğinin Mısır tarafından sağlanmasını talep etmesi nedeniyle iki ada 66 yıldır Kahire yönetiminin himayesinde bulunuyordu.

Tiran Adası, Akabe Körfezi'ni Kızıldeniz'den ayıran Tiran Boğazı'nın girişinde yer alıyor. Sina Yarımadası'nın 6 kilometre doğusunda yer alan adanın yüz ölçümü 80 kilometrekare. Tiran Adası'nın hemen doğusunda yer alan Sanafir Adası'nın ise 33 kilometrekare büyüklüğünde olduğu belirtiliyor.

Yorumlar