Maliye Bakanı Ağbal: (1)

- "Gelişmiş ülkelerdeki ve AB ekonomisindeki hızlı toparlanma bizim açımızdan son derece olumlu. Gelişmekte olan ülkelere, ülkemize de yoğun bir sermaye girişi var, bundan da son dönemde istifade ediyoruz" -" Küresel risk iştahı olumlu. Bu da bize daha fazla kaynak gelmesine imkan veriyor. Özellikle gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının parasal sıkılaştırmayı zamana yayması, biraz daha ihtiyatlı durması bizim gibi ülkelere gelen para akışını artırıyor" - " Bu geçici vergi indirimlerinin sadece yapılan bu sektörlerde değil, dalga dalga bir çok sektörde ciddi bir motivasyon ürettiğini, tüketici talebini tetiklediğini ve ciddi anlamda üretimin çarklarını döndürdüğünü görüyoruz. İnşallah bir gün mali imkânlarımız olur, genel anlamda bu indirimleri sürekli yaparız"

Google Haberlere Abone ol
Maliye Bakanı Ağbal: (1)

İSTANBUL (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Gelişmiş ülkelerdeki ve AB ekonomisindeki hızlı toparlanma bizim açımızdan son derece olumlu. Gelişmekte olan ülkelere, ülkemize de yoğun bir sermaye girişi var, bundan da son dönemde istifade ediyoruz." dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda düzenlenen Türkiye İhracat Haftası'nın ikinci gün oturumuna katılan Ağbal, Türkiye ekonomisi ve küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ağbal, 2016 yılının küresel büyüme bakımından 2009 sonrası dönemde en sıkıntılı yıl olduğunu belirterek, 2017 yılında küresel ekonomide çok hızlı, genele yayılan bir toparlanma olduğunu anımsatıp, 2018-2019'da da global ekonominin olumlu bir seyir izleyeceğini söyledi.

Türkiye'nin bu olumlu gelişmelerden istifade edeceğini dile getiren Ağbal, şunları kaydetti:

"Gelişmiş ülkelerdeki ve AB ekonomisindeki hızlı toparlanma bizim açımızdan son derece olumlu. Gelişmekte olan ülkelere, ülkemize de yoğun bir sermaye girişi var, bundan da son dönemde istifade ediyoruz. Küresel risk iştahı olumlu. Bu da bize daha fazla kaynak gelmesine imkan veriyor. Özellikle gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının parasal sıkılaştırmayı zamana yayması, biraz daha ihtiyatlı durması bizim gibi ülkelere gelen para akışını artırıyor. Bu bizim için son derece önemli, bundan istifade ediyoruz.

Küresel ekonomide bazı riskler de var. Önümüzdeki döneme ilişkin olmak üzere, Fed başta, gelişmiş ülkelerin para politikalarını daha hızlı şekilde sıkılaştırma ihtimali, bölgemiz başta olmak üzere jeopolitik riskler, küresel koruma eğilimleri önemli riskleri barındırıyor. Kısa vadede olumlu risklerle, olumsuz riskler birbirini dengeliyor. Önümüzdeki 3 yıla ilişkin bu, bizim için olumlu bir durum."

Bakan Ağbal, özellikle Avrupa pazarında büyümenin genele yayılmış olması ve AB'nin ticaret tarafında olumlu performans sergilemesinin Türkiye açısından son derece önemli olduğuna işaret etti.

- "Üretim, ticaret batıdan doğuya hızlı şekilde kayıyor"

Kısa vadede olumlu ve olumsuz risklerin birbirini dengelemesi dolayısıyla, bu risklere fazla odaklanmamak gerektiğini kaydeden Ağbal, uzun döneme odaklanılması önerisinde bulundu.

