İçerdiği protein, lipid, lif ve mineral tuzlarla her derde deva
besinler arasında sayılan yulaf, mevsim geçişlerinde sindirim
sistemini destekleyerek sağlıklı bir bünyeye sahip olmamıza
yardımcı oluyor.Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı Salman yulafı neden
tüketmeniz gerektiğini açıkladı.
Mevsim geçişlerinde bedenimiz de bu döneme ayak uydurabilmek için
iniş çıkışlar yaşar. Bu da gerek ruhsal gerekse fiziksel olarak
bazı sorunları beraberinde getirir. Biliyoruz ki sağlık; sindirim
sisteminden geçiyor. Ruhsal ve bedensel sağlığımız da sindirim
sistemimizin bütünsel olarak sağlıklı olmasına bağlı. Bu noktada en
çok denge problemi yaşadığımız dönemler de mevsim geçişleridir. Tam
da bu sebepten sindirim sistemimizin ilacı diyebileceğim bir
besinden bahsedeceğim size: Yulaf Ezmesi!
LİF KAYNAĞIYLA GELEN SAĞLIK
Yulaf ezmesini sağlıklı yiyeceklerin başına oturtan şey nedir?
Gelin, işe lifle (posa) başlayalım. Yulaf müthiş bir lif kaynağıdır
ve gerekli her iki türün (yüzde elli beş çözünebilir ve yüzde kırk
beş çözünemez) de hoş bir karışımını içerir. Ancak yulaftaki beta
glukan olarak bilinen çözünebilir lif, yulaf ezmesine taşıdığı
yüksek besinsel değeri veren tek maddedir.
SAVAŞÇI VİKİNGLERİN GÜÇ KAYNAĞI
Çinliler yulafın zindelik verici özelliklerini binlerce yıl önce
keşfetmişler. Antik Romalılar onu enerji depolamak için
sofralarından eksik etmemişler. Savaşçı Vikingler efsanevi fiziki
güçlerini yulaf ezmesi ile hazırlanan ‘porridge’ adlı kahvaltılık
yiyeceğe borçlu olduklarını sık sık dile getirmişler.
HER DERDE DEVA
‘Bitkisel protein’ de denilen yulafta bol miktarda protein, lipid,
lif, mineral tuzlar, vitaminler ve B grubu vitaminleri bulunuyor.
Yulaf, pek çok derdin devası olan bir tahıl. Düzenli olarak
tüketildiğinde vücudu tazeleyip adeta yeniden yapılandırıyor.
Yüksek dozdaki enerji verici özellikleri nedeniyle sınavlara
hazırlanan öğrencilere, bebek bekleyen anne adaylarına, sporculara,
soğuk havalarda çok üşüyenlere, sık hastalanan küçük çocuklara,
büyümekte olan çocuklara ve nekahat dönemindeki hastalara birebir
geliyor. Yulaf, hücrelere enerji taşınmasında, dokulara kan
aracılığı ile oksijen transferinde ve zarar gören yaşlı hücrelerin
yenilenmesinde son derece etkili bir besin. Ayrıca zehirli kurşun,
kadmiyum ve krom gibi ağır metallerle birleşip bu maddelerin
vücuttan atılımını sağlıyor.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ KUVVETLENDİRİR
Beta glukan aslında bir tür polisakkarittir (uzun bir glikoz
molekül dizini). Beta glukan kolesterol seviyesinin düşmesine
yardım eder, kardiyovasküler rahatsızlık ve inme riskini önemli
derecede azaltır.
Beta glukanlar vücudun bakteriyel enfeksiyonlara karşı verdiği
tepkiyi destekleyip güçlendirerek bağışıklık sistemini geliştirir.
Bunu, mantar ve bakteri türü yabancı istilacıları hızlı bir şekilde
yok eden, makrofajlar olarak adlandırılan birtakım beyaz kan
hücrelerini faal hale getirerek başarırlar.
Beta glukanların, kötü kolesterol ve triglisridleri düşürme
becerisinin yanı sıra, vücuttaki kanser hücrelerinin öldürülmesinde
etkili olup olmadığı konusunda birtakım çalışmalar hâlâ devam
etmektedir. Bu araştırmaların bir kısmı gerçekten de ümit
vericidir.
KAN ŞEKERİNİ DENGELER
Yulaf ezmesinin glisemik yükü de oldukça düşüktür ki bu, kan şekeri
üzerinde çok ama çok etkisi var demektir. Tip-2 diyabet hastaları
için de beta glukanlar faydalıdır çünkü beta glukanlar kan
şekerinin dengelenmesinde çok etkilidir.Yulafta, sadece bu besine
has bir polifenol antioksidan olan avenanthramide bulunur. Bu
maddenin antiflammatuar etkisinin ve kalp sağlığı için faydalı
olduğu bilinmektedir.
