Kültürel farklar insan DNA'sına mührünü vuruyor
Bilim adamları belirli bir etnik gruba ait genetik özelliklerin şekillenmesinde kültür ve çevresel özelliklerin, kalıtımın yanında belirgin bir etkiye sahip olduğunu bildirdi.
Bilim adamları belirli bir etnik gruba ait genetik özelliklerin şekillenmesinde kültür ve çevresel özelliklerin, kalıtımın yanında belirgin bir etkiye sahip olduğunu bildirdi.
ABD'nin California Üniversitesinden bilim adamları Latin etnik alt gruplara mensup çocuklar üzerine yaptıkları çalışmada, "gen metilasyonu" adı verilen DNA'nın ifade tarzını belirleyen genetik belirteçlerin oluşumunda çevresel faktörler ve kültürel deneyimle kazanılan farklılıkların kalıtımsal farklılıklar yanında müstakilen etkili olduğunu belirledi.
Araştırma için ABD genelinde Hispanik-Latin kökenli çocuklarda astım riski üzerine yapılan bir taramanın sonuçlarını inceleyen bilim adamları, seçtikleri 573 Meksikalı ve Porto Rikolu çocuk arasında genetik farklılıkları ortaya çıkaran 916 genetik belirteç tespit etti. Araştırmacılar bu farklılıklardan 520'sinin tamamen kalıtımla ilgili olduğunu kaydederken, 109'unun kısmen kalıtımla açıklanabileceği, geri kalan 205'inin ise kalıtımla açıklanmasının mümkün olmadığını belirtti.
Kalıtımla açıklanamayan farklılıkların astım taramasına tabi tutulan çocuklarda annenin sigara içmesi, egzoz gazının yoğun olduğu çevrelerde yaşama ve psikolojik strese maruz kalma gibi çevresel faktörlere tekabül ettiği vurgulandı.
Araştırmacılar sonuç olarak genetik farklılıkların yüzde 76 oranında kalıtıma bağlı olduğu, geri kalan bölümünün ise çevresel koşullara ve deneyime bağlı olarak şekillendiği sonucuna vardı.
Araştırmanın yazarlarından Yrd. Doç. Dr. Noah Zaitlen, tıp araştırmalarının ve klinik çalışmaların yıllarca farklı etnik grupların değişik sıklık ve oranlarda hastalıklara maruz kaldığını, ilaçlara farklı tepkiler verdiğini tespit ettiğine dikkati çekti. Zaitlen, bu farklılıkları genetik kalıtımla açıklamanın genel eğilim olduğunu, ancak farklı ırk ve etnik grupların farklı yeme içme alışkanlıkları sahip olması, nüfus yoğunluğunun az veya çok olduğu yerlerde yaşamaları, farklı yoksulluk düzeylerini tecrübe etmeleri ve tütün ve benzeri madde alışkanlıkları itibarıyla farklı kolektif sağlık profilleri çizebileceğini belirtti.
Zaitlen, "Sonuçlar sosyal bir olgu olan etnisite ve ırk ile biyolojik bir olgu olan genetik kalıtım arasında daha önce düşündüğümüzden çok daha karmaşık bir ilişki olduğunu gösteriyor." ifadesini kullandı.
Araştırmanın sonuçları online "eLife" dergisinde yayınlandı.
Yorumlar