Naci Ağbal, orta ve uzun vadede global ekonomide güç dengelerinin hızlı şekilde değiştiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Üretim, ticaret batıdan doğuya hızlı şekilde kayıyor. Küresel ulaştırma güzergahları değişiyor. 2030-2050 yıllarında küresel ekonominin olağanüstü değiştiğine hepimiz şahit olacağız. Gelişmekte olan ülkeler, özellikle E-7 dediğimiz ülkelerin 2030'da, 2050'de küresel ekonomiden alacağı pay yüzde 40'ın, 50'nin üzerine çıkacak, bu olağanüstü bir değişim demek.

Gelişmekte olan ülkelerin önümüzdeki 10 yıllar içinde, özellikle orta ve yüksek teknolojili üretim içindeki payları da artacak. Yönümüzü, stratejimizi kurarken, küresel ekonomideki bu değişime odaklanıp, hedef pazarlar içine özelikle Asya ve Afrika pazarını takip etmemiz gerek."

Dünyadaki demografik yapının da değiştiğini belirten Ağbal, global ölçekte nüfus dengelerinin değiştiğini, 2050'ye gelindiğinde Afrika nüfusunun bugün sahip olduğu nüfusun iki katına çıkacağını, Avrupa'nın yerinde sayacağını bildirdi.

Ağbal, 2030 yılına gelindiğinde dünyanın en yaşlı nüfusuna sahip topluluğunun Avrupa olacağına dikkati çekerek, bu durumun Türkiye için önemli riskler ve fırsatları birlikte getirdiğinden bahsetti.

Kısa vadedeki değişimlerden öte, uzun vadedeki değişimlere odaklanmak gerektiğinin altını çizen Ağbal, Türkiye için bu değişimlerin fırsata dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.

- "Global kriz sonrası dönemde güçlü büyüme momentumunu sürdüren nadir ülkelerden biri olduk"

Türkiye ekonomisindeki gelişmelere de değinen Ağbal, ekonominin 2000'li yılların başından itibaren 90'lı yıllara kıyasla çok güçlü bir performans ortaya koyduğunu söyledi.

Ağbal, Türkiye'nin 2003-2016 döneminde yüzde 5,6 büyüdüğünü anımsatarak, Türkiye'nin yine bu dönemde gelişmiş ülkelerle arasındaki büyüme farkını da giderdiğini anlattı.

Türkiye'nin kişi başı geliri de artırdığına dikkati çeken Ağbal, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye gerek global kriz öncesi, gerek sonrası dönemde çok ciddi büyüme oranları bakımından, hem gelişmiş ülkeler içinde hem de OECD ülkeler arasında önemli bir performans sergiledi. Türkiye ekonomisi 2015-2016 yıllarında da güçlü büyüme performansı yakaladı. 2013 sonrası, jeopolitik riskler, iç gelişmelere rağmen yine 2015-2016-2017 yıllarında yüzde 6 mertebesinde büyüdü ve oldukça önemli.

Global kriz sonrası dönemde güçlü büyüme momentumunu sürdüren nadir ülkelerden biri olduk. İçerde ve dışarda tüm yapılanlara rağmen Türkiye ekonomisi büyüme hikayesini sürdürebildi. Geleceğe dönük yapılan tahminlerde de Türkiye ekonomisinin bu büyüme momentumunu devam ettireceğini görüyoruz."

Geçen yıl yaşanan 15 Temmuz hain darbe girişiminin ekonomideki gelişmeyi sekteye uğrattığını anımsatan Ağbal, gelinen noktada alınan karar ve tedbirlerle ekonominin toparlandığını söyledi.

Yapılan geçici vergi indirimlerine de değinen Ağbal, "Sürsün dediniz ama geçici vergi indirimlerine gittik. Mobilyada, beyaz eşyada, konutta geçici vergi indirimleri yaptık. Bu geçici vergi indirimlerinin sadece yapılan bu sektörlerde değil, dalga dalga bir çok sektörde ciddi bir motivasyon ürettiğini, tüketici talebini tetiklediğini ve ciddi anlamda üretimin çarklarını döndürdüğünü görüyoruz. İnşallah bir gün mali imkânlarımız olur, genel anlamda bu indirimleri sürekli yaparız." şeklinde konuştu.

(Sürecek)

Yorumlar