Ledün İlmi nedir?

Ledün ilmi, genellikle tasavvufi ve mistik geleneklerde bahsedilen, gizli veya esrarlı bilgileri ifade eden bir terimdir. Arapça kökenli olan bu terim, "gizli" veya "arka" anlamına gelen "ledün" kelimesinden türetilmiştir. Ledün ilmi, özellikle İslam tasavvufunda, Allah'tan bazı seçilmiş kullarına özel olarak verildiği düşünülen, gizli ilahi bilgi veya hikmet anlamına gelir. Bu ilim, genellikle doğaüstü anlayış, derin manevi kavrayış ve evrenin işleyişi hakkında derin içgörüler kazanmayı içerir.

Kur'an-ı Kerim'de Hızır ve Musa kıssasında bahsedilen "ilim sahibi kul"un öyküsü, ledün ilminin sıklıkla atıfta bulunulan bir örneğidir. Bu öyküde, Allah'ın Hızır'a özel bir bilgi (ledün ilmi) verdiği ve bu bilginin Musa tarafından anlaşılamadığı anlatılır. Bu, ledün ilminin sadece belirli kullara verildiği ve herkes tarafından erişilemeyecek bir bilgi türü olduğu anlayışını pekiştirir.

Tasavvufi literatürde, ledün ilmine ulaşmanın çeşitli yolları olduğu belirtilir. Bu yollardan en önemlisi, derin bir manevi arınma sürecinden geçmek ve Allah'ın rehberliğine tamamen teslim olmaktır. Ledün ilmi, aynı zamanda kişinin içsel dünyasını keşfetmesine ve evrenin derin anlamlarını anlamasına yardımcı olur. Ancak, bu ilmin doğası gereği gizemli ve tam olarak tanımlanamaz olduğu kabul edilir; dolayısıyla, ona dair bilgiler genellikle simgesel ve metaforik bir dille ifade edilir.

KUR'AN'DA ANLATILAN KISSALAR

Ledün ilmi, kısaca Allah'ın istediği kullarına verdiği, durumların ve olayların arkasında bulunan gayb bilgilerini ve sırları bilme yetisi olarak tanımlanır. Kehf Suresinin 65. ayetinin içinde Hz. Hızır'a Allah katında rahmet olarak ledün ilmi bahşedildiği söylenir.

Kıssada Hz. Hızır ve Hz. Musa karşılaşır ve ikisi birlikte bir yolculuğa çıkar. Bunun sonucunda da yolculuk boyunca Hz. Hızır aklın almayacağı şeyler yapar. Bir çocuğu öldürmek, çocuklara kötülük yapan kişilerin duvarlarını sağlamlaştırmak, fakir insanlara ait bir gemiyi delerek su almasına neden olmak gibi eylemler gerçekleştirmesi Hz. Musa'yı oldukça rahatsız eder.

Hz. Hızır yola çıkmadan önce kendine soru sorulmamasını şart koşmuştur. Bu nedenle Hz. Musa ona soru sormak istemez ama sormadan da yapamaz. Sorulan sorular nedeni ile Hz. Hızır bir yerden sonra birlikte yolculuk yapmaktan istemez ve bunu yol arkadaşına da söyler. Sorduğu soruların cevabını vererek birlikteliği sonlandırır.

Cevapları alan Hz. Musa tüm soruların cevabını öğrenir ama akıl erdiremediği olayların arkasında bulunan önemli bilgiler ve sırlar vardır. Hz Hızır ne yaparsa insanların hayrı için yapar. Yani kendisinin bilmediklerini, Hz. Hızır'ın bildiğini ve gelecekte olacakları önceden bilerek iyiler için çeşitli önlemler aldığını fark eder.

LEDUN İLMİ NE İŞE YARAR?

Ledün ilmi Allah'ın dilemiş olduğu kullara vermiş olduğu, olayların arkasında yer alan sırları ve bununla birlikte gayb bilgilerini de bilme yeteneği şeklinde tabir edilir.

LEDÜN İLMİ NASIL ÖĞRENİLİR?

Ledün ilmi Allah'ın istediği kullarına farklı bir özellik olarak verdiği bir ikramdır. Eğitim alarak ya da okuyarak ledün ilmine ulaşılamaz. Tasavvuf ehline göre, hassas kalplerin Allah'ı çokça zikretmesi ile yumuşaması ve bunun sonucunda bazı sırların kendine verilmesi mümkündür. Yani bol bol zikir ve dua ile bazı zamanlarda kalp gözü açılabilir ve bu sayede gaybi bilgiler edinebilir. Bunun için tavsiye edilen bazı dualar ve zikirler de bulunuyor. Ledün ilmi sahiplerinin bildiklerini diğer insanlarla paylaşması ve anlatması yasaktır.

LEDÜN İLMİ KİMLERE VERİLİR?

Ledün ilmi, Allah tarafından istediği kullarına verdiği bir lütuf ve özelliktir. Ledün ilmi, okuyarak ya da eğitim ile kazanılacak bir mertebe değildir. Allah'ın en büyük peygamberleri arasında yer alan Hz. Musa'nın bilmediklerini ledün ilmi sahibi olan kişiler ancak bilebilir.

LEDÜN İLMİ KUR'AN-I KERİM'DE HANGİ AYETTE GEÇMEKTEDİR?

Ledün ilmi Kur'an-ı Kerim'de Kehf suresi 65. ayette geçmektedir. Ayetin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

LEDÜN İLMİ 5 ŞARTI NEDİR?

"Ledün ilmi" olarak bilinen ve İslam tasavvuf geleneği içinde özel bir yer tutan ilahi bilgi, bazı tasavvufçular tarafından belirli şartlara bağlanır. Ancak bu şartlar, farklı tasavvufi yorumlara ve geleneğe bağlı olarak değişebilir. İşte genel olarak kabul gören beş temel şart:

Şeriatın Bilinmesi ve İzlenmesi: Tasavvufun temeli, İslam şeriatının (dini yasaların) bilinmesi ve uygulanmasıdır. Ledün ilmi, İslam'ın temel öğretileri ve yasaları ile uyumlu olmalıdır. Şeriat kurallarının ihlali, tasavvufi bir deneyim için bir engel teşkil edebilir.

Sadıklık ve Takva: Ledün ilmi arayışında olan kişinin sadık, dürüst ve takvalı olması gerekmektedir. Takva, kişinin Allah'a karşı gelmekten kaçınması ve doğru bir yaşam tarzı sürdürmesi anlamına gelir.

Tarikat ve Şeyhin Rehberliği: Tasavvuf geleneği içinde bir tarikat (yol) ve bir şeyh (rehber) sıklıkla önemlidir. Ledün ilmi arayışında olan kişi, bir tarikata bağlı olmalı ve bir şeyhin rehberliği altında bu yolu takip etmelidir.

Zikir ve İbadet: İbadetler ve zikirler (Allah'ı anma pratiği) tasavvufi deneyimlerin bir parçasıdır. Kişi, düzenli olarak ibadet edip zikirlerde bulunmalıdır.

Hal ve Ahval Deneyimi: Ledün ilmi, kişinin manevi haller ve ahval (ruh halini ifade eden durumlar) deneyimleri aracılığıyla elde edilir. Bu deneyimler, kişinin içsel yolculuğunun bir parçası olarak yaşanır.