Mersin Şehir Hastanesi 3 Şubat'ta açılacak

- Sağlık Bakanı Akdağ: - "3 Şubat Cuma günü saat 14.30'da Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız Türkiye'nin ilk şehir hastanesinin resmi açılışını yapacaklar" - "Böyle bir hastaneyi bu kadar kısa sürede tamamlamak ve vatandaşın hizmetine sunmak her ülkenin başarabileceği bir iş değil. Bu ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin, sağlıkta büyük bir muvaffakiyet yakalamış olan bir ülkenin işidir. Allah'a şükür biz de bunu gerçekleştiriyoruz"

Google Haberlere Abone ol
Mersin Şehir Hastanesi 3 Şubat'ta açılacak

MERSİN (AA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "3 Şubat Cuma günü saat 14.30'da Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız Türkiye'nin ilk şehir hastanesinin resmi açılışını yapacaklar." dedi.

Akdağ, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile Mersin Şehir Hastanesi'nde incelemelerde bulunmak için geldiği kentte, Vali Özdemir Çakacak'ı makamında ziyaret etti.

Burada bir konuşma yapan Akdağ, Mersin'i çok sevdiğini, şehir hastanesi nedeniyle de kente daha sık gelip gideceklerini belirtti.

Şehir hastanesinin geldiği son noktayı görmek için kentte bulunduğunu ifade eden Akdağ, şöyle konuştu:

"3 Şubat Cuma günü saat 14.30'da Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız Türkiye'nin ilk şehir hastanesinin resmi açılışını yapacaklar. Bu gerçekten bizim için heyecan verici. Şehir hastaneleri sadece mükemmel birer binalar değil, şehir hastaneleri sadece o binaların içerisindeki yüksek teknoloji imkanları ve bu imkanlarla verilecek üst seviyede sağlık hizmetleri, konforlu bakım değil, şehir hastaneleri bir zihniyet değişimi aynı zamanda. Sağlıkta dönüşüm programımızın 2. döneminde, 2. fazın hastanecilikteki yeni adı şehir hastaneleri dönemidir. Ben çok iddialı olmayı sevmiyorum ama şunu rahatça söyleyebilirim, Mersin Şehir Hastanesinin ayarında bir hastaneyi bugün Avrupa'da bulamazsınız. Belki Amerika'da benzer hastaneler var. Böylesine bir zihniyette yaklaşımda bu hastaneyi inşa ettik ve inşa etmeye devam edeceğiz. İçinde bulunduğumuz sene Allah nasip ederse 6 ile 8 hastaneyi hizmete sokacağız. Mersin'in peşine Yozgat'ta onun peşine Isparta'yı daha sonra yıl sonuna doğru inşallah ilgili firma yetiştirebilirse, Ankara Bilkent'teki hastaneyi hizmete koyacağız. Milletimize layık olan da budur. Bu millet gerçekten her fırsatta hele hele 15 Temmuz'da şunu gösterdi, bizler milletimiz için ne kadar hizmet etsek, ne kadar milletimizin rahatını huzurunu üstün bir seviyeye çıkarmaya gayret etsek azdır. Buna devam edeceğiz."

Akdağ, projenin gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, herkesin böyle mükemmel bir eserde emeği bulunduğunu ve arı gibi çalıştıklarını aktardı.

Son birkaç aydır hastanede müthiş bir çalışma temposu yaşandığını vurgulayan Akdağ, şunları söyledi:

"Söylediğim gibi el birliği olmasa herkes birlikte gönlünü bu meseleye koymasa, bu büyük eseri bu kadar kısa zamanda tamamlayamazdık. Dünyadaki örneklerine de baktığımızda bu kadar süratle böyle büyük bir eserin bitirildiği örnekler son derece az. Düşünün 370 bin metrekare kapalı alanı olan çok kompleks bir bina inşa ediyorsunuz. Hastaneler sadece duvarlarını örmekle içerisine cihaz koymakla hastane olmuyor. Her bir odasının, ameliyathanesinin, yoğun bakım odasının özel uzmanlarca incelenip tıbbi açıdan hizmet verebilir kaydı alması gerekiyor. 2013'ün sonunda temel atmışız. Yani 3 sene de bitirmişiz. 3 sene içerisinde biz böylesine büyük bir eseri Mersinlimizin ve bütün bölgemizin hizmetine takdim edecek olmaktan iftihar ediyoruz."

Nisan ayında referanduma gidileceğini anımsatan Bakan Akdağ, "Burada da milletimizin ferasetine güveniyoruz. Ne zaman ihtiyaç olduysa, ne zaman güçlü bir Türkiye için, istikrar için ne zaman bu milletin bekası, geleceği için ihtiyaç olduysa millet saf tuttu. Omuz omuza verdi. Allah'ın izniyle inşallah nisan referandumunda bunu yaşayacağız." dedi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Akdağ, hastane inşaatında gecikme olmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Bu işlerde 2-3 ay çok tabii işler. Gerçekten bir hastaneyi hele hele böylesine devasa bir hastaneyi hizmete sokmak kolay bir iş değil. Siz geri planda mutfakta yapılan işleri bilseniz. Yüzlerce arkadaşımız gece gündüz 3 vardiya çalışıyorlar. Söylediğim gibi 1 ameliyathaneye hasta almanız için o ameliyathanenin nem oranından tutun havada asılı toz miktarına, ısısına varıncaya kadar her türlü şartları çok dikkat ve kontrol ediliyor olmalı. Bunlar önceden testlere tabi tutuluyor. Hastanenin birçok bölümü böyle. Böyle bir hastaneyi bu kadar kısa sürede tamamlamak ve vatandaşın hizmetine sunmak her ülkenin başarabileceği bir iş değil. Bu ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin, sağlıkta büyük bir muvaffakiyet yakalamış olan bir ülkenin işidir. Allah'a şükür biz de bunu gerçekleştiriyoruz."

Başka bir gazetecinin "Avrupa Birliği kapsamında en az doktor yetiştiren ülkelerden birisi olarak görülüyoruz. Devrim yapıyorsunuz ve bu kadar çok hastane yapıyorsunuz. Peki şu andaki tıp fakültelerinde yetişen doktorlarımız bu talebi karşılayabilecek mi? şeklindeki sorusuna da Akdağ, şu yanıtı verdi:

"53 ülke Dünya Sağlık Örgütü'nün Avrupa bölgesinin çatısı altında. Bu 53 ülke içerisinde doktor sayısı nüfusuna göre geride olan ülke biziz. Bir tek Bosna Herkes'te bizden daha az doktor var yani 52. sıradayız. Tıp fakültelerimize yılda 4 bin 500 öğrenci alınıyordu AK Parti olarak iktidar olduğumuz zaman. Bunun kavgasını çok verdik. Ben şahsen kavgasını çok verdim. Buna ciddi bir direnç vardı. Bu fikrin yanına bile yaklaşılmıyordu bir zamanlar. Şimdi tıp fakültelerimize yılda 12 bin öğrenci alınıyor. Yani 4 bin 500'den 12 bine çıkışı düşünün. Bu sayı inşallah bize 2023'e kadar ihtiyacımız olan doktor sayısına büyük ölçüde ulaşmamızı sağlayacak. En dipten başladık belli bir atılım içerisindeyiz."



Yorumlar