Al-Şark Forum Yazarı Affan: "Türkiye'de darbe girişimine bütünlülük ve kararlılık içinde cevap veren sivillere karşın Mısır'daki sivil siyasi güçler, ordunun karşısında birlik içinde olamayacak kadar bölünmüş ve tereddütlüydü"
Al-Şark Forum adlı uluslararası düşünce kuruluşunun
yöneticilerinden Muhammed Affan, Mısır halkı ve siyasilerinin
orduya karşı bölünmüş ve kararsız tavır sergilerken, Türk halkı ve
siyasi gücünün darbe girişimi karşısında bütünlük ve kararlılık
içinde hareket ettiğini bildirdi.
Affan, makalesinde darbe tanımının sanıldığı kadar kolay olmadığını
ve seçilmiş hükümeti devrim, isyan, iç savaş ve siyasi komplolarla
devirmekten farklı olarak ele alınması gerektiğini savundu.
İngiliz araştırmacılar Jonathan Powell ve Clayton Thyne'ı referans
alarak darbeyi, "ordu veya devlet sistemi içerisindeki elit bir
grubun yönetimi değiştirmek için yapılan yasa dışı ve açık bir
girişim" olarak niteleyen Affan, tanımdaki söz konusu kriterler
sebebiyle Mısır'daki darbenin "halk devrimi" veya Türkiye'deki
darbe girişiminin "başkaldırı" olarak tanımlanamayacağını
vurguladı.
İstatistiklere göre Ortadoğu'nun son 60 yıllık periyotta dünyadaki
457 darbe girişiminin yüzde 16'sına ev sahipliği yaptığına işaret
eden makalesinde Affan, Mısır ve Türkiye'nin askeri darbeye
yakınlık, askeri kurumların özelliği ve bu kurumların devletle
ilişkileri bakımından benzerlik gösterdiğini kaydetti.
Makalede Türkiye ve Mısır'daki askeri kurumlar ile seçilmiş hükümet
arasındaki ilişkilerin karmaşıklığı benzerlik göstermesine rağmen,
bu ilişkilerin izlediği yolun iki ülkede farklılıklar içerdiğine
işaret edildi.
İki ülkede geçmişteki darbeler karşılaştırıldığında Türkiye'deki
darbelerin daha çok "rejimi korumak" adına yapıldığı ve "koruyucu
darbe" kategorisine dahil edildiğine dikkati çeken Affan,
Mısır'daki darbelerin daha çok oligarşik geleneksel yapıyı
değiştirmeye yönelik yapıldığını bildirdi.
Affan, iki ülkede yapılan darbeler arasındaki diğer belirgin farkı
ise Türk ordusunun "gir-çık" stratejisi uygularken, Mısır ordusunun
siyasi hegomonya kurması olarak tanımladı.
Makalede, söz konusu farklılıklara ek olarak, Mısır ordusunun bütçe
kontrolünde parlamentodan bağımsızlığı ve kendine özgü özerkliğe
sahip olmasına işaret edildi.
Affan, Mısır'ın, 2013 yılındaki askeri darbe sonrası sürpriz
şekilde Türk ordusunun "vesayet" modelini benimseyerek darbe
sonrası, anayasal haklar ve özel otonom statü karşılığında sivil
hükümete geçişi kabul ettiğini belirtti.
- "Mısır hükümetleri, özel siyasi ve ekonomik haklarla askeri
kendine bağlı tutma gayretinde oldu"
Muhammed Affan makalesinde, Türkiye'deki darbe girişimi ile Mısır
darbesinin sonuçlarını farklı kılan etkenlerden birisinin de iki
ülke hükümetinin, ordunun siyasete müdahalesini engellemek için
verdiği tepkilerdeki farklılıklar olduğunu vurguladı.
Mısır hükümetlerinin, askerleri siyasetten uzak tutmak ve onlarla
ilişkilerini iyileştirmek adına orduya sundukları haklar ve
özerklikler sonucunda, ordunun siyasete nüfuzunu daha da artırarak
2013'teki darbenin başarılı olmasına yol açtığını savunan Affan,
Türkiye'de AK Parti hükümeti dönemindeki reformlarla, ordunun
siyaset üzerindeki etsinin minimize edildiğini belirtti.
Affan, Avrupa Birliği üyeliği ve sivilleştirme reformları
kapsamında, Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) kademeli
sivilleştirilerek danışma organı rolü üstlenmesi, askeri
mahkemelerin kaldırılması ve ordunun kamu kurumlarına nüfuzunun
engellenmesinin, Türkiye'deki darbe girişimini başarısız kılmasına
yol açan etkenlerden biri olduğunu bildirdi.
Makalede, "Türkiye'de hükümetin, AK Parti döneminde elde ettiği
güçlü siyasi meşruiyet ve elverişli uluslararası ortam sayesinde
uygun siyasi reformlarla ordunun siyasi erkin kontrolüne girmesini
sağladı. Öte yandan, Mısır hükümetleri, orduya sundukları özel
siyasi ve ekonomik haklarla askeri kendine bağlı tutma gayreti
içerisinde oldu." değerlendirmesinde bulunuldu.
- Türk halkı ve siyasiler, bütünlük ve kararlılık içinde hareket
etti
Muhammed Affan, Mısır'daki Temmuz 2013 darbesi ve Türkiye'deki 15
Temmuz darbe girişiminin sonuçlarının farklı olmasında bahsedilen
etkenler dışında en önemli faktörün ise Türkiye'deki halk ve siyasi
gücün bütünlük ve kararlılık içinde hareket etmesi, Mısır'da ise
halk ve siyasilerin orduya karşı bölünmüş ve kararsız tavır
sergilemesi olduğunu vurguladı.
Mısır'da askeri darbenin emir komuta zincirinde düzenlendiğini ve
askeri nüfuzun ülkenin tümüne yayılması sayesinde tüm devlet
aygıtları tarafından desteklendiğini vurgulayan Affan, buna karşın
Türkiye'de ordunun siyasi etki alanının yasal ve kurumsal
kısıtlamalarla büyük ölçüde azaltıldığını, son 10 yılda ordunun
Türkiye Cumhuriyeti üzerinde vasilik kuracak araçlarının sivil
hükümet tarafından başarılı şekilde kısıtlandığını ifade etti.
15 Temmuz darbe girişiminin emir komuta zincirinde
gerçekleşmediğini ve darbecilerin sadece ordunun bir fraksiyonu
olduğuna dikkati çeken Affan, girişimde ordunun üst rütbeli
askerlerinin önemli bir bölümü yer alsa da ordunun tümü tarafından
desteklenmediğini aktardı.
Buna ek olarak, Türk ordusunun "gir-çık" stratejisinin, aradaki
demokratik dönemlerde yasal siyasi partiler, daha uyumlu siyasi
katmanlar, daha olgun siyasi bilinç gibi gelişmiş sivil politika
geliştirilmesine izin verdiğini kaydeden Affan, Mısır'daki asker
egemen otoriter rejimin ise kırılgan siyasi sınıf, sahte siyasi
partiler ve sorunlu siyasi bilince yol açtığını savundu.
Affan, makalesinin sonunda "Türkiye'de darbe girişimine bütünlülük
ve kararlılık içinde cevap veren sivillere karşın Mısır'daki sivil
siyasi güçler, ordunun karşında birlik içinde olamayacak kadar
bölünmüş ve tereddütlüydü." görüşünü paylaştı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar