Meclisin bütçe maratonu sona eriyor

- Başbakan Yıldırım: (3) - "Halep'te bulunan sivillerin, İdlib'e götürülmek üzere tahliyesi başladı. Bu ana kadar 7 bin 500 üzerinde sivil, Halep'ten ateşin ortasından, cehennemden adeta alınarak hayatları kurtarıldı ve İdlib'te hazırlanan yerlerine nakledildiler" - "AFAD ve Kızılay marifetiyle ilk etapta 80 bin göçmen için hazırlıklar başlatıldı. İlk olarak 10 bin kişilik bir çadır kent, sağlık, barınma gibi tüm temel ihtiyaçlar karşılanacak" - "Son dönemde Halep'ten yükselen feryatlara, haber bültenlerine yansıyan görüntülere kayıtsız kalamazdık. Halep'teki kardeşlerimizin yararlarını acilen sarmak için büyük bir diplomatik hamle içerisine girdik. Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizin girişimleriyle, muhataplarımızla yaptığımız görüşmeleri olumlu bir noktaya getirdik ve oradaki mazlum insanların tuzaktan kurtarılmasının yolunu açtık"

Google Haberlere Abone ol
Meclisin bütçe maratonu sona eriyor

TBMM (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Halep'te bulunan sivillerin İdlib'e götürülmek üzere tahliyesinin başladığını belirterek, "Bu ana kadar 7 bin 500 üzerinde sivil, Halep'ten ateşin ortasından, cehennemden adeta alınarak hayatları kurtarıldı ve İdlib'te hazırlanan yerlerine nakledildiler." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, 2017 yılı bütçesi üzerine hükümet adına konuşan Yıldırım, Türkiye için hiç şüphesiz en büyük ekonomik kaynağın, siyasi ve demokratik istikrar olduğuna işaret ederek, istikrarın korunacağını, siyasetin kör noktalarına saplanıp kalmadan, kısa vadeli kazanımlar için ülkenin gelecek hedeflerinden asla vazgeçilmeyeceğini söyledi.

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin zayıf iktidarlardan, istikrarsızlıktan çok şey kaybettiğine dikkati çekerek, tek partili dönemden sonraki 60 yılda 45 hükümet kurulduğunu, hükümet başına düşen sürenin ise sadece 16 ay olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin normal bir demokratik istikrar çizgisi olsaydı 60 yılda 45 değil 15 hükümet kurması gerektiğini kaydeden Yıldırım, bu tabloda Türkiye'ye dışarıdan bakan hiç kimsenin istikrarlı bir güven ilişkisi kuramayacağına işaret etti.

Binali Yıldırım, dünyanın güçlü ülkelerinin en önemli özelliğinin ise ekonomik ve siyasi istikrar olduğunu yineleyerek, "Bu milletin bırakın yeniden yıllarını, aylarını, tek bir gününü bile kaybetmeye artık tahammülü yoktur. 2002 yılından bu yana Türkiye, muhtelif antidemokratik vesayet girişimlerine karşı büyük engelleri aşa aşa bugünlere geldi. Halkımızla birlikte ülkemizi karanlık bir tünelden çıkarıp bugünlere getirdik. Buradan geriye dönemeyiz, kazanımlarımızdan asla vazgeçemeyiz. İstikrarı koruyarak, yeni hedeflere yürüyecek, atılımlarımızı daha büyük atılımlarla taçlandıracağız." diye konuştu.

- "Halep'teki kardeşlerimizin yararlarını sarmak için diplomatik hamle içerisine girdik"

Dış politika ve uluslararası siyasetin ne yazık ki bölgede ve dünyada bir adalet ekseni oluşturamadığını belirten Yıldırım, güçlü olanların hak ve adalet ölçülerine uymadığını söyledi.

Başbakan Yıldırım, Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatının ne yazık ki küresel barışı bir türlü tesis edemediğini, hakemlik görevini yerine getiremediğini, güçlü olanların arasındaki rekabetin topyekun insanlığın geleceğini tehdit ettiğini ifade etti.

"Bir insanı öldürenin, bütün insanlığı öldürmüş gibi" olduğuna işaret eden Yıldırım, hiçbir maddi hedefin, bir tek insan hayatından daha önemli olmadığını dile getirdi.