UZUN SÜRELİ TOKLUK SAĞLAR
İçerdiği yüksek lif sayesinde mide ve bağırsak fonksiyonlarını
düzenler ve uzun süreli tokluk hissi yaratarak kilo kontrolünü
destekler.Betaglukan aynı zamanda diyabet üzerine de faydalı etkiye
sahiptir. Çünkü mide ve bağırsakta hızlı emilen karbonhidratı jel
yapısında kendi içine hapseder ve böylece şeker emilimi yavaşlar ve
fazladan insülin de gerekmez.Tip 2 diyabetli bireylerde yulaf
açısında zengin bir beslenmenin kan şekerini daha iyi dengelediği
araştırmalarda da gösterilmiştir. Güne kan şekeri dengeleyici
özelliği olan yulaf gibi bir besinle başlamak gün boyunca kan
şekeri kontrolünün sağlanmasına yardım eder.
HORMONAL DENGESiZLiĞE BAĞLI SORUNLARI AZALTIR
Ani kişilik değişimi, aşırı sinirlilik, uykusuzluk, melankoli,
aşırı tatlı yeme arzusu… Pek çok kadın adet döneminde hormonal
dengesizlikten kaynaklanan bu sorunlardan yakınıyor.
Çözüm için kahvaltı ve öğle öğünlerinde yulaflı yemekler yiyin.
Yulaf, tiroid bezinin işlevine yardımcı olup, östrojen hormonunun
üretimini dengeliyor. Yulafın zengin içeriğinde bulunan magnezyum
minerali, alt karın bölgesindeki kas gerilimini en aza indirgeyerek
sancıyı azaltıyor. Fosfor, adet öncesi ve sırasında sık
karşılaşılan konsantrasyon güçsüzlüğünü ve unutkanlığı önlüyor.
Adet sıkıntılarından şikayetçiyseniz adetten 1 hafta önce ve adet
boyunca yulaf ağırlıklı beslenin. Günde iki porsiyon yemek ideal
.
TİROİD BEZİ RAHATSIZLIKLARINA
Guatr hastalığına yol açan tiroidin düzenli işlevi için yulaf ideal
bir besin. Tiroid bezi yavaş çalıştığı zaman bitkinlik, soğuğa
karşı dayanıksızlık ve çabuk üşüme gibi sorunların ortaya çıkmasına
neden oluyor. Tiroid ile birlikte kan dolaşımı da yavaşlıyor.
Halsizlik ve baş dönmesi gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Bu konuda
şikâyetleriniz varsa kahvaltıda her gün düzenli olarak yulaflı
yiyecekler tüketin.
CİLTTEKİ KIZARIKLIK VE KAŞINTILARA
Yulaf, cildi yumuşatıcı ve rahatlatıcı etkisi sayesinde ciltteki
kızarıklık ve kaşıntıları gideriyor. Yulaf tanesi ilave edilmiş
sıcak banyo suyu, bebeklerdeki pişik sorunlarını ve ciltteki
dermatit ile iltihaplanmaları gideriyor. Bunun için 1 çay bardağı
yulaf tanesi veya yulaf ununu 1 küçük tencereye sıcak suya ilave
edip karıştırın. Kaynatıp süzün ve sorunlu bölgeye uygulayın.
Yulaf, sabunun yol açtığı cilt tahrişlerine ve ani hava
değişimlerine maruz kalan cildi de koruyor. Bunun için sorunlu
bölgeye yulaf lapası uygulayın.
PROTEİNCE TAHILDAN DAHA ZENGİN
Yulaf, ezmesinde 5 gr’lık lif bulunmasının yanı sıra popüler
herhangi bir tahıl gevreğinden daha fazla protein yer almaktadır:
150 gr. yulaf ezmesinde 8,5 gr. protein mevcuttur. Aynı zamanda
fosfor, potasyum, selenyum, magnezyum ve birkaç miligram da demir
içerir.
Yulaf ezmesinin dezavantajlarına gelince, yulaf ezmesi tüketimi
konusunda dikkatli olması gereken iki grup insan var. Birincisi
glütene duyarlılığı olanlar. Çölyak hastalığı glüten duyarlılığına
verilebilecek en çarpıcı örnektir ancak birçok kişi tam manasıyla
çölyak hastası olmasa bile glütene karşı duyarlılık gösterir. Ne
yazık ki arpa, yulaf, çavdar, ve buğday, kısaca hepsi glüten içeren
hububatlardır. Dikkatli olması gereken ikinci grupsa ürik asitle
ilintili sorunlar yaşayanlardır, mesela gut ve böbrek taşı olanlar…
Yulaf pürin içerir ki bu, vücuttaki ürik asidi çözen bir çeşit
proteindir ve kandaki ürük asit seviyesini yükseltici etki
gösterir.
NASIL YENİR?
Yulaf ezmesini çorbalarınıza, salatalarınıza rahatlıkla
ekleyebilirsiniz. 1 kase yoğurt ya da bir bardak süte eklediğiniz
yulaf ezmesine, çeşitli meyve ve yemişler ile tarçın ekleyerek
harika bir öğün haline getirebilirsiniz. Hatta yaptığınız kek ve
kurabiyelerinize yulaf ezmesi katarak besin değerini
artırabilirsiniz.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar