MED-2016 Akdeniz Diyalogları Forumu

- Dışişleri Bakan Yardımcısı Yıldız: - "Göç sorunu uluslararası bir konudur. Siyasi sonuç olmadığı sürece, insanlara tek seçenek Avrupa'ya gitmek olduğu sürece gitmek isteyen insanları tutup da 'gidemezseniz' diyecek halimiz yok" - BM Mülteciler Yüksek Komiseri Grandi: - "Akdeniz'de ölü sayısını bu yıl 5 bin ile kapatabiliriz"

Google Haberlere Abone ol
MED-2016 Akdeniz Diyalogları Forumu

ROMA (AA) - Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, göç sorununun uluslararası bir konu olduğunu belirterek, "Siyasi sonuç olmadığı sürece, insanlara tek seçenek Avrupa'ya gitmek olduğu sürece gitmek isteyen insanları tutup da 'gidemezseniz' diyecek halimiz yok." dedi.

İtalya'nın en eski düşünce kuruluşu ISPI'nın bu yıl ikincisini düzenlediği MED-2016 Akdeniz Diyalogları Forumu'na katılan Yıldız, "Göç" ile "Ortadoğu" temalı oturumlarda değerlendirmelerde bulundu.

Yıldız, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile geçen mart ayında varılan anlaşmayı göçmenler üzerinden vize serbestisi için bir pazarlık aracı olarak kullanıp kullanmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:

"Bu yanlış bir ifade. Türkiye ile AB arasında varılan uzlaşma, Suriye kriziyle bağlantılı bir şey değil. Vizelerin serbest bırakılması, bu göç meselesinden de önce gelen bir konuydu. Suriye krizinden sonra bunu Avrupa bize önerdi. Dedik ki biz bunu katalizör olarak kullanalım. Şimdi bu sorumluluklarını yerine getirmiyorlarsa bu göç anlaşması çökerse biz bu sınırları korumakla yegane mesul aktör değiliz."

Yıldız, göç meselesinin uluslararası bir konu olduğunu vurguladı.

Bunun sadece Türkiye'nin sorunu olmadığını dile getiren Yıldız, "Siyasi sonuç olmadığı sürece, insanlara tek seçenek Avrupa'ya gitmek olduğu sürece gitmek isteyen insanları tutup da 'gidemezseniz' diyecek halimiz yok." ifadesini kullandı.

Göçmenler konusunda Türk ekonomisinin de bir kapasitesinin olduğuna değinen Yıldız, Türkiye'nin AB, Almanya gibi ekonomilerle kıyaslanamayacağını anlattı.

Türkiye olarak misafir edebilecekleri mülteci sayısının belli bir raddede olduğunu ve bunun sonuna yaklaştıklarını bildiren Yıldız, "İlk 3'teki bir ekonomi değiliz. Dolayısıyla Türkiye'nin orantısal olarak yaptığının farkına varılması gerekir." değerlendirmesini yaptı.

Yıldız, Suriye'nin Halep kentinde rejim ve Rusya'nın saldırıları devam ettiği sürece Türkiye'ye yönelik yeni göç akımı olmasının çok muhtemel olduğuna dikkati çekti.

- "65 milyon yerinden olmuş insan var"

"Göç" temalı oturumda konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de göç krizinin sadece Avrupa ya da Akdeniz coğrafyasında olmadığını belirtti.

Dünyada en az 13 savaşın devam ettiğini ve bazılarının siviller için çok ağır geçtiğini söyleyen Grandi, "65 milyon yerinden olmuş insan var. Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya... Bölgesel değil, küresel bir kriz söz konusu." diye konuştu.

Düzensiz göçün en yoğun görüldüğü Akdeniz'e dikkati çeken Grandi, "Akdeniz'de ölü sayısını bu yıl 5 bin ile kapatabiliriz." uyarısında bulundu.

Türkiye-AB anlaşmasının bir noktada iyi olduğunu ancak temel sorunları çözmediğini ifade eden Filippo Grandi, Avrupa'nın kriz çözücü olması gerektiğini sözlerine ekledi.

- Trump'a NATO tavsiyesi

Bakan Yardımcısı Yıldız, "Ortadoğu" konusunun ele alındığı oturumda ise panelistlere yöneltilen "ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'a ne tavsiye verirsiniz?" sorusu için beraber çalışma vurgusu yaptı.

Karşılaşılan sorunlara yönelik birlikte çalışma ihtiyacına değinen Yıldız, Trump'a NATO'yu daha birleşik ve güçlü tutması tavsiyesinde bulunabileceğini, NATO'nun Afganistan'da kolektif uyumun iyi bir örneğini verdiğini dile getirdi.

- Bakan Yardımcısı Yıldız'dan Gayt'a cevap

Yıldız, MED-2016 Akdeniz Diyalogları Forumu'nun önceki oturumlarından birinde, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın Türkiye'yi töhmet altında bırakan sözlerini eleştirdi.

Oturumda Gayt'a cevap veren Yıldız, Türkiye'nin yüzyıllardır bu bölgede olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Burası benim yanı başım. Burada bir sorun varsa mezhep savaşları sebeptir. Çarpıtarak, bizi Araplara düşmanmışız gibi anlatıyorsunuz. Arada düşünce farklılıklarımız var mı? Elbette var. Kardeş gördüğümüz bir ülkede yapılan darbeyi eleştirmek farklılıksa bu farklılığımız ya da eline kan bulaşmış bir rejime eleştirmek farklılıksa bu da farklılığımız. Bir Arap Birliği Genel Sekreteri olarak Suriye'ye hiç değinmediniz bile. Bizim yaptığımız eleştiriler dostça, hakkaniyet çerçevesinde yapılan eleştiriler, başka ülkelerin işlerine müdahale etmek değil. Biz Irak’ta neden varız. Oradaki bazı etnik yapıların, özellikle Sunni unsurların kendilerini savunma hakkı olduğunu düşünüyoruz ve orada onları eğitiyoruz. Ortadoğu'daki sorunun temeli Türkiye'nin oradaki 600 askeri değil, biraz önce bahsettiğim şeylerdir. Ortadoğu'nun barış ve istikrarı için ne gerekiyorsa Türkiye olarak bunu hep yapacağız. Irak'ta bulunmamız bir sebep değil, Irak'ta uygulanan yanlış politikaların sonucudur. Uluslararası hukukun temel normlarını, içişlerine müdahale etmenin ne demek olduğunu biliyoruz ve buna hep saygı duyuyoruz fakat komşularımızda uygulanan yanlış politikaların da sonuçlarını çekiyoruz."

Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Arap Birliği Genel Sekreteri'ne izleyici önünde verilen genel cevabın dışında bireysel bazda da girişimde bulunuldu. Kaynaklar, Gayt'a özel olarak, "Türkiye'nin Irak'ta bulunmasının bir tercihten değil, mecburiyetten kaynaklandığı ve bu gerçeklere göre yorum yapmasının daha doğru olacağının aktarıldığını" ifade etti.

Yorumlar