Binali Yıldırım, 2016 yılının Türkiye için olduğu kadar dünyada da son derece önemli ve üzücü olaylara sahne olduğunu belirtti.

Yakın coğrafyada ve bölgede, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük göç dalgasının yaşandığını bildiren Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"12 milyonun üzerindeki Suriyeli, Iraklı insanlar, mazlum ve mağdur insanlar yer değiştirmek durumunda kalırken, 3 milyona yakın Suriyeliyi, Iraklıyı evimizde misafir ediyoruz, onlara kucak açıyoruz. Irak'taki iç karışıklıkların başladığı tarih olan 14 Haziran'dan bu yana 200 bini Hristiyan, Müslüman, Ezidi olmak üzere Iraklı misafirleri de burada, Türkiye'de misafir ediyoruz.

Suriye'de yıllardır bir acı yaşanıyor, bir dram yaşanıyor, bir insanlık suçu işleniyor. Son dönemde Halep'ten yükselen feryatlara, haber bültenlerine yansıyan görüntülere kayıtsız kalamazdık. Halep'teki kardeşlerimizin yararlarını acilen sarmak için büyük bir diplomatik hamle içerisine girdik. Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizin girişimleriyle, muhataplarımızla yaptığımız görüşmeleri olumlu bir noktaya getirdik ve oradaki mazlum insanların tuzaktan kurtarılmasının yolunu açtık."

- "Temaslar neticesinde kısmı ateşkes tesis edildi"

Başbakan Yıldırım, dünyanın gözü önünde tarih boyunca medeniyetlere yurt olmuş bu şehrin kuşatıldığını, çoluk çocuk demeden insanların katledildiğinin altını çizdi.

Rejim ve destekçilerinin saldırısı altında sivillerin tamamen savunmasız kaldığını aktaran Yıldırım, "Suriye'nin doğusunda on binlerce insanın hapsolduğu 6 kilometrelik alanda adeta bir can pazarı yaşandı. Kaçan binlerce aile sokaklarda perişan. Bu temaslar neticesinde kısmı ateşkes tesis edildi. Halep'te bulunan siviller, İdlib'e götürülmek üzere tahliyesi başladı. Bu ana kadar 7 bin 500 üzerinde sivil, Halep'ten ateşin ortasından, cehennemden adeta alınarak hayatları kurtarıldı ve İdlib'te hazırlanan yerlerine nakledildiler." ifadelerini kullandı.

Binali Yıldırım, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti olarak AFAD ve Kızılay marifetiyle ilk etapta 80 bin göçmen için hazırlıkların başlatıldığını bildirerek, "İlk olarak 10 bin kişilik bir çadırkent sağlık, barınma gibi tüm temel ihtiyaçlar karşılanacak. Sivil toplum kuruluşlarımız da Halep'e yardım için adeta yarış halinde kampanyalar düzenliyor. Gönüllülük esasıyla çalışan bütün STK'larımıza, Halep'in yardım çağrısına sessiz kalmadıkları için ayrıca aziz milletimize teşekkür ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Ancak bu acıları, feryatları ve katliamları dünyanın birçok ülkesinin sadece seyrettiğini ifade eden Yıldırım, "Tıpkı daha önce Balkanlar'da, Gazze'de olduğu gibi. Halep, bu asrın tarihine daha şimdiden kara bir leke olarak kaydolmuştur." şeklinde konuştu.

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin, bütün ülkelerle görüşmeden, konuşmadan ve iş birliğinden yana olduğunu vurguladı.

Ülkenin dış politikasında temel felsefenin "düşmanlıkları azaltmak ve dostlukları çoğaltmak" olduğunu belirten Yıldırım, "Bunun için Rusya, İsrail ile ilişkilerimizi normalleştirdik. Irak'ta, Suriye'de devam eden insanlık dramını sona erdirmek için Fırat Kalkanı Harekatı'na başladık. Başika'da, Musul'da etnik temizlik hareketini önlemek için tedbirlerimizi aldık." diye konuştu.

(Sürecek)

Yorumlar