Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mehmed Fırıncı, Risale-i
Nur Külliyatının hiçbir yerinde "dinlerarası diyalog” şeklinde bir
deyim geçmediğini belirterek, "Bu tabir, bütün istismarlarını
mukaddes değerlerimiz üzerinden yürüten ve suçlarının fatura adresi
olarak İslâm’ı ve İslâm’ın değerlerini, bu arada Risale-i Nur’u
gösteren FETÖ’nün lideri Fetullah Gülen tarafından icad edilmiş ve
kullanıma sokulmuştur." değerlendirmesini yaptı.
Mehmed Fırıncı, yaptığı yazılı açıklamada, "dinlerarası diyalog"
adı altında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yıllardır yürüttüğü
sinsi kampanya ile ilgili olarak ortaya atılan bazı iddialar
üzerine, yıllardır FETÖ tarafından istismar edilen Risale-i Nur ile
ilgili bazı bilgileri kamuoyuna tekrar hatırlatmak ihtiyacının
hasıl olduğunu belirtti.
Fırıncı, Said Nursi tarafından telif edilen Risale-i Nur
Külliyatının hiçbir yerinde "dinlerarası diyalog" şeklinde bir
deyim geçmediğini vurgulayarak, "Bu tabir, bütün istismarlarını
mukaddes değerlerimiz üzerinden yürüten ve suçlarının fatura adresi
olarak İslâm’ı ve İslâm’ın değerlerini, bu arada Risale-i Nur’u
gösteren FETÖ’nün lideri Fetullah Gülen tarafından icad edilmiş ve
kullanıma sokulmuştur." ifadelerini kullandı.
"Medyada dolaşan ve eksik tahkikata ve yanlış önkabullere dayanan
bir videoda, Bediüzzaman'ın Papa’ya mektup gönderdiği iddia
edilmektedir. Bediüzzaman Papa’ya mektup göndermemiştir."
değerlendirmesini yapan Fırıncı, şunları kaydetti:
"Bediüzzaman Said Nursi, Papa’ya mektup değil, Risale-i Nur
Külliyatından üç büyük eseri ihtiva eden 'Zülfikar' adlı kitabını
göndermiştir. Bu kitabın içeriğinde ise üç önemli Risale vardır;
bunlar da ölümden sonra dirilişi ve ebedî âhiret hayatını aklî
delillere dayanarak harikulâde bir üslûpla anlatan Haşir Risalesi,
Kur’ân’ın 40 ana başlık altında tasnif ettiği mucizelerini ele alan
ve Kur’ân’ın Hak kitap oluşunu son derece orijinal bir üslûpla izah
eden Mucizat-ı Kur’âniye Risalesi, Peygamberimizin 300 kadar
mucizesini aklî ve naklî delilleriyle açıklayan ve Hz. Muhammed
aleyhissalâtü vesselâm Efendimizin Hak peygamber olduğunu hiçbir
tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ispat eden Mucizat-ı Ahmediye
Risalesidir. Papaya bu eserleri gönderen bir İslâm âliminin yaptığı
şeye diyalog denmez, İslâm ıstılahında 'tebliğ' adı verilir.
Fetullah Gülen’in Papa’ya yaptığı müracaat ise, 'diyalog' adı
altında el etek öpme, yaltaklanma, İslam'ın ve Müslümanların
haysiyetini Papa’nın önünde yerlere serme şeklinde özetlenebilecek
bir davranıştır. Papa’ya mektup yazan kişi Fetullah Gülen’dir ve bu
mektubunda, Haçlı Seferlerinin suçunu dahi Müslümanların üzerine
atarak kendisini ve Müslümanları Papa’nın hizmetine sunmak gibi
tarihte hiçbir hainin cür’et edemediği büyüklükte bir hıyanetin
altına imza atmıştır."
Mehmed Fırıncı, Fetullah Gülen ile örgütünün Risale-i Nur’un
kavramlarını dejenere ederek, bu hainliğini Risale-i Nur ve
Bediüzzaman Said Nursi ile irtibatlı göstermeye yeltenmek
suretiyle, bu hıyaneti daha da başka boyutlara taşıdığına dikkati
çekti.
Bunun FETÖ’nün en belirgin özelliklerinden birisi olduğunu
vurgulayan Fırıncı, "Nitekim şimdi de aynı metotları kullanmak
suretiyle, kendi üzerinde yoğunlaşan nefretleri, Risale-i Nur ve
talebeleri gibi milletimizin bağrından çıkan ve bütün dünya ve
tarih önünde milletimizin medar-ı iftiharı mevkiine erişen bir
esere ve harekete yöneltmek suretiyle hem kendisini kurtarmak, hem
de bu hareketi gözden düşürmek gibi beyhude bir çabanın içine
girmiş bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
Fırıncı, bu çabaların FETÖ adı verilen terör örgütüne ve liderine
hiçbir fayda sağlayamayacağını kaydederek, "Çünkü artık maske
düşmüştür. FETÖ ile Risale-i Nur’un birbirinden çok farklı şeyler
olduğu, başta Cumhurbaşkanımız ve hükümetimiz olmak üzere
milletimiz tarafından çok iyi bilinmektedir." görüşünü dile
getirdi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar